Artık her alanda sık sık karşımıza çıkan bir kavram var: Sürdürülebilirlik… Şirketlerin politikalarının yanı sıra bireysel olarak hayatımızda da bu kavramın yer alması ve onu özümsememiz oldukça önemli. Fakat sürdürülebilir yaşam için öncelikle sürdürülebilirlik nedir ve neleri kapsar bunlara yakından bakmamız gerekiyor. Gelin, sürdürülebilir yaşam nedir sorusunu detaylıca yanıtlayalım ve bu yaşam tarzı hakkında merak ettiğiniz tüm sorulara sırasıyla cevap verelim.
Sürdürülebilirlik Nedir?
Sürdürülebilirlik kavramı, 1987 yılında Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan Brundtland Raporu ile hayatımıza girdi. Diğer ismi ‘Ortak Geleceğimiz’ olan rapor, kritik çevre sorunlarını ele almanın yanı sıra çevre ve kalkınma konularında uluslararası iş birliğini güçlendirmeyi amaçlıyordu. Bu doğrultuda geliştirilen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, birçok açıdan daha iyi bir gelecek oluşturmak için belirli kriterlerin uygulanması gerektiğini savunuyor.
Bu hedefler arasında erişilebilir ve temiz enerji, sudaki yaşam, iklim eylemi, sürdürülebilir şehirler,sorumlu tüketim, temiz su, karasal yaşam gibi çevresel konuların yanı sıra toplumsal cinsiyet eşitliği, sağlıklı ve kaliteli yaşam, nitelikli eğitim, eşitsizliklerin azalması, barış ve adalet gibi toplumsal kavramlar da ele alıyor. Çünkü sürdürülebilirlik, ekolojik dengenin korunması kadar insanlar arasındaki eşitlik ve refahın da sağlanması ile eksiksiz olarak uygulanabilir.
Sürdürülebilir yaşam yaklaşımının temelini oluşturan sürdürülebilirlik kavramı hakkında daha detaylı bilgi için aşağıdaki yazımıza göz atabilirsiniz:
Sürdürülebilir Yaşam Nedir?
Sürdürülebilir yaşam tarzı, aslında bireyin karbon ayak izini mümkün olduğu kadar azalması anlamına geliyor. Yaptığımız her tercih ve eylem, ardımızda bir iz bırakmamıza neden oluyor. Bunun çevreye etkisi ise o izin ne kadar büyük olduğuna bağlı.
Sürdürülebilir yaşam, aslında yeni bir kavram olsa da bu yaşam tarzı insanlığın yabancı olduğu bir şey değil. Tarih boyunca insanlar, yaşadıkları bölgenin iklimine uygun ürünleri ekti. Meyve veya sebzeler, mevsimine uygun olarak yetiştirildi ve tüketildi. Kimyasal tarım ilaçları yerine zararlı böceklerden korunmak için doğal yöntemler tercih edildi. Yani, henüz sürdürülebilirlik kavramı yokken insanlar sürdürülebilir tarım politikalarını uyguluyorlardı.
Aslında sürdürülebilirlik için bu kadar eskiye gitmeye de gerek yok. Annelerimiz, anneannelerimizin artan malzemelerden veya yemeklerden çorba yaptığına hepimiz şahit olmuşuzdur. Onlar, bunu elbette gıda israfının dünyadaki açlığı artıracağı veya kaynaklarımızın hızla tükeneceği bilinciyle yapmadılar. Küresel çapta doğuracağı sonuçları bilemeseler de onlar, israfın doğru olmadığının farkındaydı.
Kısacası, doğa ile uyumlu bir yaşam sürmek için hızlı tüketim alışkanlıklarını bir yana bırakmak ve aslında yüzyıllardır içimizde olan duyarlılığı ortaya çıkarmak yeterli. Sürdürülebilir yaşama adapte olmak aslında bu kadar kolay…
Sürdürülebilir Yaşam Tarzı Neden Önemli?
Sürdürülebilir yaşam hakkında bilmemiz gereken en önemli şey, bu hayat tarzının yalnızca birkaç ufak değişikliğin dışında bütünsel bir yaklaşım olması gerektiği. Günlük yaşamda yaptığımız her alışveriş, kullandığımız her ürün, ulaşım tercihleri gibi birçok farklı unsur, gezegene karbon ayak izi bırakmamıza neden oluyor.
Nature.org verilerine göre şu an dünyada kişi başı karbon ayak izi ortalaması 4 ton. Bu sayı, Amerika Birleşik Devletleri’nde kişi başı 16 ton ile en yüksek seviyelerden birinde. Fakat 4 tonluk ortalama da küresel sıcaklık artışını etkileyen bir seviyede.
Uzmanlar, doğaya olan etkilerimizi azaltmak ve küresel ısıtmanın önüne geçmek için karbon ayak izinin kişi başı ortalama 2 tona düşmesi gerektiğini öne sürüyor.
Birçok insan, doğayı en fazla kirleten unsurun büyük şirketler olduğunu düşünüyor. Elbette bu yaklaşım doğru ve şirketler oldukça büyük karbon ayak izlerine sahip. Bunu engellemek için birçok firma sürdürülebilir yaşam projeleri geliştirmeye başladı. Bu görüşün yanı sıra kişiler, bireysel önlemlerin fazla bir etkiye sahip olmadığını da savunuyor. Tek bir kişi olarak ele alındığında bu sav doğru gibi görünse de aslında sürdürülebilir yaşam tarzı, kolektif bir bilinçle uygulandığında oldukça güçlü bir etkiye sahip.
Günde bir plastik poşet kullanmak veya kullanmamak çok fazla etki etmiyor gibi görünse de dünya üzerinde 8 milyar insanın aynı şeyi yaptığını düşünürsek aslında bireysel olarak sahip olduğumuz gücün farkına varabiliriz.
Günlük Hayatta Sürdürülebilir Yaşam İçin Neler Yapabilir?
Günlük hayatta sürdürülebilir yaşam alışkanlıkları edinmek aslında sanıldığı kadar zor değil… Çoğu zaman hayatın olağan akışında yaptığımız tercihleri sorgulamaz veya sonuçlarını düşünmeyiz. Rutinimiz olan şeyleri gözden geçirmek ve değiştirmek, aslında sürdürülebilir yaşam tarzı edinmek için yeterli. Peki, günlük hayatta doğa dostu tercihleri nasıl yapabiliriz? Gelin, en temel sürdürülebilir yaşam ipuçları neler birlikte bakalım…
Enerji Tasarrufu Yapın
Dünyada enerji üretimi çoğunlukla fosil yakıtlarla sağlanıyor. Enerji elde etmek için kömür, petrol, doğal gaz gibi yakıtların yakılması ise atmosfere yüksek oranda karbon gazı salınmasına neden oluyor. Sanayi Devrimi’nden bu yana fosil yakıt kullanımı, küresel ısıtmayı 1,2 derece artırdı. Bundan sonraki günlerde ise kalan rezervleri tüketirsek küresel ısıtmayı 1,5 derecede tutmak için salınması gereken sera gazı miktarından 7 kat fazlasını ortaya çıkarmış olacağız.
Bu nedenle tamamen temiz enerji kaynaklarına yönelene kadar fosil yakıt kullanımını, yani enerji tüketimini sınırlamamız gerekiyor. Bunun için evlerde ihtiyacımız olmayan ışıkları söndürerek ve enerji tasarruflu ampuller kullanarak işe başlayabiliriz. Bunların yanı sıra çamaşır ve bulaşık makinelerini tam doldurmadan çalıştırmamak ve kullanılmayan aletlerin fişlerini prizlerden çekmek de enerji tasarrufu yapmamızı sağlar.
Evlerde elektrik tasarrufu yapmak için sıraladığımız önerileri öğrenmek için aşağıdaki yazımıza göz atabilirsiniz:
Plastik Kullanımından Vazgeçin
Birleşmiş Milletler verilerine göre her yıl dünyada 400 milyon ton plastik üretiliyor ve bunların yalnızca %10’u geri dönüştürülebiliyor. Geri dönüşümü gerçekleşmeyen plastikler ise doğaya ve denizlere karışıyor. Her yıl denizlere karışan 11 milyon ton atık, Pasifik Okyanusu’nda Türkiye’nin iki katı büyüklüğünde bir plastik adası oluşturmuş durumda.
Kritik boyutlara ulaşan plastik kirliliğinin önüne geçmek için yapılması gereken en önemli şey ise plastik kullanımından vazgeçmek. Bez çanta ve termos kullanımının sürdürülebilir yaşam örnekleri ile ilgili en fazla karşımıza çıkan şey olmasının nedeni de bu. Bireysel olarak plastik poşet kullanmaktan vazgeçtiğimiz anda, yılda ortalama 1500 poşetin doğaya karışmasını engelleyebiliyoruz. Bunu son 10 senede yaptığımızı, tüm ailemizin veya ülkedeki bütün insanların bize katıldığını düşünün…
Sayı bir anda ne kadar da büyüyor değil mi?
Gıda İsrafına Dikkat Edin
Yemek yaparken kaç kez fazla malzeme kaldığını, fazla yaptığınız için kaç yemeği çöpe döktüğünüzü ya da dolapta unuttuğunuz için çürüyen meyve ve sebzeleri hiç saydınız mı? İşte bu ufak gibi görünen gıda atıkları gittikçe büyüyor ve Birleşmiş Milletler verilerine göre yılda 931 milyon tona ulaşıyor. Biz, dikkatsizlik nedeniyle gıdaları çöpe atarken dünyada 800 milyon insan ise açlık çekiyor.
Gıda israfı konusunda üst sıralarda yer alan Türkiye’de ise bir yılda kişi başı 93 kg yemek israf ediliyor.
Evde sürdürülebilirlik konusunda en önemli unsurlardan biri olan gıda israfını önlemek içinse yapılacaklar aslında oldukça basit. Birkaç maddede ipuçlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
- Buzdolabını sık sık düzenleyin. Malzemelerinizin miktarını ve son kullanma tarihlerini kontrol edin.
- Yemek yapmak için öncelikle evdeki malzemeleri kullanın.
- Alışveriş öncesi mutlaka liste yapın ve ihtiyacınızdan fazlasını almayın.
- Artan malzemeleri değerlendirmek için farklı tarifler deneyin.
- Yemek yerken tabağınızı fazla doldurmayın.
- Gıdaları saklamak için doğru yöntemleri öğrenin ve hızlı bozulmanın önüne geçin.
Gıda israfını önlemek hakkında çok daha detaylı bilgi için aşağıdaki yazımıza göz atabilirsiniz:
Su Tasarrufu Yapın
İlkokulda hepimize Dünya’nın üçte ikisinin su olduğu öğretildi. Fakat tatlı su, yanı kullanılabilir su miktarının toplam su kaynaklarının %1’inden bile az olduğu hiç söylenmedi. Bugün, artık bu bilginin farkındayız ve yanlış politikalar ya da kullanım alışkanlıkları nedeniyle su kaynaklarımızın azaldığını biliyoruz.
Mesela dişlerimizi fırçaladığımız sırada musluğu açık bıraktığımız takdirde 15 litre suyu boşa akıtmış oluyoruz. Bu da tek başımıza yılda ortalama 16 ton su israfına sebep oluyoruz demek. Duş esnasında ise dakikada 18 litre su akıyor. Suyu kullanmadığımız ve açık bıraktığımız her dakika, daha fazla temiz su kaynağını tüketiyoruz.
Elbette su tasarrufu yalnızca bunlarla sınırlı değil. Su kullanırken dikkat etmemiz gereken noktalardan bazıları şöyle;
- Makineleri tam dolu halde çalıştırın.
- Duş sürelerini kısaltın.
- Dişlerinizi fırçalarken veya duş sırasında kullanmadığınız zamanlarda suyu kapatın.
- Bahçeleri buharlaşmanın az olduğu akşam saatlerinde sulayın.
- Musluklardan akan su miktarını azaltmak için perlatör kullanın.
- Meyve yıkadığınız suyu çiçekleri sulamak veya banyo temizliğinde kullanın.
- Sifonların içerisine su dolu şişeler yerleştirerek atık su miktarını azaltın.
- Balkonu yıkamak yerine silmeyi tercih edin.
Evlerde su tasarrufu yapmak adına sıraladığımız önerileri incelemek için aşağıdaki yazımıza göz atabilirsiniz:
İhtiyacınızdan Fazlasını Almayın
Satın aldığımız her yiyecek, kıyafet veya eşya üretilirken başta su olmak üzere birçok doğal kaynak kullanılıyor. Bizse aldığımız her şeyle bir talep oluşturuyoruz ve bu durum arzı artıyor. Oysaki gardırobumuzu şöyle bir açıp baktığımızda neredeyse hiç giymediğimiz birçok kıyafete, evimize dikkat ettiğimizde kullanmadığımız birçok eşyaya rastlayabiliriz.
Alışveriş yapmak istediğimizde öncelikle ‘Gerçekten ihtiyacım var mı?’ sorusunu kendimize sormamız gerekiyor. Eğer yalnızca ihtiyacımız kadar eşya alırsak veya evimizde bulundurursak üretimden kaynaklanan israfı da önlemiş oluruz. Giymediğimiz kıyafetleri bağışlayarak da bir yardımlaşma döngüsü oluşturabiliriz.
Doğa Dostu Ürünleri Tercih Edin
Birçok şirket, artık sürdürülebilirliği ön plana koyuyor ve üretim politikalarını da bu doğrultuda değiştiriyor. Sorumlu tüketim gereği bizim de bu markaları tercih etmemiz ve desteklememiz gerekiyor. Böylece seçimlerimizi doğadan yana yaparken diğer şirketlerin de benzer bir yönelime sahip olması konusunda teşvik oluşturabiliriz.
Bunun için alışveriş sırasında etiketleri dikkatli bir şekilde incelemek gerekiyor. Eco-friendly etiketi bulunan veya geri dönüştürülmüş malzemeler kullanılarak üretilen ürünler, Tencel veya bambu kumaştan üretilmiş kıyafetler satın almak, ihtiyaçlarımızı karşılarken de sürdürülebilir yaşam tarzını benimsememizi sağlar.
Ulaşım Alışkanlıklarınızı Gözden Geçirin
Karbon salımının artmasındaki en önemli nedenlerden biri de seyahat. Gelişen teknoloji ile araç sayısının artması ve günlük olarak yoğun bir şekilde kullanılması, atmosferdeki CO2 miktarının yükselmesine neden oluyor. Bunun önüne tam olarak geçemesek de araçların etkilerini azaltmak mümkün.
Ulaşımda toplu taşıma kullanmak bunun en etkili yollarından biri. Özellikle metrolar ve tramvaylar, hem hızlı olmaları hem de çevreye az zarar vermeleri açısından iyi bir alternatif. Bunu dışında kısa mesafeleri yürümek ya da bisiklet kullanmak, karbon nötr olduğu için hayat rutinimize katmamız gereken alışkanlıklar arasında olmalı.
Sürdürülebilir ve çevre dostu ulaşım alışkanlıkları hakkında çok daha detaylı bilgiye aşağıdaki içeriğimizden ulaşabilirsiniz:
Atmayın, Dönüştürün
Artık ihtiyacımız olmayan ve kullanmadığımız eşyaları atmak yerine ileri dönüşüm teknikleri ile farklı bir hale getirebilir ve kullanmaya devam edebiliriz. Cam veya plastik şişeleri kaplayarak ve süsleyerek vazolara, eski bir konsolu boyayarak ayakkabılığa, araba lastiklerini bahçe süslerine ya da yırtılmış tişörtleri köpek oyuncaklarına çevirmek aslında çok kolay. İhtiyacımız olan tek şey belki de biraz yaratıcılık…
İleri dönüşüm uygulamalarının ilk adımında nereden başlayacağınızı bilemiyorsanız internette yer alan kaynaklar imdadınıza yetişebilir. Örneğin, yukarıda yer alan ve YouTube’da milyonlarca kez izlenen videoda birbirinden yaratıcı 15 ileri dönüşüm fikri sizi bekliyor!
İleri dönüşüm dışında kullanmadığımı fakat iyi durumda olan eşyalarımızı da ihtiyacı olan kişilere verebiliriz. Bunu sağlamak için birçok organizasyon, kermes veya vakıf aktif olarak görev alıyor. Doğru kişileri bularak veya belediyelerle görüşerek kullanılabilir durumdaki eşyalarımızı bağışlayabiliriz.
Sürdürülebilir Yaşam Hakkında Kitaplar
Son yıllarda yaşadığımız aşırı sıcaklar, yaz aylarında görülen dolu yağışları, kar yağmadan geçen kışlar… Birçok aşırı hava olayı iklim değişikliğinin bir sonucu ve buna biz sebep oluyoruz. Bu nedenle hayatımıza giren sürdürülebilir yaşam kavramı, kitaplara da konu olmuş durumda. Sürdürülebilir yaşam hakkında kitaplar okumak isteyenler için raflarda yerini alan seçeneklere gelin, birlikte bakalım…
- Muz Ne Kadar Kötüdür? Her Şeyin Karbon Ayak İzi
Satın Almak İçin: Tıklayın!
Mike Berners-Lee tarafından yazılan kitap, hayatımızda yaptığımız her şeyin karbon ayak izi ve doğaya etkisi ile ilgili fikir edinmemizi sağlıyor. Tüketicilerin yanı sıra işletmeler ve politika belirleyiciler için mesajlar da içeren kitap, eğlenceli anlatımıyla sizi sıkmadan bilgi edinmenize yardımcı oluyor.
- Atıksız Yaşam
Satın Almak İçin: Tıklayın!
Atıksız Minimalist ismi ile tanıdığımız ve bir greenfluencer olan Ceren Özcan Tatar tarafından yazılan kitap, iklim kriziyle mücadelede atıksız bir yaşamın önemini anlatıyor. Kendi deneyimlerini kitaba aktaran yazar, gerçekten farklı bir yaşam tarzının mümkün olduğunu kanıtlayan örnekleri ile ilham veriyor.
- Yeni Gerçeğimiz Sürdürülebilirlik
Satın Almak İçin: Tıklayın!
Prof. Dr. Levent Kurnaz ve Gülin Yücel, sürdürülebilirliği ‘Yok olmaya yüz tuttuğunda en çok ihtiyacımız olan’ kavram olarak tanımlıyor. Gezegenimiz için yapmamız gerekenleri geçmişin alışkanlıkları ile karşılaştırarak aktaran kitap, gelecek ile ilgili umutlu hayaller kurmamızı sağlıyor.
- Sürdürülebilir Yaşam Rehberi
Satın Almak İçin: Tıklayın!
Birçok yazarın bir araya gelerek katkıda bulunduğu kitap, atık yönetiminden sanata, beslenme şeklimizden tüketim alışkanlıklarına kadar gündelik hayatta dikkat etmemiz gereken farklı konulara değiniyor. İsmi gibi bir rehber niteliği taşıyan sürdürülebilirlik kitabı, başucu eserlerinden biri olmaya aday.
- Sıfır Atık İçin 101 Yol
Satın Almak İçin: Tıklayın!
Kathryn Kellogg’un yazdığı kitap, kompost yapımı ve sıfır atık yaşam konusunda bilgileri vermenin yanı sıra yaşam tarzımızı değiştirmenin neden önemli olduğuna da değiniyor. İki yılda biriktirdiği çöpleri yalnızca küçük bir kavanoza sığdıran Kellogg, gerçek bir sıfır atık deneyiminin nasıl olduğunu kendi uygulamalarından örneklerle anlatıyor.
- Minimalizm – Geriye Kalan Her Şey
Satın Almak İçin: Tıklayın!
Joshua Fields Millburn ve Ryan Nicodemus isminde iki arkadaş, hayatlarındaki gereksiz her şeyden kurtularak anlamlı bir yaşam için yola çıkıyor. Bu yolda yaşadıklarını ve minimal bir yaşama geçiş hikayelerini anlatan yazarlar, yaşadıkları rahatlama ve mutluluğu okuyucuya iyi bir şekilde aktarmayı başarıyor.
- Dünya Senin Ellerinde – Sürdürülebilir Geleceği Tasarlamak
Satın Almak İçin: Tıklayın!
Tıpkı Sürdürülebilir Yaşam Rehberi gibi birçok yazarın bir araya gelerek hazırladığı kitap, ekolojik farkındalığı artırmayı ve insanları harekete geçirmeyi amaçlıyor. Bireysel olarak aldığımız kararlar ve gerçekleştirdiğimiz eylemlerin etkilerine uzman bir bakış açısıyla yaklaşmak istiyorsanız bu kitabı okuma listenize ekleyebilirsiniz.
Diğer kitap önerilerimizi incelemek için aşağıdaki içeriğimize göz atabilirsiniz:
Sürdürülebilir Yaşam ile İlgili Belgesel Önerileri
Sürdürülebilirlikle ilgili birçok şeyi duysak da bazen görmeden gerçek boyutları kavrayamıyoruz. Sıfır atık bir yaşam mümkün değilmiş gibi geliyor ya da çöp yığınları bir kavramdan öteye geçemiyor. Tam da bu noktada sürdürülebilirlik belgeselleri yardımımıza koşuyor. Farklı konuları ele alan sürdürülebilir yaşam hakkında izlemeniz gereken belgesellere birlikte bakalım.
- The Biggest Little Farm
John ve Molly Chester çiftinin her şeyi geride bırakarak Kaliforniya’da bir çiftliğe sahip olma hikayesini anlatan belgesel, oldukça ilginç ve ilham verici bir hikaye ile karşımıza çıkıyor. 234 dönümlük kurak bir araziyi azim ve inançla işlevsel bir çiftliğe dönüştüren çift, doğanın özen gösterildiğine nasıl canlanabileceğini bizlere kanıtlıyor.
- Demain (Tomorrow)
İklim krizinin nelere yol açacağını çokça gördük. Fakat bu belgesel sürdürülebilir yaşam ve doğru politikalarla geleceğin ne kadar güzel olabileceğini bize anlatıyor. Gidişatı tersine çevirmek için çözüm yolları sunan yapım, bu eylemlerin sonuçlarını da ortaya koyuyor.
- Waste Land
Dünyanın en büyük çöplüğü ile tanışmaya hazır mısınız? Sanatçı Vik Muniz’in Rio de Janeiro’da yer alan Jardim Gramacho’ya yaptığı yolculuğu anlatan belgesel, hem ardımızda bıraktığımız çöp yığınlarını hem de çöplükte toplayıcılık yapan insanların hikayelerini konu alıyor.
- More Than Honey
Arıların doğa için ne kadar önemli olduğunu, hatta yaşamın devamının arılara bağlı olduğunu duymuşsunuzdur. More Than Honey, farklı ülkelerde arı popülasyonundaki ciddi azalmayı ve bunların nedenini araştırıyor.
- Unbreathable: The Fight For Healthy Air
Hava kirliliğinin her yıl 7 milyon erken ölüme sebep olduğunu biliyor muydunuz? 2020 yılında yayınlanan belgesel, fiziksel olarak göremediğimiz ve nefes almak zorunda olduğumuz için kaçamayacağımız bu tehlikeyi ele alıyor.
- A Simpler Way: Crisis as Opportunity
Bireysel olarak sürdürülebilir yaşam tarzını benimsediğimizi varsayalım. Bunu toplumsal olarak gerçekleştirmek de mümkün mü? A Simpler Way, Avustralya’da daha basit bir yaşam için bir araya gelen bir topluluğun hikayesini anlatıyor. Tamamen doğa dostu bir yaşam süren topluluk, bunun aslında ne kadar kolay ve güzel olduğunu kanıtlıyor.
- The Age of Consequences
İklim krizi yalnızca sağlığı etkiler diye düşünüyorsanız yanılıyor olabilirsiniz. 2016 yapımı belgesel, sıcaklık artışlarının insan psikolojisine etkilerini ve şiddeti tetikleyip tetiklemediğini araştırıyor.
Birbirinden ilgi çekici doğa belgeseli önerilerimize göz atmak için tıklayın:
Sürdürülebilir Yaşam Trendleri Hakkında Gelişmeler
Sürdürülebilirlik projeleri gün geçtikçe artıyor. Her geçen gün bir yeni firma doğa dostu yaşama doğru bir adım daha atarken tüketicilerin talepleri ve politika belirleyicilerin kararları ile çevreye verilen zarar azaltılmaya çalışıyor. 2023 sürdürülebilir yaşam trendleri ise değişikliğe en fazla ihtiyaç duyulan ve en fazla talep gören konu başlıklarını ortaya koyuyor. Gelin, bu başlıklara birlikte bakalım…
- Temiz Enerji
Tüm dünyada yaşanan enerji krizi, aslında ülkelerin fosil yakıtların dışına çıkması ve kendi temiz enerji kaynaklarını yaratması gerektiğini gösterdi. Sürdürülebilirlik hedefleri arasında yer alan yenilenebilir enerji dönüşümünü hızlandıran Rusya-Ukrayna savaşı, bağımlılığın ve maliyetlerin ne kadar hassas bir dengede olduğunu ortaya koydu.
- Çevre Dostu Ulaşım
2035 yılında benzinli ve dizel araçların satışının yasaklanacağı haberi, elektrikli araba üretimini hızlandırdı. Farklı markaların elektrikli araçları hızla üretilirken hem yakıt maliyetlerini düşürmek hem de değişen zamana ayak uydurmak isteyen tüketicilerin bu araçları talepleri de arttı.
- Ekolojik Tatil Seçenekleri
Pandemi sonrası başlayan doğa dostu tatil anlayışı etkisini büyütmeye devam ediyor. Özellikle kamp, karavan ve Tiny House tatilleri gürültüden uzak olduğu için tercih ediliyor. Hem doğaya yakın olmanın huzurunu hem de çevreye dost tatilin avantajlarını fark eden bireyler, yaz aylarındaki seyahat tercihlerini değiştiriyor.
- Karbon Nötr Projeler
2022 Dünya Kupası’nın karbon nötr etiketiyle duyurulması, birçok şirketi bu alanda yeni projeler üretmeye itti. Artık tüketicilerin taleplerinin yoğunlunu ve ilgisini fark eden şirketler, büyük organizasyonların sürdürülebilirliği ön plana alması ile hedeflerini gerçekleştirme konusuna hız verdi.
- Sürdürülebilir Moda Uygulamaları
Sorumlu tüketim moda sektörünü de etkiledi. Gelişen çevre bilinci ve doğa dostu etiketlerin tüketici açısından önem kazanması, üretim alanında da gelişmelere neden oldu. Greenwashing yapan markaların ortaya çıkması ve tepki çekmesi, sürdürülebilir moda kavramının daha derinden ele alınmasına yol açtı.
- Temiz Tarım Politikaları
Pandemi ve savaş ile ortaya çıkan sorunlardan biri de gıda krizi oldu. Bazı ürünlerin bulunamaması veya fiyat artışları, mevsimsel beslenme ve organik tarım konusundaki hassasiyeti artırdı. Su kaynaklarının azalması ve sıcaklıkların hızlı artışı ile daha fazla özene ihtiyaç duyan tarım, bölgesel yetiştiricilik ve permakültür konularının yeniden gündeme gelmesine neden oldu.
