yabani otlar

Doğanın Hazinesi: Yabani Otlar

Kırsal bir alanda, bir doğa yürüyüşünde, çevremizde, tanımadığımız fakat birçok faydası bulunan ve muhteşem lezzete sahip yüzlerce yabani ot bulunur. Biz onların arasından farkında olmadan yürüyüp geçeriz. Yabani otlar bizim herhangi bir çabamıza ihtiyaç duymadan doğada uygun koşulların oluştuğu ortamlarda kendiliğinden yetişir. Sadece kendilerini tanıyanlar tarafından kıymeti bilinir ve onlar tarafından toplanarak tüketilir. Bu sebeple yabani otların daha fazla tanınması gerektiğini düşünüyoruz. 

Yabani otları ne kadar tanırsak onlardan o kadar istifade edebiliriz. Bu yazımızda mutlaka tanımanız gerektiğini düşündüğümüz 9 yabani otu sizlere tanıtacağız. Bu sayede onlarla karşılaştığınızda onları tanıyabilir ve uygun şekilde tüketebilirsiniz. Belki de bu yazımız sayesinde yabani otlara ilgi duyar ve daha fazlasını tanımak için araştırmaya koyulursunuz. 

Yabani otları iyi tanımak, onları doğada fark edebilmek için bu otları doğal ortamlarında görmeniz gerekir. Yani sadece araştırmak, yabani otlar hakkında okumak onları tanımak için yeterli olmayacaktır. Doğada onları tespit etmek için çaba sarf etmeli ve sık sık pratik yapmalısınız. Bir yabani otu ne kadar çok görürseniz onu tanımanız o kadar kolaylaşacaktır.

Gelin yabani otları tanımaya başlamak için 9 yabani ot türünü birlikte inceleyelim.

Ballıbaba

yenebilir yabani otlar
Fotoğraf: Walter Frehner

Ballıbaba ülkemizin birçok yerinde yetişen yayılmacı bir türdür. Yeşil yaprakları dairesel kenarlara sahiptir ve uca doğru daralan böbreksi bir şekli vardır. Ballıbaba çiçekleri çoğunlukla mor renklidir ve küçük çan şeklindedir. Bir bitki üzerinde 4 ile 14 adet arasında çiçek bulunabilir. Nadiren de olsa beyaz renkli çiçek açtığı görülür. Özellikle verimli topraklarda yetişen ballıbaba bir veya iki yıllık bir bitkidir ve soğuk havalara dayanıklıdır. Ülkemizde mart ayı ile haziran ayları arasında görülür. Ballıbabanın mor renginin yoğun olması topraktaki fosfor eksikliğinin bir işaretidir. 

Ballıbaba bitkisinin tamamı yemek için güvenlidir. Ballıbabayı yemeklerde çok çeşitli şekilde kullanabilirsiniz. Kavurarak üzerine yumurta kırabilir, ıspanak yemeklerine koyabilir, çorbalara ekleyebilirsiniz. Taze halini salatalarınıza ekleyebilirsiniz. Ballıbabanın yaprakları kurutularak çayını da demlenebilir. 

Ballıbabanın bağırsak hareketliliğini artırıcı etkisi vardır. Aynı zamanda idrar sökücüdür ve anti-mantar-antibakteriyel etkileriyle detoksa yardımcıdır. Ballıbaba çayını müshil etkisi nedeniyle fazla tüketmemeye dikkat edin.

Ekşi Yonca

ekşi yonca
Fotoğraf: Anastasiya

Ekşi yonca, sık karşılaşabileceğiniz yabani otlar arasındadır. Genellikle ormanlık, ağaçlık alanlarda karşımıza çıkar. Sarı renkli borazan biçimli küçük çiçeklerine kimi zaman kapanmış ince formda da rastlayabilirsiniz.

İnce yeşil gövdeleri yoğun öbekler oluşturur. Yeşil yaprakları gövdenin tepe kısmında kalp şeklinde üç yaprak halindedir. Çiçekleri genelde sarı renkte olsa da mor ve beyaz renkli olan türlerine de rastlayabilirsiniz. Ekşi yoncaların yapraklarının yenmesinde bir mahsur yoktur fakat asıl faydası çiçeklerindedir ve çiçekleri çayı demlenerek tüketilir. Ekşi yonce çiçeklerinin çayı yalnızca taze çiçeklerinden yapılır. Kurutularak çayı yapılmaz. Soğuk tüketildiğinde mide yanmalarına, karaciğer ve sindirim bozukluklarına iyi gelirken, sıcak tüketildiğinde böbrek iltihaplarından ve bağırsak kurtlarından kurtulmaya yardımcı olur. Bir tatlı kaşığı çiçeği yarım litre suda kaynattıktan sonra 5 dakika demleyerek tüketebilirsiniz.

Hodan

hodan otu
Fotoğraf: Julietta Watson

Hodan otu ülkemizin Karadeniz bölgesinde daha yoğun görülse de tüm Türkiye’de karşınıza çıkabilecek kadar yaygındır. Nisan ayından ekim ayına kadar görülebilir. Halk arasında “kaldırık” veya “ıspıt otu” olarak da bilinen hodan otunun gösterişli mavi, mor renkte çiçekleri vardır. 

Hodan otunun yeşil yaprakları ince uzun formdadır. Yaprakları taze olarak tüketilebilir. Kavurması yapılabileceği gibi tazesi salatalarda da kullanılabilir. Hodan otunun kurutulmuş yaprakları aktarlarda dört mevsim bulunabilir ve bitki çayı olarak tüketilebilir. Kurutulmuş yapraklardan elde edilen çay idrar söktürücüdür ve yatıştırıcı etkiye sahiptir. Tohumu yağı çıkarılmak üzere kullanılır. Tohumunun yağından krem ve takviye kapsülleri yapılır. Omega-6 bakımından zengin olan yağı antiinflatuar ve antioksidan özelliklere sahiptir. 

Deve Dikeni

devedikeni
Fotoğraf: Stephan H.

Ana vatanı Akdeniz havzası olan deve dikeni, papatyagiller ailesine mensuptur. Yol kenarlarında bile rahatlıkla rastlanabilecek yoğunlukta ülkemizde görülmektedir. Boyu 30 cm’yi bulabilen deve dikeninin mor renkli gösterişli bir çiçeği vardır. Gövdesi oldukça dilenli ve açık yeşil renktedir. Çok benzer görünüme sahip köygöçüren isimli zararlı bir türü de bulunmaktadır. Bu sebeple doğadan toplanmamalı, mutlaka aktarlardan temin edilmelidir. 

Deve dikeninin takviye kapsüllerini de temin etmek mümkündür. Antiinflatuar ve antioksidan özellikleri sayesinde akne ve sivilcelere karşı etkilidir. Karaciğer sağlığını destekleyici etkiye sahiptir ve doktor tavsiyesi ile diyabet, sarılık ve hepatit tedavisinde kullanılabilmektedir. Sindirim sisteminin sağlıklı çalışmasına da katkı sağlar. 

Kazayağı

kazayağı otu

Kazayağı otu hızlı büyüyen tek yıllık bir yabani ot türüdür. Yaprakları 3-7 cm arasında ve elmas şeklindedir. Avrupa’da ve ülkemizde çok yoğun yetişen, evimizin önünde bile karşılaşabileceğimiz yayılmacı bir türdür. Taze ve körpe yaprakları tüketilebilir. Çiçeklendikten sonra yaprakları sertleşir ve yenmez. Yemeklerde çok çeşitli şekillerde kullanılabilir. 

Kazayağı yapraklarından turşu kurulabilir, salatalarda taze tüketilebilir. Aynı zamanda kazayağı otu böreklerde de kullanılır. Tabii ki kavurması da yapılabilir. Kazayağı otu yaprakları 10 dakika demlenerek çay halinde de tüketilebilir. Sağlığımız için oldukça faydalıdır. Mide ve bağırsak sistemine olumlu etkileri bulunur. Bağırsaktaki tenyaları yok eder. Ülser ve karaciğer hastalıklarının tedavisinde yardımcı olarak kullanılır. İdrar söktürücü etkiye sahiptir. Kalp hastalıklarının tedavisinde de yardımcıdır.

Ebegümeci

ebegümeci

Yabani otlar arasında en güzel görünümlerden birine sahip olan ebegümeci, adeta bir süs bitkisini andırır. Ülkemizin tüm sahil şeritlerinde çok sık görülür. Çiçeği mor ve pembe renklidir ve kalp şeklinde yapraklardan oluşur. Avuç içi büyüklüğünde etli koyu yeşil yapraklara sahiptir. 

Ebegümeci ile çok çeşitli yemekler yapılabilir. Yaprakları gövdesi ile birlikte kavrulabilir. Yapraklarından sarma yapılabilir. Genellikle ekşili yemeklerde kullanılır. Ebegümeci çiçeği kurutularak çayı demlenebilir. Bir bardak kaynamış suyun içine atılan bir tutam ebegümeci çiçeği 5 dakika kadar demlenerek tüketilebilir. Ebegümecinin çiçeği ayrı, yaprakları ayrı faydalara sahiptir. Çiçeğinden yapılan ebegümeci çayı bağırsak hareketlerini destekleyerek hafif bir müshil etkisi yaratır. Bağırsak duvarlarını rahatlatarak gıda emilimini destekler. Mide asidinin azalmasına yardımcı olurken uykuya rahat geçilmesini sağlar. 

Ebegümecinin yaprakları ve gövdesi ayrıca solunum güçlüğüne iyi gelir ve balgam sökücü etkiye sahiptir. Boğaz enfeksiyonlarında etkilidir. Ağrı kesici etkiye sahip olduğu düşünülmektedir. Güneş yanıklarında, böcek ısırıklarında, yaralanmalarda iltihaplanma ve şişmelerin önüne geçebilir.

Gelincik Otu

gelincik otu
Fotoğraf: Henry Be

Muhteşem güzelliği ile gelincik çiçeğini hepimiz tanırız ama gelincik çiçeğinin etrafında yetişen gelincik otunu ve nasıl kullanıldığını çok fazla kişi bilmez. Kırmızı ipeksi yapraklara sahip gelincik çiçeğini anlatmaya bile gerek yok. Ülkemizin dört bir yanında mayıs ve haziran aylarında tarlalarda bile karşımıza çıkar. Gelincik otu ise çiçeğin dibinde yetişen yatay büyüyen ince uzun tırtıklı yapraklara sahip bir ottur. 

Gelincik otunun daha çok kavurması, böreği ve salatası yapılır. Ayrıca yapraklar kurutularak hamur işlerine aroma vermek amacıyla kullanılır. Gelincik çiçeğinden ise sakinleştirici etkiye sahip şerbet yapılır. Bu şerbet, tatlılara renk vermek amacıyla da kullanılır. 

Gelincik otundan elde edilen çay, öksürük kesici etkiye sahiptir ve uykuya rahat geçmeye yardımcı olur. Gelincik otunun en yaygın bilinen etkisi yatıştırıcı özelliğidir. Güçlü bir idrar söktürücüdür. Yaprakları ezilerek yaraya uygulandığında kanamayı durdurucu etkisi vardır. 

Isırgan Otu

ısırgan otu
Fotoğraf: Paul Morley

Yabani otlar arasında kötü şöhreti sayesinde belki de en bilineni ısırgan otudur. Dokunduğunda yakan ve derimizi kabartarak kaşındıran etkisiyle akıllarda iz bırakır. Isırgan otu özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerimizde görülür. Yaprakları ve gövdesi ince, tüysü dikenlerle kaplıdır. Yaprakları damla formunda, uçları sivri ve tırtıklıdır. 

Isırgan otu yalnızca körpe döneminde tüketilir. Yeşil sos yapımında kullanılabilir ve aynı zamanda kavrularak da tüketilebilir. Taze yapraklarının üzerine kaynar su dökülüp 10 dakika demlenerek çayı yapılabilir. Isırgan çayı egzama, saç dökülmesi, kepek gibi problemlere iyi gelmektedir. Ödem atıcı ve idrar sökücü etkiye sahiptir. 

Isırgan otunun az bilinen bir kullanımı daha vardır. Isırgan otu doğal gübre, bitki besini yapımında kullanılabilir. Isırgan yaprakları toplanarak bir şişeye doldurulur ve şişe ağzına kadar su ile doldurulur. Kapağı kapatılarak 3-4 hafta karanlık bir ortamda bekletildikten sonra bitkilere azot takviyesi olarak verilebilir. Bu sürecin sonunda elde edilen ısırgan suyunun keskin ve kötü bir kokusu vardır fakat bitkiler için oldukça besleyicidir. Isırganı toplarken ve temizlerken eldiven giymeyi ihmal etmeyin.

Karahindiba

karahindiba
Fotoğraf: Viridi Green

Papatyagiller ailesinden olan karahindiba sarı çiçekleriyle dikkat çeke. Anadolu’da “güneyik, çıtlık, aslandişi” gibi isimlerle bilinse de en yaygın adı radikadır. Karahindiba nisan, mayıs aylarında kırlarda, tarla ve yol kenarlarında bolca görülür. Çok yıllık bir bitkidir. Sarı çiçekleri sonbaharda beyaz tüylü tohum toplarına dönüşür ve hafif rüzgarda bile kolayca uçuşarak yayılım gösterir. 

Karahindibanın potasyum, vitamin ve mineral açısından zengin yaprakları yemeklerde, salatalarda kullanılabilir. Kurutulmuş yaprakları demlenerek yapılan çayı içerdiği antioksidan ve vitaminler sayesinde oldukça faydalıdır. Karahindiba çayı en fazla 2 bardak tüketilmelidir. Acımsı, toprak tadına sahip bir çaydır. Karaciğer sağlığı açısından faydalı olan karahindiba ödeme ve kabızlığa iyi gelir, bunun yanında safra kesesi taşı oluşumunu da engeller.

Kapak Fotoğrafı: Aaron Burden

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir