7 Soruda İklim Değişikliği Nedir?

7 Soruda İklim Değişikliği Nedir?

İklim değişikliği, iklim krizi ya da küresel ısınma… Tüm bu kavramları, farklı farklı terimlerle birlikte yıllardır duyuyoruz. Ancak son zamanlarda bu tehdidin görünürlüğü çok daha fazla arttı. Peki, gerçekten iklim değişikliği nedir, biliyor muyuz? Gezegenimizdeki tüm canlıları ilgilendiren bu devasa tehditle savaşmak için öncelikle iklim değişikliği hakkındaki gerçekleri öğrenmemiz gerekiyor. Öyleyse gelin, en basit sorular ve cevaplarla iklim değişikliği ne demekmiş birlikte öğrenelim.

İklim Değişikliği Nedir? İklim Krizi Nedir?

7 Soruda İklim Değişikliği Nedir?
Fotoğraf: NOAA

İklim değişikliği, başta karbondioksit olmak üzere ısıyı tutma özelliği olan sera gazlarının atmosferde birikmesi sonucu Dünya’nın ortalama ısısının artmasına verilen isim. Bu duruma aynı zamanda küresel ısıtma adı da veriliyor. Gezegenimizdeki bu doğal olmayan ısı artışı sonrasında oluşan ekolojik dengesizlikler ve bunun yaratacağı tehlikeler ise iklim krizi olarak adlandırılıyor.

Özellikle Sanayi Devrimi sonrasında hız kazanan bu süreç, aslında gezegenimizdeki insan faaliyetlerinin bir sonucu. Modern yaşamdaki insan davranışları (fosil yakıt tüketimi, plastik kullanımı vb.), atmosfere pek çok gazın salınmasına neden oluyor. Bu gazların bir kısmına ise sera gazı adı veriliyor. 

Isıyı tutma özelliğine sahip olan sera gazları, iklim değişikliğinin temel nedeni. Bu gazlar, atmosferimize salındıklarında Güneş’ten gelen ve sıcaklık yayan ışınları muhafaza ediyor. Bu durum da gezegenimizdeki mevcut sıcaklığın yükselmesine neden oluyor. Sera gazlarının oluşturduğu bu etkiye ise sera gazı etkisi adı veriliyor.

Sera gazı etkisi sonucunda ısınan Dünya, bu duruma iklim değişikliğiyle karşılık veriyor. Ancak bu değişiklik, yalnızca havanın birkaç derece daha sıcak olacağı anlamına gelmiyor. Milyarlarca yıldır kendi dengesini kurmuş olan gezegenimiz, sıcaklıklardaki bu değişim sonucunda sahip olduğu tüm dengeyi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Aşırı yağışlar, deniz seviyelerinin yükselmesi, kuraklık, susuzluk ve daha pek çok ekolojik sorun, bu sıcaklık artışının sonuçları arasında gösteriliyor.

İklim Değişikliği ile Küresel Isınma (Isıtma) Aynı Şey Mi?

7 Soruda İklim Değişikliği Nedir?
Fotoğraf: Markus Spiske

İklim değişikliği gerçeğinin tespit edilmesinden bu yana tarih boyunca bu süreç için farklı isimler kullanılmış. Bundan on yıllar önce gezegenimizin karşı karşıya olduğu ekolojik tehdidi büyük oranda “Küresel Isınma” ismiyle anıyorduk. Ancak zamanla bu isim yerini “İklim Değişikliği” terimine bıraktı.

“Küresel Isınma” veya “İklim Değişikliği” terimleri, günümüzde temel olarak aynı durumu anlatıyor. Ancak uluslararası çevrelerce artık iklim değişikliği (Climate Change) ismi çok daha sık kullanılıyor.

Son dönemde dikkat çeken bir diğer terim ise “Küresel Isıtma” deyimi. Uluslararası çevre kuruluşları tarafından tercih edilen bu söylem, aslında yerküremizin kendi kendine ısınmadığına, aksine insanlar tarafından ısıtıldığına dikkat çekmek için kullanılıyor.

İklim Değişikliğinin Sebepleri Nelerdir?

7 Soruda İklim Değişikliği Nedir?

 

İklim değişikliğinin nedenleri arasında sera gazı etkisi ve dünyadaki çeşitli insan faaliyetleri sonucunda ortaya çıkan karbon salımları en önemli yeri tutuyor. Ancak bu salımların oluşmasına neden olan ve dolaylı olarak gezegenimizin ortalama sıcaklığını her geçen gün artıran çeşitli faktörler var.

Birleşmiş Milletlere göre iklim değişikliğini ortaya çıkaran sebepler 7 temel maddede özetleniyor:

  • Elektrik Üretimi: Enerji kaynağı olarak fosil yakıtların kullanıldığı ve yenilenebilir olmayan elektrik üretimi, iklim değişikliğinin nedenleri arasında önemli bir yere sahip.
  • Üretim Endüstrisi: Sanayi Devrimi sonrası büyük oranda hızlanan iklim değişikliğine neden olan faktörler arasında üretim endüstrisi de öne çıkıyor. Plastik, demir, çelik, tekstil veya elektronik gibi pek çok sektörde kullanılan üretim yöntemleri, karbon salımlarının kayda değer bir oranından sorumlu. 
  • Ormansızlaşma: Ağaçlar, karbon depolama yeteneğine sahip. Bu nedenle ağaçların varlığı, sera gazlarının atmosfere karışmasını engelleme açısından son derece önemli. Ancak son yıllarda çeşitli sebeplerle arazi kullanımı amacıyla ormansızlaşmanın artması, iklim değişikliğini hızlandıran faktörler arasında.
  • Ulaşım: Karbon emisyonları konusunda çok önemli bir pay da ulaşım faaliyetlerine ait. Günümüzde kullanılan hava, kara veya deniz araçlarının çok büyük bir yüzdesi, fosil yakıt tüketiyor. Bu tüketim, gezegenimize karbon salımları olarak geri dönüyor.
  • Gıda Endüstrisi: İklim değişikliğinin sebepleri arasında gıda endüstrisi özelinde gerçekleştirilen faaliyetler de var. Tarım çalışmaları için geniş arazilerin kullanılması, hayvancılık faaliyetlerinde karbon salımlarının son derece yüksek olması ve aynı zamanda gıda paketlemelerinde plastik gibi doğaya zararlı maddelerin sıkça tercih edilmesi, bu sektörü iklim değişikliğine yol açan en önemli nedenler arasına yerleştiriyor. 
  • Binaların Enerji Tüketimi: Dünyadaki toplam enerji tüketiminin yarısından fazlası, konut olarak kullanılan veya ticari amaçla inşa edilen binalarda gerçekleşiyor. Isınma, aydınlatma, iklimlendirme gibi pek çok farklı işlem için fosil yakıtlardan elde edilen enerjiler kullanılıyor. Bu durum, küresel karbon salımlarının giderek artmasında çok önemli bir etken.
  • Aşırı Tüketim: Günlük hayatta bireysel olarak yaptığımız neredeyse her şey, karbon salımlarımıza etki ediyor. Örneğin gardırobumuzdaki kıyafetlerin iklim değişikliğiyle doğrudan ilişkili olduğunu biliyor muydunuz? Küresel olarak aşırı tüketimin bir yaşam tarzı haline gelmesi ise karbon salımlarını artıran ve dolayısıyla iklim değişikliğini ortaya çıkaran sebepler arasında.

İklim Değişikliğinin Sonuçları Ne Olacak?

7 Soruda İklim Değişikliği Nedir?
Fotoğraf: Michael Held

Bundan 5-10 yıl önce bu soruyu cevaplamak gerekseydi gelecek zaman kipindeki cümlelerle oluşan bir paragraf kurgulayabilirdik. Ancak günümüzde artık “olacak” sözcüğünden ziyade “oluyor” ifadesi çok daha yerinde. Çünkü artık iklim değişikliğinin sonuçları görülmeye başladı bile!

Son yılların yaz mevsimlerinde, hem Türkiye’de hem de dünyanın geri kalanında daha önce görülmemiş seviyelerde orman yangınları ile karşılaştık. Her yıl, hatta her ay, sonuçları çok büyük olan doğal afetler, seller veya kuraklıklar yaşıyoruz. Geleceğin en büyük tehditlerinden biri olarak görülen susuzluk krizi ise her geçen gün daha da yaklaşıyor. 

Öte yandan 2022 yılının yaz aylarında Avrupa Kıtası, rekor seviyelerde sıcaklıklarla karşı karşıya kaldı. Yağışlı ve serin iklimiyle bilinen İngiltere dahi mevsimin bir dönemini resmi olarak kuraklık ilan ederek geçirdi. 

Dünya Sağlık Örgütünün yaptığı açıklamaya göre 2022 yılında Avrupa Kıtası’nda en az 15.000 kişi, direkt veya dolaylı olarak aşırı sıcaklara bağlı sebeplerden yaşamını yitirdi.

İklim krizi üzerine çalışma yapan pek çok araştırmacının belirttiğine göre bundan sonraki her yıl, bir öncekinden daha sıcak olacak. Bu durum da daha fazla kuraklık ve daha fazla orman yangını anlamına gelebilir. Ayrıca deniz seviyelerindeki yükseliş de pek çok coğrafyada su baskını tehlikesini önemli ölçüde artırıyor.

Öte yandan iklim değişikliğine bağlı göç de karşı karşıya olduğumuz en önemli tehlikelerden bir tanesi. Pek çok uzmana göre su krizi ve iklim kaynaklı sebeplerle yaşam alanlarının bozulması nedeniyle Dünya üzerinde kontrol edilmesi güç bir göç dalgası başlayabilir.

İklim Değişikliği En Çok Hangi Bölgeleri Etkileyecek?

7 Soruda İklim Değişikliği Nedir?

 

İklim değişikliği tam anlamıyla küresel bir sorun ancak bu sorunu ortaya çıkaran bölgeler ile bu sorunun tehlikeleriyle karşı karşıya olanlar arasında ne yazık ki adaletli bir dağılım yok. Araştırmalara göre iklim değişikliğinden en çok etkilenmesi beklenen ülkeler, dünyadaki karbon salımı sıralamalarında en alt sıralarda olan bölgeler olarak görünüyor. Ancak iklim krizine bağlı göç ve su veya gıda krizi gibi uzun vadeli tehlikelerin, global ölçekte büyük sorunlar yaratması fazlasıyla muhtemel.

Time dergisinin yaptığı araştırmaya göre Haiti, Nijerya, Yemen, Birleşik Arap Emirlikleri, Filipinler ve Kiribati, iklim değişikliğinden en çok etkilenmesi muhtemel altı bölge olarak belirlenmiş. Bu öngörüler elde edilirken ülkelerin gelişmişlik düzeyleri, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda ayırdıkları kaynaklar ve nüfus artışı gibi faktörler göz önüne alınıyor. Ancak bunun yanında halihazırda zorlu iklim koşullarına sahip olan bölgelerin iklim değişikliğinin sonuçlarından daha sert bir şekilde etkilenmesi bekleniyor.

2022 yılının yaz aylarında Avrupa Kıtası’nda da görüldüğü gibi, iklim değişikliği her ne kadar ekonomik olarak gelişmemiş ülkeleri çok daha güçlü bir şekilde tehdit etse de dünyanın zengin ülkeleri de bu ekolojik durum karşısında çaresiz kalabiliyor.

İklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgeler arasında ılıman iklim koşulları sayesinde henüz Türkiye gösterilmiyor. Ancak ülkemizde de son dönemde artan aşırı hava olayları ve uzun vadede küresel etki yaratacak iklim değişikliği kaynaklı tehditler, bu problemin tam anlamıyla bizim de sorunumuz olduğunu ortaya koyuyor. 

İklim Değişikliği Önlenebilir Mi?

7 Soruda İklim Değişikliği Nedir?
Fotoğraf: NOAA

İklim değişikliğini tamamen durdurmak veya önlemekten ziyade şu aşamada bu tehlikenin sonuçlarını yavaşlatmaya odaklanmamız gerekiyor. Konuyla ilgili araştırma yapan pek çok bilim insanının sınır olarak kabul ettiği 1,5 derecelik ısınmaya, IPCC raporuna göre 2030 yılına kadar ulaşacağız. IPCC, ancak tüm ülkelerin karbon emisyonlarını yarı yarıya indirmesi halinde 2030 yılında 1.5 derecenin korunabileceğini belirtiyor. Aksi takdirde bu sınır aşılacak ve ısınma seviyesi 2 dereceye kadar ulaşacak.

Yine aynı rapora göre mevcut iklim politikaları herhangi bir ekstra önlem alınmadan sürdürülürse 2100 yılına geldiğimizde gezegenimizdeki sıcaklık artışı 2.7 dereceyi bulacak. Daha önce de söylediğimiz gibi bu, yalnızca havanın yaklaşık 3 derece daha sıcak olacağı anlamına gelmiyor. Bu değişim, pek çok yıkıcı doğa olayına da neden olabilir. Ayrıca bu veride belirtilen sıcaklık, ortalama sıcaklığı ifade ediyor. Yani gezegenimizin bazı bölgeleri bundan çok daha fazla ısınabilir.

İklim krizini durdurmaktan ziyade etkilerini geciktirmek için hem bireysel anlamda hem de devletler seviyesinde yapabileceklerimiz var. Araştırmalara göre küresel ölçekteki sera gazı emisyonlarının olabildiğince hızlı bir şekilde sınırlandırılması gerekiyor. Ancak bunun yanında gündelik hayatımızda değiştirebileceğimiz bazı alışkanlıklar ile bireysel olarak da iklim değişikliğiyle mücadele konusuna destek olabiliriz. “Ben ne yapabilirim?” sorusunun yanıtı için buradaki linke tıklayabilir, önerilere göz atabilirsiniz.

İklim Değişikliğine Karşı Bireysel Olarak Ne Yapabiliriz?

7 Soruda İklim Değişikliği Nedir?
Fotoğraf: Noah Buscher

İklim değişikliğine karşı; Paris Anlaşması, karbon emisyonlarının sınırlanması, plastik benzeri maddelerin üretiminin sınırlandırılması gibi pek çok önlem gündemde. Fakat bunların birçoğu, ancak devletler düzeyinde gerçekleştirilebilecek aksiyonlar. Öte yandan bireysel olarak da hayatımızda yapabileceğimiz değişiklikler var.

Ortak geleceğimiz ve gelecek nesiller için en büyük tehdit olan iklim değişikliğine karşı bireysel olarak alabileceğimiz bazı önlemler şunlar:

  • Günlük hayatımızda geri dönüşüm ve ileri dönüşüm uygulamalarına ağırlık verebiliriz.
  • Konuyla ilgili araştırmalar yaparak hem kendimiz bilinçlenebilir hem de çevremizdekileri durumun aciliyetinden haberdar edebiliriz.
  • Ulaşım, temizlik ya da beslenme gibi günlük alışkanlıklarımızda radikal değişikliklere giderek karbon ayak izimizi azaltabiliriz.
  • İklim krizine karşı mücadele eden çevre ve doğa koruma kuruluşlarını takip ederek destek olabiliriz.
  • Sürdürülebilirlik kavramını hayatımızın merkezine alarak kuaförden alışverişe, ulaşımdan seyahate kadar her alanda çevreye duyarlı davranışlar gerçekleştirebiliriz.
  • Plastik gibi doğaya zararlı ürünlerin kullanımından vazgeçebilir, bunlar yerine çevre dostu ürünleri tercih edebiliriz.
  • Tek kullanımlık eşyalardan uzak durabilir, sahip olduğumuz eşyaları birden fazla kez kullanmanın yollarını arayabiliriz.
  • Gereksiz ve aşırı tüketimden uzak durabiliriz.
  • Elektrik, su veya doğalgaz kullanımlarında tasarruflu davranmayı bir ilke haline getirebiliriz.