Sürdürülebilirlik İçin Sıfır Atık

Sürdürülebilirlik İçin Sıfır Atık

Güncelleme Tarihi: 25 Temmuz 2022

Geçen yazıda günümüzün popüler kavramlarından biri olan sıfır atık hakkında konuşmuştuk. Bu yazıda sürdürülebilirlik merkezli bir yaklaşım ve yaşam biçiminden ve bu yaşam biçimine nasıl geçeceğimizden bahsedeceğiz. 

1980’li yılların ortalarında akademik literatürde kullanılmaya başlayan sürdürülebilirlik kavramı, pek çok şekilde tanımlanıyor. Ancak bu tanımlardan en fazla kullanılanı, 1987 yılında hazırlanan ve Brundtland Raporu olarak da bilinen Ortak Geleceğimiz adlı raporda yapılmış. Buna göre sürdürülebilir kalkınma, “bugünün ihtiyaçlarını, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama yeteneğinden ödün vermeden gideren” kalkınma biçimi olarak tanımlanmış. Günümüzde sürdürülebilirlik, ekonomik perspektifin ötesinde çevresel ve sosyal boyutları da kapsayacak şekilde bütüncül bir bakış açısıyla ele alınıyor. Bu yazıda, bireyler açısından sürdürülebilirliğin çevresel boyutuyla ilgileniyoruz. 

Sürdürülebilirlik Nedir?

Sürdürülebilirlik, temel olarak doğal kaynakların uzun vadeli biçimde değerlendirilmesine dayanıyor. Unutmayalım ki ihtiyaçlarımızı karşıladığımız ve/veya kullandığımız her şey doğadan geliyor. Doğanın kendi içindeki karşılıklı ve karmaşık yapısı, canlı hayatı var eden ve besleyen unsur. Hayatta kalmak için beslenmekten başlayan bu yapı, bizim ihtiyaçlarımızı karşılıyor. Bu nedenle doğal kaynakların varlığının, çeşitliliğinin ve işlevlerinin korunması önem taşıyor. İnsanı hayran bırakan bir denge üzerinde işleyen bu sistemin zarar görmesi ve/veya sistemin parçalarının bozulması, sürdürülebilirliğin önündeki en önemli tehdide karşılık geliyor. Bu sistemin kendi dinamikleri üzerinden sağlıklı biçimde işlemesi, doğanın yeterli miktarda kaynak yaratması ve bu kaynakları yenilemesi için yeterli! Bize düşen sürdürülebilirliğin temel taşı olarak bu kaynakları doğru biçimde kullanmak ve yönetmek… 

Sürdürülebilirlik ile Yeni Bir Yok Oluş Arasında

Dünya nüfusunun hızla artması, doğal kaynakların hızla yok olması anlamına geliyor. Buna ek olarak çevre felaketleri (yangınlar, seller, aşırı sıcaklıklar), canlıların yaşam alanlarının tahrip edilmesi, çevre kirliliği ve küresel ısıtma gibi nedenler, doğal kaynakların yok olmasını hızlandırıyor. İnsan eliyle ortaya çıkan iklim krizi, insanın dünya üzerinde kendi varlığını sürdürmesine karşı bir tehdide dönüşüyor. Sürdürülebilirlik, bu saldırgan doğa tahribatının önüne geçmek üzere doğal dengenin korunmasına ve ekolojik çözümlerin teşvik edilmesine dayanıyor. 

Sürdürülebilirlik, doğal kaynakların üretim ve tüketim süreçlerindeki etkinliğine ve verimliliğine işaret ediyor. Yalnızca dünya nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamanın ötesinde gelecek nesillerin ihtiyaçlarını gözetecek bir doğal kaynak yönetimine karşılık geliyor. Buna göre üretim ve tüketim süreçlerinin, çevre duyarlılığı çerçevesinde düşünülmesi ve geleceğe “yaşanabilir bir dünya” bırakılması temel alınıyor. 

Sorumlu üretim ve sürdürülebilir tüketim

Fotoğraf: Markus Spiske

Sorumlu Üretim & Sorumlu Tüketim

BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin 12.si “Sorumlu Üretim ve Sorumlu Tüketim”, 2030 yılına kadar önleme, azaltma, geri dönüşüm ve yeniden kullanım yoluyla atık oluşumunu azaltma ve atık yönetimini etkinleştirme hedefi taşıyor. Buna göre su, gıda, enerji gibi temel ihtiyaçların sorumlu üretim ve sorumlu tüketim çerçevesinde karşılanması ve kullanılması hedefleniyor.

Sorumlu üretim, doğal kaynakların adı üstünde sorumlu biçimde kullanılmasını öngörüyor. Ekosistemin dengesine zarar vermeden, doğal kaynakları yağmalamadan ve ekonomik öncelikler için sosyal ve ekolojik öncelikleri feda etmeden üretim yapılmasını işaret ediyor. Bu noktada temel sorumluluk ve görev, başta devletler olmak üzere şirketlere, sanayi işletmelerine ve diğer kurumlara düşüyor.  

Sorumlu tüketim ise tüketim alışkanlıklarının, ekolojik ve sosyal unsurları dikkate almasına karşılık geliyor. Bir başka deyişle ihtiyaçların karşılanması hedefiyle yaşanabilir bir dünya hedefinin yakınsanmasını ifade ediyor. Bu noktada bireyin tüketim alışkanlıkları, doğal kaynakların sürdürülebilirliğini sağlamanın temel koşullarından biri olarak ortaya çıkıyor. Bireysel tüketimimizin, sorumlu üretimden gelen ürünlerle karşılanması ve sorumlu üretimi teşvik etmesi sürdürülebilir bir yaşamın ilk adımını oluşturuyor.  

Sürdürülebilirlik Nasıl Sağlanır?

Peki tüm bu kavramsal açıklamalar, bireylerin sürdürülebilirlik yolunda neler yapması anlamına gelir? Kendi biricik yaşantılarımızda nereden başlayarak sürdürülebilir bir yaşam kurabiliriz? 

Bireysel ölçekte sürdürülebilirlik, tüketim alışkanlıklarımızla ve bireysel atık yönetimimizle doğrudan ilgili. Sürdürülebilirliğin, bireylerin yaşamında somut bir çıktıya dönüşmesi ve alışkanlıklara yerleşmesi, sıfır atık yaklaşımının benimsenmesinden geçiyor. Bir başka deyişle sorumlu üretim ve sorumlu tüketim ile sıfır atık yaşam arasında sıkı bir bağ var. 

evde sürdürülebilirlik

Fotoğraf: Colin Behrens

Sürdürülebilirlik Evde Başlar

Şehir hayatında doğayla ilgili farkındalığı artırmak, doğal dengeyle uyumlu bir yaşam biçimi benimsemek ve ekolojik pratikler geliştirmek istiyorsak sıfır atık yaklaşımını merkeze koymamız gerekiyor. Sürdürülebilirlik önce kendi evimizde/özel alanımızda başlıyor ve günlük hayatımızı da kapsıyor. Bu doğrultuda sıfır atık, bize sürdürülebilir bir yaşam için gerekli yol haritasını sunuyor. Günlük alışkanlıklarımızı sıfır atık yöntemlerle dönüştürmeye başladığımızda, bireysel ölçekte sürdürülebilir bir yaşama ve geleceğe adım atıyoruz demektir.  

Öncelikle hemen belirtelim; sıfır atık yaşamdan bahsettiğimizde yaşantımızı zorlaştıran ve ruhumuzu zorlayan bir kurallar bütününden bahsetmiyoruz. Adım adım farkındalık deneyimleriyle hayatımıza kattığımız iyilik pratiklerinden söz ediyoruz. Bu pratikler, hem kendi sağlığımız hem de dünyamızın sağlığı için çok değerli. En başta küçük adımlarla başlamak ve sürecin bizi iyileştirmesine izin vermek yeterli!

sürdürülebilirlik bilinci nasıl kazanılır

Fotoğraf: Nguyen Nghia

Sürdürülebilir Alışkanlıkların İçselleştirilmesi

Çevreye duyarlı ve sürdürülebilir bir yaşam için günlük pratiklerimizi ve tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerektiğinden söz ettik. Peki ama nasıl? 

Bu sorunun cevabı aslında sizde saklı… Bireysel tercihleriniz, keyifleriniz, ailenizin seçimleri bu süreçte rol oynar. Bu nedenle bu sorunun tek ve kesin bir cevabı yok. Sıfır atık alışkanlıkların içselleştirilmesi ve uzun vadeli bir dönüşüm yaşanması için adım adım yol almak en doğrusu. Ancak aşağıda birkaç örneğe yer vermek, ilk adımı atmak isteyenler için yol gösterici olabilir. 

Sürdürülebilir Yaşam İçin Neler Yapabilirim?

  • Tek kullanımlık ürünlerden vazgeçmek
  • Mutfakta gıda israfını önlemek
  • Kişisel bakım ürünlerini ve ev temizlik ürünlerini evde yapmak ve/veya doğal ve atıksız seçenekleri tercih etmek
  • Kış aylarında evimizin ısısını 1 derece (hatta isterseniz daha fazla) azaltmak
  • Doğa yürüyüşlerine çıkmak
  • Araba alırken elektrikli modelleri tercih etmek
  • Su kullanımını azaltmak için perlatör kullanmak
  • Dijital temizlik yapmak
  • Yürüme ve bisiklete binme alışkanlıklarını geliştirmek
  • Elektronik fatura sistemine geçmek
  • Kompost yapmaya başlamak
  • Ekolojik seyahat rotaları belirlemek ve gittiğimiz yerleri çöpe boğmamak
  • Yaşadığımız şehirlere yakın yerlerde üretim yapan yerel üreticilerden alışveriş yapmak
  • Araba kullanırken ayağımızı gazdan mümkün olduğunca çekmek
  • Alışveriş yaparken etiket okumak

Bitirirken…

İlk akla gelen başlıklar bunlar olsa da her bireyin ve ailenin kendi yöntemini ve kendi ritmini bulması yukarıda söz ettiğimiz gibi önem taşıyor. Bu arada listeye şöyle bir bakınca aslında israftan kaçınmaktan bahsediyoruz sanki. Gıda israfından, enerji israfından, plastik israfından… Bir başka deyişle doğal kaynakların hakkınca ve adil biçimde kullanılmasına dikkat çekiyoruz. 

Sürdürülebilir yaşama bugünden yarına geçmek, sıfır atık çözümleri bir anda yaşantımıza adapte etmek kolay olmayabilir. Unutmayalım ki alışkanlıklarımızı değiştirmek biraz sabır ve cesaret istiyor. Bu cesareti, kendimiz, çevremiz ve dünyamız için iyilik yapmaktan alıyoruz. Çünkü biliyoruz ki sıfır atık yaşam ve sürdürülebilir gelecek; bize, ailemize, topluma ve dünyaya iyi gelecek!

Kaynak:

Report of the World Commission on Environment and Development: Our Commun Future (1987)

Kapak Fotoğrafı: 95C/Pixabay