Güncelleme Tarihi: 25 Temmuz 2022
Gezegenimizin kaynaklarının hızla tükendiği gerçeği, artık hepimizin malumu. Peki, sorun nerede? Kaynaklarımız mı yetersiz, yoksa kullanım alışkanlıklarımızda mı problemler var? Bu sorunun cevabı, aslında hem üzücü hem de sevindirici. Sürdürülebilir bir gelecek için önümüzdeki engelin temeli, aslında Dünya’nın bize sunduğu doğal kaynaklarda değil, bizim onları tüketme şeklimizde yatıyor. Bu durum üzücü; çünkü aslında elimizde olan önemli bir fırsatı değerlendiremiyoruz. Ancak bu gerçek bir yandan da sevindirici; çünkü tüketimde sürdürülebilirliği sağlamak hala bizim elimizde ve alışkanlıklarımızı hemen bugünden değiştirmeye başlayabiliriz. Peki, geleceğimizi güvence altına almak adına sorumlu tüketim alışkanlıkları edinmek için neler yapmamız gerekiyor? Hatta bundan daha da önemlisi, sorumlu ve sürdürülebilir tüketim nedir?
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Madde 12: Sorumlu Üretim ve Tüketim
Sürdürülebilir gelecek yolunda küresel anlamda atılan en büyük adımlardan bir tanesi, BM tarafından belirlenen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları. Dünya genelinde açlık ve yoksulluğa son vermek, iklim değişikliği ile mücadele konusunda önemli adımlar atmak, küresel çapta toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak gibi pek çok önemli hedef, BM üyesi 193 ülkenin katılımıyla 2016 yılının ocak ayında yürürlüğe girdi. Toplamda 17 farklı hedeften oluşan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 12. maddesi ise tam da bizim bahsettiğimiz konuya, yani Sorumlu Üretim ve Tüketim çalışmalarına odaklanıyor.
Birleşmiş Milletler’e göre sorumlu tüketim ve üretim, daha azıyla daha fazlasını yapabilmek anlamına geliyor. Çevresel bozulma etkilerini minimuma indirerek ekonomik kalkınmayı sağlamak, kaynakların verimli kullanımı konusunda adımlar atmak ve sürdürülebilir yaşam tarzını tam anlamıyla hayatın bütününe yaymak, sorumlu tüketim için olmazsa olmaz. Yine Birleşmiş Milletler’e göre sorumlu üretim ve tüketim konusunda gerçekleştirilecek çalışmalar, çok daha düşük karbon salımlarına neden olan bir yaşam biçiminin küresel anlamda yaygınlaşmasına olanak tanıyacak.
Sorumlu Tüketim Yaklaşımını Neden Benimsemeliyiz?
Peki, tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmeye neden ihtiyacımız var? Doğal kaynakların kullanımı konusunda BM tarafından hazırlanan raporlar, bu soruya oldukça çarpıcı bir şekilde cevap veriyor:
- Dünyada yaklaşık 2 milyar insan yeterli veya sağlıklı bir şekilde beslenememesine rağmen her yıl, 1.3 milyar ton gıda israf ediliyor.
- Ormanların tarım arazilerine dönüştürülmesi nedeniyle gıda sektörü kaynaklı ortaya çıkan sera gazı salımının tüm emisyonlar içerisindeki oranı %22 seviyesini buluyor.
- Tüm dünya genelinde yaklaşık 2 milyar insan, fazla kilolu veya obez olarak değerlendiriliyor.
- Dünyadaki su kaynaklarının yalnızca %3’ü içilebilir temizlikte ve insanlık, içme sularını doğanın kendini yenileme hızından daha süratli bir şekilde tüketiyor.
- Araştırmalara göre dünyadaki herkes yalnızca ufak bir değişimle enerji tasarruflu ampulleri tercih ederse yaklaşık 120 milyar dolarlık bir tasarruf sağlanabilir.
- 2013 yılı itibarıyla dünyada enerji üretiminin yalnızca beşte biri yenilenebilir kaynaklardan elde ediliyor.
5 Adımda Sorumlu Tüketim İçin Ne Yapmalıyız?
Doğal kaynakların bilinçsizce tüketilmesi, BM tarafından verilen rakamlarda da görüldüğü üzere hem bugünümüz hem de geleceğimiz için önemli bir sorun teşkil ediyor. Bunu değiştirmek ise elimizde. Tüketim ve alışveriş alışkanlıklarımızı aşağıda listelediğimiz 5 maddeyi gözeterek sürdürürsek kısa sürede bireysel yaşamımızda, uzun vadede ise global ölçekte fark yaratmamız mümkün.
İhtiyacınız Olduğundan Emin Olun!
Bilinçsizce tüketim konusunda en kritik noktalardan biri “ihtiyaç” meselesi. İhtiyacımız olmamasına rağmen, psikolojik veya sosyal etkiler nedeniyle satın aldığımız ya da tükettiğimiz her ürün, ortaya çıkması mecburi olmayan karbon ayak izlerine ya da sera gazı salımlarına yol açıyor. Bu davranış şekli milyarlarca insanın ortak alışkanlığı haline geldiğindeyse ekolojik veya ekonomik anlamda küresel sorunlarla karşılaşmamız kaçınılmaz.
Sorumlu tüketim için ilk olarak satın almayı düşündüğünüz ürüne gerçekten ihtiyacınız olup olmadığını düşünün. Kendinize “Bu ürünü, gerçekten hayatımı kolaylaştıracağı ya da bir problemime çözüm olacağı için mi alıyorum yoksa reklamlardan ya da sosyal faktörlerden mi etkilendim?” diye sorabilirsiniz. Söz konusu ürünü satın alırken onu ne kadar süreyle kullanacağınızı ve daha uygun ve ekonomik bir alternatifi olup olmadığını mutlaka gözden geçirin. Gündelik hayatta hiç düşünmeden satın almaya ya da tüketmeye alıştığımız pek çok ürünün, bu basit sorularla tüketim listenizden eleneceğini görünce şaşıracaksınız.
Sürdürülebilir Alternatife Ulaşın!
Tüketim odaklı yaşam biçimimiz, pek çok sorunun ortaya çıkmasına neden oldu ancak bu durumun bazı avantajları da var. Artık alacağımız ürün ya da hizmet her ne olursa olsun pek çok alternatif arasından seçim yapabilme şansına sahibiz. Tabii ki bu alternatifler arasında seçim yaparken kalite ya da uygun fiyat gibi haklı olarak aradığımız temel kriterler var. Ancak sürdürülebilirlik de bu kriterlerin arasında mutlaka kendine yer bulmalı.
Satın alacağınız ürün basit bir mutfak gereci de olabilir, yepyeni bir otomobil de… Çok yüksek ihtimalle ihtiyacınız olduğuna kanaat getirdiğiniz şeyin sürdürülebilir yöntemlerle üretilmiş, çevreye çok daha az zararı bulunan, düşük karbon ayak izine sahip bir alternatifini bulma şansına sahipsiniz.
Sorumlu tüketim aşamalarında sürdürülebilir alternatifleri tercih etmek, yalnızca sizin alacağınız tek bir ürünün ekolojik anlamdaki etkisini minimize etmekle kalmayacak, aynı zamanda sürdürülebilir üretim yapan firmalara oluşan talebi artırarak pek çok sektörü bu konuya özen göstermeye teşvik edecektir.
Kullanım Sürenizi Maksimize Edin!
Sürdürülebilir tüketim süreci, yalnızca satın alma aşamalarıyla sınırlı değil elbette. Herhangi bir ürünü veya hizmeti satın aldığınız zaman bunu ne kadar süreyle kullanabileceğinizi de mutlaka hesap etmelisiniz. Unutmayın; çöpe attığınız ve yenisini aldığınız her bir ürün, yepyeni karbon ayak izleri, sera gazı salımları ve bunun yanında doğaya salınacak yepyeni atıklar anlamına geliyor.
Sürekli ve bilinçsiz tüketimin önüne geçmek için yapmamız gereken en önemli şey, sahip olduğumuz ya da yeni satın aldığımız ürünlerin kullanım sürelerini olabildiğince uzun tutmayı başarmak. Bunun için de tabii ki söz konusu ürün ne olursa olsun sağlıklı bir şekilde bakım yapmak, ürünümüzü özenli bir şekilde kullanmak olmazsa olmaz. Örneğin teknolojik aletlerin ya da beyaz eşyaların kullanım ömrünü uzatmak için yapabileceğiniz pek çok farklı uygulama var. Aynı şekilde kıyafetlerinizin uzun yıllar sizinle beraber kalmasını istiyorsanız yalnızca ufak tefek detaylara dikkat etmeniz yeterli.
Atıklarınızı Dönüştürün!
Sorumlu tüketimin son aşamalarından biri ise sahip olduğunuz ürünle vedalaşma aşamasına odaklanıyor. Ancak bunu bir veda yerine dönüşüm haline getirmek, hem sizin için hem de gezegenimiz için harika bir uygulama olacaktır.
Kullanım ömrü tamamlanan ürününüzü hemencecik çöpe atmak yerine ileri dönüşüm veya geri dönüşüm uygulamalarını değerlendirmeyi unutmayın! Tüketim alışkanlıklarımızın çevreye verdiği zararlar arasında en önemlilerinden birini ortaya çıkan atıklar oluşturuyor. Bu nedenle atıklarımızı minimuma indirmek ya da çevresel etkilerini sıfırlamak için dönüşüm süreçlerine mutlaka hakim olmalıyız.
Çevrenizi Bilinçlendirin!
Sorumlu tüketim konusunda bireysel adımlar atmak elbette çok önemli. Ancak milyarlarca insanın bir arada yaşadığı bir gezegende yalnızca bir kişinin alışkanlıklarını değiştirmesiyle büyük değişimler yaratmak mümkün değil. Bunun için kelebek etkisinden yararlanmalı ve sahip olduğumuz sürdürülebilir tüketim anlayışını önce yakın çevremize daha sonra ise tüm topluma aşılamayı hedeflemeliyiz.
Yeni bir ürün satın alırken dikkat ettiğiniz detayları, dostlarınızla ya da ailenizle paylaşmaktan çekinmeyin. Sizin yaşamınıza dahil ettiğiniz bu duyarlılıklar, kısa sürede onların da hayat tarzı haline gelebilir. Eğer bir ebeveynseniz çocuklarınızı sorumlu tüketim hakkında bilinçlendirecek oyunlar organize edebilirsiniz. Ayrıca dilerseniz sürdürülebilirlik alanında çalışmalar yapan kurumlara destek verebilir ve onlarla etkileşimde kalarak sürdürülebilirlik konusunda toplumsal farkındalığın artmasına yardımcı olabilirsiniz.