Güncelleme Tarihi: 5 Temmuz 2022
Kuzey ülkeleri, gerçekten de mutlu olmanın yolunu biliyor. Hemen hemen her yıl en mutlu çalışanların, en mutlu insanların İskandinavya topraklarında yaşadıklarına dair okuduğunuz ibareleri bir hatırlayın. Soğuk bir iklimde yaşamalarına rağmen sıcacık bir kültür oluşturmayı başarmış bu insanlar, “küçük şeylerden keyif alma” sanatı diyebileceğimiz Hygge felsefesi yaklaşımını sonuna kadar yaşatıyor. Danimarka’dan doğan ve tüm dünyayı etkisi altına alan Hygge (Hüg); kelime olarak mutluluk, güven, huzur, samimiyet ve rahatlık halleri ile iç içe diyebiliriz. Kısacası Hygge kültürü yaşamınıza dahilse; günlük hayatınızda ve ev yaşamınızda hem kendinizi hem de çevrenizi mutlu eden obje ve eşyalarla çevreliyorsunuz demektir… Yani bir diğer deyişle “Hygge ne demek?” sorusunun yanıtı, kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacak her şey bir Hygge mantığı içindedir olarak verilebilir…
Fotoğraf: Stella Rose
Hygge Felsefesi Nedir?
Dünya olarak karanlık ve bunaltıcı bir dönemden geçtiğimiz bugünlerde ufak mutluluklara, küçük zevklere ve basit hobilere sarılmanın ne kadar önemli olduğunun farkına varmışken, her birimizin Hygge kafasına çoktan geçiş yaptığını söylersek haksız sayılmayız. Karantina ve kısıtlama günleri içinde yaşarken ve yeni normallere alışmaya çalışırken, herkes bir şekilde nefes almanın, kafa dağıtmanın yolunu buldu ve kendini yaşadığı ortamı güzelleştirmeye adadı. Kimi tadilat yaptı, kimi hoş bir bahçe yarattı, kimi çiçek ekti, kimi evi dekore etti… Özetle herkes, yaşadığı alana alıcı gözüyle baktı ve vakit geçirmekten daha çok keyif alabileceği bir hale getirdi. Çünkü zaman çoktu. Hayat yavaşladı. Ve bu boşluğun psikolojik bir yoksunluk oluşturmaması adına da birer Hygge temsilcisi olduk çıktık. E tabii başımıza bu musibet gelmeseydi de büyük bir çoğunluk; andan, küçük şeylerden keyif almanın yoluna doğal bir uyanış ile farkına varsaydı. Bu sosyolojik açılımdan sonra kafamızı fazla dağıtmadan konumuza geri dönelim.
Fotoğraf: Lucian Alexe
Peki tam olarak Hygge ne demek? Örneklerle detaylandıralım. Hygge kültürüne basit ama pek çok konu içinde yer verebilirsiniz. Tamamen kişisel zevklerinize, ilgi alanlarınıza kalmış. Renkli mumlar, yanan bir şömine, sevdiğiniz çoraplar, vazgeçemediğiniz bir içecek, enerjinizi arttıracak bitkiler, çiçekler, vazolar, hoş bir tablo, dinlerken sizi türlü duygulara sevk edecek vazgeçemediğiniz müzikler, dışarıda yağmur yağarken sarıldığınız battaniyeniz, tutkunu olduğunuz kahvenizden aldığınız ilk yudum, eve yayılan kek kokusu, yeni dekore ettiğiniz balkonunuz gibi sayısız anlar ve durumlar… Ve tabii ki teknolojiden uzak bir halde, mümkünse dijital detoksa da yer vererek. Hayatınızı bu ve buna benzer küçük detaylarla süsleyebiliyor ve anın tadını çıkarabiliyorsanız ne mutlu size.
Aslında Hygge felsefesi, her şeyden öte farkında olmayı, şükretmeyi ve güzelleştirmeyi esas alıyor. Çünkü Hygge bakışına göre her şey doğal, sade ve minimal olmalı. Çok eşya değil, ihtiyaç duyulan eşya olmalı. Teknolojik bir bağımlılık değil; samimi, sanal olmayan, gerçek insan ilişkileri önde olmalı. Hatta bu dönemde sosyal medyanın tutsaklaştıran ortamından kaçanlar ve huzur arayanlar, Hygge kültürünü günlük hayat akışlarına dahil etmeye, sevdikleri ve aileleriyle daha fazla bir arada olmaya başladılar.
Araştırmalara göre Danimarka’da yaşayan bir kişi, Hygge felsefesini ortamına taşımak için yılda 5,8 kg mum kullanıyor. Dolayısıyla ışıklandırma, giyim tarzı, yiyeceklerin sunumu, ofis ortamı, evinizin huzur bulduğunuz köşesi yani her şey Hygge kültürü ile uyumlu dizayn edilmeli. Dünyada bir Hygge fırtınasıdır gidiyor. Bu akıma uygun restoranlar, oteller, pub’lar gittikçe yayılırken, Londra’da yer alan Monley Üniversitesi de ders planına Hygge’ü ekledi. Yazar Meik Wiking, “Hygge: Danimarkalıların Mutluluk Sırrı” adlı bir kitabı ile oldukça ses getirdi. Bu kitap Türkçe’ye de çevrildi. Ayrıca Hygge kelimesi, Oxford sözlüğünde finale seçilen kelimelerinden biri olmuş durumda. Bu kavramı ciddiye almak ve yaşamımızda uygulamak belki de son yılların en yapmamız gereken adımlarından.
Gün Boyu Hygge Felsefesi İçinde Kalmak İçin Neler Yapabilirsiniz?
- Güne güzel enerjilerle, iyi düşüncelerle start verin. Olumsuz fikirleri odağınızdan uzaklaştırarak, şimdinin değerine ve akışına odaklanın.
- Evinizin en sevdiğiniz köşesini zevkinize uygun hale getirin. Küçük objelerle, enerjisi size iyi gelecek eşyalarla dekore edin.
- Kendinizi iyi hissedeceğiniz türdeki kumaşlardan olan rahat ev kıyafetlerinizi giyin, saçınıza çeki düzen verin, cilt bakımınızı ihmal etmeyin. Kısacası aynadaki görüntünüz pozitif olsun.
- Damak tadınıza uygun, yediğinizde size mutluluk verecek sağlıklı atıştırmalıklardan bir tabak hazırlayın, yanına sevdiğiniz içeceğinizi alın ve köşenize kurulun.
- Şimdi hobilerinize, iş ya da keyif alanlarınıza odaklanabilirsiniz. Dilerseniz kitap okuyun, müzik dinleyin, mum ışığı eşliğinde manzaraya bakın.
- Hygge dekorasyonu hakkında detaylı fikirlere ihtiyaç duyarsanız internet ve mobilya sitelerinden faydalanabilirsiniz.
- İlham alacağınız fikirler eşliğinde kendi tarzınızı oluşturabilirsiniz.
Hygge Manifestosu
Mutlu olmak, keyifli kalmak ve andan zevk almak için Hygge kültürü içinde bir de Hygge manifestosu var. 10 maddeden oluşan bu manifesto işin aslını çok da güzel özetlemiş aslında. Ayrıca biri size Hygge ne demek diye sorarsa doğrudan bu maddeleri sıralayabilirsiniz.
İşte maddeler:
- Atmosfer
- Anda kalmak
- Küçük keyifler
- Eşitlik
- Şükran/Minnettarlık
- Uyum
- Rahatlık
- Ateşkes
- Birliktelik
- Sığınmak/Güvende Kalmak
Siz de bu maddeleri hayatınızda uygulayabilir, Hygge kültürünün birer temsilcisi olabilirsiniz. Elbette özgünlük her daim geçerli. Bu maddeleri kendi ilkelerinize göre esnetebilir, kendi Hygge tarzınızı zamansız ve sürdürülebilir bir biçimde oluşturabilirsiniz.
Kapak Fotoğrafı: Cottonbro
