Mutluluğun Formülü: Stoa Felsefesi

Mutluluğun Formülü: Stoa Felsefesi

Belki de insanlar adına yapılabilecek en tartışmasız çıkarım, mutluluğun peşinde koştuklarıdır. Tanımı kişiden kişiye değişse bile mutluluk, tarih boyunca insanın birincil gayesi olmuştur. İçinde yaşadığımız modern çağda pek çok insan için hayatın tamamını kapsayan total bir mutluluk pek mümkün görünmese bile, herkes kendi hayatında mutlu olduğu en azından bir kaçış noktası arayışı içerisindedir. Bu mutluluk sığınağı; kimisi için aile yaşantısını keyifle sürdüğü bir ev iken, kimisi için yalnızca ufak bir kütüphaneden ibarettir. Tabii haliyle tarih boyunca pek çok mutluluk formülü dile getirilmiş. Kimisi için bu formül kendi hayatı özelinde bir kişi üzerinden, kimisi için de ‘’bir sen, bir ben, bir de bebek’’ üçlemesiyle inşa edilmiş. Fakat ben bugün sizlerle bu formüller arasından en ilgi çekici olanını ve popülaritesini bir şekilde hiç kaybetmeyenini paylaşmak istiyorum: Stoa felsefesi!

Stoa, Antik Yunan mimarisinde bir duvara paralel uzanan bir dizi sütunun üstünün kapatılması ile oluşturulan bir çeşit galeri tipine verilen isimdir. Pek emin olmamakla beraber aynı yapı tipi, Türkçe mimari literatüründe ‘’kemeraltı’’ olarak geçiyor. Bu felsefenin adını buradan almasının sebebi, kurucusu olan Kıbrıslı Zenon’un bu okulu milattan önce 3. yüzyılın başlarında bir stoada kurmuş olmasıdır. Bu noktada Zenon’ları birbirlerine karıştırmamak gerek. Çünkü bir de Zenon Paradoksu’ndan bildiğimiz Elealı Zenon var ki o tamamen başka biri.

Stoa felsefesini sürekli popüler yapan özellik; mutluluğu, her dönemde geçerli olabilecek şekilde formülize etmesidir. Aslında her şey Sokrates ile başlar. Sokrates’ten önce bütün filozoflar dış dünyaya yönelik bir bilinmezin peşinden koşuyorlardı. Fakat Sokrates, bunlar için çok erken olduğunu, insanın kendini tanımadan başka şeylere yönelmemesi gerektiğini ifade ederek adeta felsefenin yönünü değiştirdi. Stoacılar da Sokrates’in işaret ettiği bu güzergah üzerinden ‘’İnsan nasıl yaşamalıdır?’’, ‘’Mutluluk nedir?’’, ‘’Nasıl mutlu olunur?’’ gibi soruların cevaplarını aradılar.

stoa felsefesi

Fotoğraf: Morhamedufmg

Stoacılara göre amaç iyi yaşamaksa bu iyi davranmakla mümkün olur. İyi davranabilmek için de doğru düşünmeye ihtiyacımız var. Tüm bunlar da ancak titizlikle sınırlandırılmış bir ahlak anlayışı ile mümkün olabilir. Bu ahlak için de ölçü, doğanın ölçüsü olmalıdır. Yani insan doğayı taklit etmeli ve ona asla karşı koymamalıdır. Örneğin hastalıklar ve ölümler son derece doğal olaylardır ve insanın bunlar karşısında sabırlı olması ve kayıtsız kalması gerekir. Fakat insani yanılmalar, cinayetler ve kötülükler savaşılması gereken şeylerdir. Özetle insan, doğadan gelen her şeye boyun eğmeli ve insandan kaynaklanan her şeye karşı durmalıdır. Stoacılara göre mantığı ve doğaya göre yaşamayı kavramış hiçbir insan davranışlarında yanılmaz ve bütün fiziki arzularını yenebilir. Burada fiziki arzuları yenebilmek önemli. Çünkü stoacılar, gerçek mutluluğun gelip geçici hazların peşinde koşarak değil de erdem sahibi olarak edinilebileceğine inanmışlar.

Stoacılara göre bu erdemler şu şekilde sıralanabilir;

  • Bilge olmak
  • Adil olmak
  • Cesur olmak
  • Ölçülü olmak
  • Dürüst olmak

Aslında tüm bu erdemleri tek bir cümle içinde mottolaştırmak istersek şöyle bir şey elde ederiz:

Bize verilenlerle yetinmeyi bilmeli, hayatımızın arzu ve korkularımız ekseninde şekillenmesine izin vermemeliyiz. Tabiatın kendi planı dahilinde üzerimize yüklediği görevi yerine getirmeli ve dünyayı anlamak için kendi aklımızı kullanmalıyız. Kolektif bir şekilde çalışıp tüm insanlara ayrım gözetmeksizin adil ve ölçülü bir şekilde davranmalıyız. Son olarak da tabii ki tüm bunları yaparken de cesur olmalıyız.

Stoacılara göre doğa maddedir. Yani asıl gerçek cisimsel olandır. Tanrı da mutlak bir güç ve akıl olarak tüm bu cisimler arasında ve üzerinde kendini var etmiştir. Yani her yerdedir ve aynı zamanda her şeydir. Bununla birlikte her şey de bu Tanrı tarafından önceden düzenlenmiş yasalara göre işlemektedir. Peki stoacılar bu denli kaderci bakış açıları içerisinde insana hareket sahası tanımışlar mı? Cevabımız evet. Stoacılara göre pek tabii önceden belirlenmiş bir kaderi yaşarız. Fakat kaderimizin kendisi iyi ile kötü arasında tercih yapmaktır.

Aslında tüm bunları bildikten sonra stoacıların gözünde mutluluğu, stoacı filozof Epicteto’nun sözleriyle açıklamak mümkün;

‘’Mutluluk ve özgürlük, bir tek ilkenin açık seçik anlaşılmasıyla başlar: Bazı şeyleri kontrol edebiliriz, bazı şeyleri kontrol edemeyiz.’’

Ama sanırım zor olan, bu ‘’bazı şeylere’’ karar vermek.