Tarih boyunca kadınlar, bilimden sanata, spordan siyasete kadar pek çok alanda dünyayı şekillendiren önemli katkılarda bulundukları gibi günümüzde de ilham vermeye devam ediyorlar. Çoğu zaman isimleri gölgede bırakılmış olsa da, verdikleri emekler, yaptıkları buluşlar ve cesur adımlarıyla sınırları aşarak iz bırakıyorlar. Üstelik pek çoğu, yaşadıkları dönemin toplumsal baskılarına, önyargılarına ve engellerine rağmen yılmadan mücadele eden isimler. Bu yazımızda, dünyayı değiştiren kadınlar için bir saygı duruşunda bulunuyoruz ve yolumuzu aydınlatmaya devam eden olağanüstü kadınları sıcacık kucaklıyoruz, teşekkürler!
Dünyayı Değiştiren Kadınların Ortak Özellikleri
Fotoğraf: Library of Congress
Tarihten dünyayı değiştiren kadınlar ve bizlere ilham veren kadınların her biri ortak özelliklere ve değerlere sahipler.
- Yoksulluk, ayrımcılık, değişime karşı toplumsal engellere rağmen kişisel mücadeleye devam ediyorlar.
- Statükoyu kabul etmeyi reddederek gelenekleri sorgulayıp, meydan okuyorlar.
- Eylemler kendileri için değil, toplumun adaleti ve eşitliği üzerine kuruluyor.
- Başkalarını değişmeye inanmaya ve harekete geçmeye teşvik ediyorlar ve bu etkiler her zaman kendi yaşamlarının da ötesine geçiyor.
- Yeni fikirlere ve işlere açıklar; fakat değişimin kolektif bir çaba olduğunu kabul ederek başkalarını da güçlendiriyorlar.
- Değişimin zaman aldığını biliyorlar; bazen onlarca yıl süreceğini bilerek hedeflerine bağlı kalıp azim ve sabırla yollarında ilerliyorlar.
Bize kalırsa tarihte dünyayı değiştiren kadınlar için diyebileceğimiz en önemli ortak özellik, hiçbiri dünyayı hangi yönde ve ne kadar şekillendirdiklerinin hiçbir zaman farkında değiller.
Geçmişten Bugüne Dünyayı Değiştiren Kadınlar
Tarih boyunca, dünyayı değiştiren kadınlar bazen fabrikada çalışan bir işçi, bazen hastanede geceyi gündüze karıştırmış biri, evinde bir anne… Hepsi dünyayı kendi sessiz devrimleri ile dönüştürüyor.
Florence Nightingale
Tarihte iz bırakan kadınlardan biri denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biri Florence Nightingale. 19. yüzyılı etkisine alan İngiliz hemşire, sosyal reformcularından biri olarak tarihe ismini yazdırıyor. Kırım Savaşı’nda yaralı askerlere sunduğu hizmet günümüzün modern hemşirelik uygulamalarının temelini attığı gibi sağlık sektöründeki standartları da değiştiriyor.
- Florence Nightingale ile birlikte sağlık sektöründe hijyen kurallarına daha fazla önem veriliyor ve bu dahi ölüm oranlarında büyük bir düşüş gerçekleştiriyor.
- Sağlık sektöründe istatiksel grafikler ve diyagramlar kullanılmaya başlıyor ve bu durum hükümet yetkilerini sağlık reformları yapmaya teşvik ediyor.
Emily Murphy
“Kadınların ‘kişi’ olup olmadığına dair bir tartışma bile olması, ne kadar mücadele etmemiz gerektiğini gösteriyor.”
Emily Murphy
Kanada’da hukuk tarihinde dönem noktası olan Emily Murphy, 1916 yılında ülkenin ilk kadın yargıcı olarak tarihten dünyayı değiştiren kadınlar arasında yer almayı hak ediyor.
- Famous Five olarak anılan beş kadın aktivistle birlikte Kanada’daki kadınların hukuki statüsünü değiştirmek için mücadele ediyor. Unutmayalım ki, bu dönemde kadınlar resmiyette “insan” olarak dahi kabul edilmiyor ve haliyle siyasi ve hukuk hakları oldukça kısıtlı.
- Kadınların “kişi” olarak sayılması Emily Murphy’nin “Kişi Davası” açmasıyla gerçekleşiyor ve 1929’da kadınlar resmi olarak “kişi” sayılıyor.
Rosa Parks
“Hayır” dedim, çünkü yorulmuştum. Ama fiziksel olarak değil, haksızlığa boyun eğmekten yorulmuştum.”
Rosa Parks
Amerikan tarihinde ırk ayrımcılığa karşı cesur bir duruş sergileyen Rosa Parks, adalet ve eşitlik yolunda attığı adımlarla tarihe ismini yazdıran kadınlar arasında. Tek yaptığı basit gözüküyor olsa da 1955’te Montgomery’de otobüste siyahilere ayrılan bölüme oturmayı reddedip kişisel bir protesto gerçekleştirmesi. Bu protesto ABD’de Sivil Haklar Hareketi’ni ateşleyen tarihi bir eyleme imza atıyor.
- Rosa Parks’ın otobüs eylemi, Martin Luther King Jr. gibi liderlerin yükselişine zemin hazırlıyor.
- Otobüs eylemi tüm kamusal alanlara yayılarak ırksal ayrımcılığın sorgulanmasını sağlıyor ve hukuk sisteminde köklü değişimlere yol açıyor.
- Rosa Parks, yalnızca bir kadın olarak değil, tarih boyunca haksızlığa boyun eğmeyen direnişlerin en önemli temsilerden biri olarak anılmaya devam ediyor.
Helena Rubinstein
Girişimci ruhu ve vizyoner bakışı ile kozmetik endüstrisinin öncülerinden biri olarak ilham veren kadınlar arasına giren Rubinstein, kendi adını taşıyan kozmetik markasıyla dünya çapında tanınıyor. Rubinstein yalnızca başarılı bir iş kadını olmakla kalmıyor, aynı zamanda kadınların iş dünyasında kendine yer edinebileceğini gösteriyor.
- Helena Rubinstein kozmetik sektöründe kadın girişimciler arasında öncü bir rol oynayarak, uluslararası bir marka yaratıyor. Bu güzellik endüstrisine yeni bir bakış açısı getiriyor.
Marie Curie
Bilim kadınları arasında yer alan Marie Curie, 20. yüzyılın başlarında Polonya’da doğan bir fizikçi ve kimyager olarak, bilim tarihine adını altın harflerle yazdıranlardan.
- Marie Curie, iki kez Nobel Ödülü kazanan ilk kişi olarak eşsiz bir başarıya imza attığı gibi cinsiyet ayrımcılığına rağmen fizik ve kimya alanında devrim yaratıyor.
- Radyoaktif elementleri keşfeden kişi olarak bildiğimiz Marie Curie’nin radyoterapiye temel oluşturması ve radyoaktivitenin doğasını anlamaya yönelik çalışmaları, hem tıp hem de bilim dünyasında köklü değişimlerin önünü açıyor.
- Fransa’nın Sorbonne Üniversitesi’nde profesör unvanı alan ilk kadın olarak akademik dünyada kadınların önünü açan bir figür haline geliyor.
Ada Lovelace
Görsel: Codology
“Analitik bir motor sadece sayılar üretemez; onunla şiir bile yazabilirsiniz.”
Ada Lovelace
Günümüzün dijital devriminden çok daha önce, Ada Lovelace bilgisayarların basit hesaplamalar yapmakla sınırlı kalmayacağını ve çok daha büyük potansiyellere sahip olduğunu öngören biri.
- Dünyanın ilk bilgisayar programcısı olan Ada Lovelace, tarihin ilk algoritmasını yazan kişi. Üstelik bilgisayarın müzik ve sanat gibi soyut kavramları kodlayabileceğini gösteren biri.
- Bilgisayar biliminin doğuşuna öncülük eden vizyoner, programlama dünyasında bir ilham kaynağı olarak ismini yaşatmakta ve kadınların teknoloji alanındaki rollerini güçlendiren bir sembol olmakta!
I. Elizabeth
Tarihte iz bırakan kadınlar arasında İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth’ten bahsetmemek olmaz. 1533 yılında doğan ve 1558-1603 yılları arasında İngiltere tahtında bulunan I. Elizabeth, ülkesini Avrupa’nın en güçlü devletlerinden biri haline getiren, etkili ve karizmatik bir hükümdar.
- I. Elizabeth ile İngiltere, ekonomik, askeri ve kültürel açıdan büyük bir ilerleme kaydediyor. Bu dönem “Elizabeth Çağı” olarak anılıyor ve İngiltere’nin “Altın Çağı”nı yaşıyor.
- I. Elizabeth, babası VIII. Henry ve annesi Anne Boleyn’in çalkantılı mirasını devralmasına rağmen, zekası, stratejik dehası ve kararlı liderliği sayesinde istikrarlı bir yönetim kuruyor. Katolik-Protestan çatışmalarının hüküm sürdüğü bir dönemde dini dengeyi koruyarak İngiltere Kilisesi’ni güçlendiriyor.
- I. Elizabeth döneminde İngiltere denizcilikte büyük bir yükseliş yaşıyor.
- William Shakespeare, Christopher Marlowe ve Edmund Spenser gibi ünlü yazarlar bu dönemde eserler üretiyor ve elbette Elizabeth’in desteğiyle İngiliz edebiyatı zirveye ulaşıyor.
Bir kadın hükümdar olarak erkek egemen dünyada diplomasi, zeka ve kararlılıkla güçlü bir yönetim sergileyen I. Elizabeth, kesinlikte tarihten dünyayı değiştiren kadınlar arasında.
Türkan Saylan
“Bir ülkede kadınlar okumuyorsa, erkekler de okumuş sayılmaz.”
Türkan Saylan
Türkan Saylan yalnızca başarılı bir doktor değil, sağlık ve eğitim alanında devrim yaratan bir lider olarak tarihe adını yazdıran kadınlar arasında.
- Lepra (cüzzam) hastalığına farkındalık yaratarak toplumdaki önyargıları kıran Türkan Saylan, Türkiye’de bu konudaki öncülerden biri olarak yüzlerce hastanın hayatını kurtarmış biri.
- Tıp alanındaki çalışmalarıyla 1986’da Hindistan’da Uluslararası Gandhi Ödülü’ne layık görülen Türkan Saylan, lepra hastalığının yalnızca bir sağlık sorunu değil, sosyal bir mücadele alanı olduğunu gösteren bir isim.
- Kadın eğitiminin yaygınlaşması için 1989’da Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) kurarak Anadolu’daki kız çocuklarının okula devam etmesini sağlayan Saylan, kız çocukları okurken toplumun aydınlatıldığını belirterek bunun bireysel kazanım değil, toplumsal dönüşüm aracı olduğuna inanan biri.
Canan Dağdeviren
Türkiye’nin yetiştirdiği ve hepimize ilham olan isimlerden biri Canan Dağdeviren. ABD’de Massachusetts Institute of Technology (MIT)’de doçent görevi yürüyen Dağdeviren, yenilikçi icatları ile insan hayatını iyileştirmeyi amaçlıyor.
- Meme kanserinin erken teşhisi için giyilebilir elektronik sütyen geliştiren Canan Dağdeviren, meme kanseri riski taşıyan bireylerin düzenli ve erken teşhis almasını sağlayan bu buluşu ile çığır açan bir gelişim gerçekleştiriyor.
- Canan Dağdeviren’in icadı elektronik sütyen, bilimin laboratuvarlarda sınırlı kalmaması ve günlük hayatta insanlara doğrudan hizmet vermesi gerektiğine oldukça iyi bir örnek.
- Dağdeviren’in elektronik sütyenden önce geliştirdiği, vücut hareketleri ile enerji üreterek çalışan kalp pilini geliştirdiğini ve esnek elektronik implantlar üzerinde çalıştığını da unutmayalım!
Türkiye’den çıkarak adını dünya çapında duyuran bilim insanı Canan Dağdeviren, bilimin herkes için erişilebilir kılma yolunda öncü isim olmaya devam ediyor. Eminiz ki onun gibi bilim insanlarının ürettiği projeler, gelecekte sağlık teknolojilerinin daha erişilebilir ve etkili hale gelmesine olanak tanıyacak, küresel sağlık sorunlarına karşı mücadelede umut verici adımlar atılmasını sağlayacak!
Jane Goodall
“Dünya bizden miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık.”
Jane Goodall
Tarihten dünyayı değiştiren kadınlar yazımıza, şempanzeler üzerine yaptığı ömür boyu süren araştırmalarıyla primatlar hakkındaki anlayışımızı kökten değiştiren ve doğa koruma alanında çığır açan bir bilim insanı Jane Goodall ile devam edelim.
- Goodall’un Tanzanya’da yürüttüğü saha çalışmaları, şempanzelerin yalnızca alet kullanabildiklerini değil, aynı zamanda karmaşık sosyal ilişkiler geliştirdiklerini ve duygu gösterebildiklerini ortaya koyarak, insan ve hayvan arasındaki çizginin düşündüğümüzden çok daha ince olduğunu kanıtlıyor.
- Jane Goodall Enstitüsü aracılığıyla, nesli tükenme tehlikesi altındaki primatları koruma ve çevre bilincini artırma konusunda dünya çapında projeler yürüten Goodall, vahşi yaşamın korunması için verdiği mücadele, sürdürülebilir çevre politikaları ve hayvan hakları konusunda gerçekleştirdiği çalışmaları ile de kalbimizde ayrı bir yer ediniyor!
Prenses Diana
Prenses Diana, yalnızca Galler Prensi Charles’ın ilk eşi olarak değil, dünya çapında milyonlarca insanın kalbinde taht kuran bir iyilik elçisi!
- Diana HIV/AIDS hastalığı, mayın temizleme çalışmaları, kanser hastaları ve çocuk hakları gibi konularda yürüttüğü çalışmalar ile sahada bizzat mücadele eden bir aktivist olduğunu gösteriyor.
- HIV/AIDS 1980’lerde büyük bir önyargı ile karşılanırken, Prenses Diana Londra’da bir hastanede HIV pozitif bir hastayla el ele tutuşarak hastalığın dokunma yoluyla bulaşmadığını dünyaya gösteriyor.
- Kraliyet protokollerine meydan okuyan Diana, savaş bölgelerindeki mayın tarlalarında yürüyerek, engelli çocuklarla vakit geçirerek ve evsizlerle aynı masada oturarak gerçek bir sosyal dönüşüm savunucusu olduğunu gösteriyor.
Prenses Diana’nın “prenses” unvanının çok daha ötesinde, insani yardım çalışmaları ve toplumun en kırılgan kesimleriyle kurduğu yakın bağlar sayesinde “Halkın Prensesi” olarak anıldığını da hatırlatalım.
Serena Williams
Serena Williams, yalnızca tenis tarihinin en büyük sporcularından biri değil, aynı zamanda spor dünyasında cinsiyet ve ırk eşitliği için mücadele eden güçlü bir figür.
- Serena Williams, tenisin beyaz ve elitist bir spor olarak görüldüğü dönemde, Afro-Amerikalı bir kadın olarak geleneksel kalıpları yıkarak yükselen bir sporcu.
- Serena Williams, hamilelik süreci ve doğum sonrasında hemen spora geri dönerek kadın sporcuların annelik ve kariyer arasında seçim yapmak zorunda olmadığını gösteriyor. Üstelik bedensel ve zihinsel güç arasındaki dengeyi vurgulayan bir figür oluyor.
- Kadın sporcuların karşılaştığı ücret eşitsizliğine, önyargılara ve beden algısına dair eleştirilere karşı daima güçlü bir duruş sergileyerek, sahadaki mücadelesini saha dışında da sürdüren sporcu cesaret, kararlılık ve eşitlik mücadelesinde sınırları aşan bir ilham!
America Ferrera
“Kendi hikayeni anlatmak için başkasının sana izin vermesini bekleme.”
America Ferrera
Ödüllü oyuncu, yönetmen ve yapımcı America Ferrera, eğlence dünyasının tanınan yüzlerinden biri olarak, sanat kariyeri ve aktivizm ile ilham veren bir figür. İlk olarak Çirkin Betty ile akıllara kazınan sanatçı, Barbie, Real Women Have Curves gibi yapımlardaki performansı ile de büyük saygı kazandı!
- Çirkin Betty dizisinde başrol oynayarak Emmy kazanan en genç ve ilk Latin Amerikalı oyuncu olan America Ferrera, Hollywood’da Latin Amerikalı temsilinin güçlenmesini sağlayan biri.
- Ekranlarda çeşitliliği artırmak için Latin Amerikalı toplulukların sesi olarak çalışmalar yürüten sanatçı, kadın hakları ve eşitlik üzerine de çalışmalar gerçekleştiriyor.
- Kültürel çeşitliliğin kullanması gerektiğini her fırsatta vurgulayan America Ferrera, gelecek nesiller için sınırları aşma konusunda cesaret veren en önemli isimlerden.
Greta Thunberg
Küresel iklim mücadelesinin genç sesi Greta Thunberg, iklim krizine karşı verdiği mücadeleyle tüm dünyada yankı uyandıran ve genç nesillerin çevre bilincini harekete geçiren oldukça önemli bir aktivist.
- 15 yaşındayken İsveç Parlamentosu önünde başlattığı “İklim İçin Okul Grevi” (Fridays for Future) hareketi, kısa sürede küresel bir gençlik hareketine dönüşerek milyonlarca insanı iklim değişikliği konusunda harekete geçmeye teşvik ediyor. Bu eylemin Türkiye’de de gerçekleştirildiğini hatırlatalım!
- Greta Thunberg’in mücadelesi, gençlerin de küresel sorunlar karşısında seslerini yükseltebileceğini ve gerçek değişim yaratabileceğinin kanıtı. Onun ilham verici kararlılığı, çevreyi korumak için her bireyin harekete geçmesi gerektiğini hatırlatmaya devam ediyor.
Kadınlar, yalnızca tarihe adlarını yazdırarak değil, varlıklarıyla, günlük hayatın içinde yaptıkları küçük ama anlamlı değişimlerle de dünyayı dönüştürmeye devam ediyor. Kadının dünyadaki yeri, yalnızca büyük başarılarla değil, varoluşuyla güzelleştirmek, iyileştirmek ve dönüştürmek üzerine kurulu. Bazen bir keşif, bazen bir direniş, bazen de sıradan bir günü anlamlı kılan küçük bir dokunuş, dünyayı daha yaşanabilir hale getiren kadınların gücünü gösteriyor.
