Güncelleme Tarihi: 23 Ekim 2021
Yin ve yang kavramları en detaylı hali ile Çin felsefesinde geçer. Geleneksel Çin tıbbının temeli yin ve yang felsefesi üzerine kuruludur. Kadim bilgeliğe göre bir şifacı uzman olabilmek için evrenin ruhunu kapsayan yin ve yangın doğru anlaşılması önemlidir. Evrendeki her şeyin sistematik bilgisini içeren yin ve yang kavranamadığında yanlış uygulamalar yapılabilir. Aslında gerçek hedefin hastalıkları iyileştirmek olmadığı, hiç hastalanmamak olduğuna vurgu yapılır.
Yin ve yang, kısaca zıtlığın ifadesidir. Sürekli hareket, devinim ve dönüşüm halinde olan evrenin zıt oluşumlarının tanımıdır. Bir mıknatıs gibi olan karşıt güçlerin aralarında daimi bir çekişme vardır. Birbirlerini iterler ve çekerler. Bu da bir elektriklenme oluşturur ve bir titreşim meydana getirir. Eğer yin ve yang denge içinde olursa sağlıklı bir elektriklenme sonucu sağlıklı bir titreşim yayacakladır. Bu akışta yin veya yangtan biri daha aktif hale gelirse tüm denge bozulacak, çıkan sorunlara çözüm sağlanmaz ise yin veya yang kendini kendi çabası ile düzeltme yoluna gidecek, düzeltemezse en yakınındaki enerji kaynağından güç almaya çalışacak ve o alanı da kötü etkileyecektir.
Fotoğraf: Pixabay
Bu ne demek olabilir? Şöyle açalım: Bedenimizin, organlarımızın, eşyaların, tüm elementlerin, yiyeceklerin, dünyanın kısacası her şeyin bir yin ve yang dengesi vardır. İçimizde ya da dışımızda yin ve yang dengesi bozulursa yanlış titreşimler yayar, en yakın kaynaktan enerji almaya çalışırız. Böylece hem enerji alanında dengesizlik oluştuğu için rahatsızlanırız hem de yakınındakinin de titreşimini bozduğu için sorunlar yaşamaya devam ederiz.
Yin ve yang tükenmezlik içinde sürekli değişerek ve dönüşerek hareket eder. İlk zıt yaratılmış element su ve ateştir. Su elementi dişi, ateş elementi ise erildir. Yin ve yang da su ve ateş elementine benzer. Daha doğru ifadeyle Yin dişil, yang ise erildir. Yin, su gibi soğuk, yang ise ateş gibi sıcaktır. Kısaca yin su, yang ateştir. Yin ve yang sürekli dönüşüm halindedir, birbirlerine dönüşmezler ancak unsurları birbirlerine dönüşür. Gece gündüze, sıcak soğuğa durmadan dönüşür. Yin ve yang zıt oldukları parçayı içlerinde taşıdıklarından oluşum meydana gelir. Erkek ve kadın ilişkisinden meydana gelen çocuk gibi…
Fotoğraf: Comfreak
Yin (Su)-Yang(Ateş)
Dişil-Eril
Duygusal–Düşünsel
İçsel–Dışsal
Güneşin görmediği–Güneşin gördüğü
Soğuk–Sıcak
Pasif–Aktif
Devamlı–Geçici
Yavaş–Hızlı
Bilinçaltı–Bilinçüstü
Karanlık–Aydınlık
Aşağı–Yukarı
Gece–Gündüz
Ay-Güneş
Sol–Sağ
Kış–Yaz
Negatif–Pozitif
Dolayısıyla yin ve yang sürekli olarak bir denge halinde kalmalıdır. Biri diğerinden daha fazla olursa sorunlar ortaya çıkar. Bedenimizdeki organların da yin ve yang ilişkileri vardır. Yarım (içi boş organlar) yang, tam (içi dolu) yin organlardır. Hastalıklar yin ve yang dengesinin bozulması üzerine yaşanıyorsa, tedavinin ilk adımı bu dengeyi yeniden sağlamak olmalıdır. Yin ve yang kısa süreli dengesizleşirse geçici hastalıklar, uzun süre bozuk kalırsa kronik hastalıklar, tamamen bozulursa ölüm meydana gelir.
Yin organlar-Yang Organlar
Mide–Beyin
Safra kesesi–Kalp
Kalın bağırsak–Akciğer
İnce bağırsak–Karaciğer
İdrar kesesi–Böbrekler
Omurilik–Pankreas ve dalak
Bedenimizde yin ve yang dengesinin oluşması için ilk olarak organların yin ve yang dengesine bakılması gereklidir.
Yaşamlarımızda Yin ve Yang Dengesi Nasıl Sağlanır?
Fotoğraf: Stocksnap
Beslenmemizde yin ve yang dengesi ön planda tutulmalıdır. Her öğünde mutlaka karşıt besinler yer alması, örneğin sıcak bir yemeğin yanında soğuk bir meze ya da içeceğin bulundurulması gibi…
Yiyeceklerin gerçekten de sıcak-soğuk dengelerinin iyi ayarlanması gerekir. Aşırı soğuk ve aşırı sıcak yiyeceklerden uzak durmalı, beden ısımıza yakın sıcaklıktaki gıdaları tüketmeliyiz. Yediğimiz her besin yetiştiği mevsimin enerjisi ve şifasını üzerinde taşıdığından mevsimine göre beslenme de yin ve yang dengesi için şarttır.
Hazır, fabrikada üretilmiş konserve gıdaları ve paketli ürünleri tüketmemek de dengeli bir beden için elzemdir. Yazdan kış için evde hazırladığımız konservelerde sorun yok elbette. Fabrika üretimi olan yoğurt, sirke, rafine edilmiş tuz gibi ürünlerden uzak durmalıyız. Hazır ve dondurulmuş tüm gıdaların yin ve yang dengesi bozulmuştur. Bunu unutmamamız gerekir. Ayrıca tuz ve şekerin de denge içinde olması gerekir. Aşırı tuzlu ve aşırı şekerli gıdalar yin ve yag dengesini bozar. Tüm yiyecekler fazla pişirilmemelidir. Hatta bazı besinler çiğ ya da en az pişirme yöntemi ile tüketilebilir.
Meyve, sebze, soğuk içecekler, soya ürünleri yin enerjisini yükselten gıdalarken; yağ, protein, kalori ve sodyum içeren besinler, baharatlar, hayvansal gıdalar yang enerjisini yükselten gıdalardır.
Fotoğraf: worldspectrum
Çok fazla gün ışığı ya da çok fazla karanlıkta kalmak da enerji dengesini bozar. Yaşadığımız alanları ışık açısından iyi ayarlamalı, ortayı bulmalıyız. Ayrıca kaliteli bir uyku çekmek, enerjimizi korur. Her bir insan, bir yin yangtır. Sosyal olmamak dengesizlik yaratır o nedenle ne kadar çok insan ilişkisi kurarsak o kadar çok denge sağlamış oluruz. Tabii ki abartı bir kalabalıktan bahsetmiyoruz. Önemli olan yalnız kalmamaktır. Tam bu noktanın üzerine pandemiden dolayı nasıl yalnızlaştığımızı ve enerji dengemizin nasıl bozulduğunu hepimiz fark ediyoruzdur.
Hayvanlar insanlara oranla daha sağlıklı yin ve yang dengesi içinde yaşarlar. Bu nedenle hayvanlarla iletişimimizi ne kadar arttırırsak o kadar dengeli bir enerjiye sahip oluruz. Ayrıca ağaç demek can demektir. Ağaçların etrafında olmak, gölgelerinde oturmak, ağaçlara tırmanmak, onlara sarılmak , dalındaki meyvelerinden yemek ve yaslanmak gibi eylemler dengemiz ve sağlığımız için çok kıymetlidir. Hepimizin doğada daha fazla vakit geçirmeye ihtiyacı var.
Stres yönetimini öğrenmemiz gerekir. Stresi mümkün olduğu kadar en aza indirmemiz sağlığımız için gereklidir. Olumsuz düşünce üretmek, bir sorunu çözmediği gibi bedenimizdeki yin ve yang dengesini de bozmuş olur. İnsanları kırmamak adına gereğinden fazla karşımızdakini düşünmek de bizi hasta eder. Elimizden geleni yapıp, süreci akışta izlemek en doğal davranıştır.
Son olarak yürümek, meditasyon,yoga, spor ve egzersiz yapmak da bedeninizdeki enerji üretimini arttırır, mutluluk hormonu salgılatır ve denge oluşturur.
Kısaca her şey dengeye tabidir. Aşırılıklardan her zaman kaçınmalı, bedenimize iyi gelecek enerji alanını korumalıyız.
Yararlanılan Kaynak: Kerimali Doğacı – Ezoterik Şifa
