Müsilaj Geri Mi Dönüyor?

Müsilaj Geri Mi Dönüyor?

Yavaş yavaş 2021 yılını geride bırakıyoruz ancak bu sene iklim değişikliğinin etkileriyle birlikte hızla artış gösteren doğal felaketler bizi geride bırakacak gibi durmuyor! Geçtiğimiz ilkbahar aylarında Marmara Denizi ve özellikle İstanbul Boğazı’nda ortaya çıkan müsilaj (deniz salyası), şu an su yüzünde görünmese de aslında tam anlamıyla ortadan kaybolmuş değil. 

Müsilaj Tehlikesi Sürüyor!

müsilaj tehlikesi
Müsilaj tehlikesi sürüyor!

Fotoğraf: Nevodka

Gezegenimizin hızla ısınması, büyük şehirlerdeki nüfus artışı gibi etkenlere bir de pandemiyle birlikte evsel atıkların çoğalması eklenince Marmara Denizi, geçtiğimiz aylarda son derece çirkin bir görüntüye bürünmüştü. İstanbul Boğazı’nı ve Marmara Bölgesi’ndeki çevre illeri saran müsilaj, çok da kısa sayılmayacak bir süre içerisinde gözden kayboldu. İstanbul’un adeta simgesi olan Boğaz, en azından görüntüde eski haline döndü ve hepimiz rahat bir nefes aldık. Ancak maalesef müsilaj tehlikesi, geride bırakıp unutabileceğimiz bir problem değil. 

Uzmanlara göre müsilaj, şimdilik ortadan kalkmış olsa bile bu durumun Marmara Denizi’nde tekrar ortaya çıkma ihtimali çok yüksek. Yani bir diğer deyişle depremle yaşamaya alıştığımız, pandemi koşullarına uyum sağladığımız gibi müsilajı da daha yakından tanımaya başlamalı ve önümüzdeki yıllarda bu doğa olayıyla baş edebilmek için davranışlarımızı farklılaştırmalıyız. Tabii tüm bunlar için öncelikle sorunu tanımak, yani bir diğer deyişle müsilaj nedir sorusuna yanıt bulmak gerekiyor.

Müsilaj Nedir?

müsilaj nedir
Müsilaj nedir?

Fotoğraf: Claudiodivizia

Deniz salyası ya da müsilaj, denizlerdeki birçok bitki ve mikroorganizma tarafından üretilen, kalın ve yapışkan bir madde. Bu maddenin varlığı aslında doğal bir durum ancak madde miktarındaki aşırılık, hem deniz canlıları hem de insanlar için zararlı koşullar oluşturuyor. Denizlerdeki mikroorganizmaların yüksek derecelerde azot ve fosfat gazlarına maruz kalması, müsilaj oluşumunu tetikliyor. Deniz suyu sıcaklığının mevsim normallerinin üzerinde olması ve sudaki durgunluk da müsilaj oluşumunu katbekat artırıyor.

Müsilaj Neden Oluşur?

Müsilaj, aslında son yıllarda ortaya çıkan bir doğa olayı değil. Deniz suyunda oluşan bu değişim, her zaman vardı ancak son dönemde pandeminin yarattığı koşulların da etkisiyle son derece aşırı boyutlara ulaştı. Bu aşamada en büyük sebebin evsel atıkların denize karışması ve bu karışan atıkların sayısındaki artış olduğu belirtiliyor. Ancak bunun yanında gezegenimizin iklim değişikliğinin etkileriyle birlikte ısınması da oldukça kritik. Çünkü müsilaj, özellikle sıcak ve durgun denizleri seviyor.

Marmara Denizi’nde müsilaj oluşumunu artıran temel nedenlerin bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

  • İklim değişikliği dolayısıyla Marmara Denizi’ndeki sıcaklık ortalaması son 40 yılın en yüksek seviyesinde. Bu sıcaklık artışı, müsilajı artıran etmenlerden bir tanesi.
  • Marmara Denizi, yapısal olarak durgun bir deniz. Denizin üst, yani yüzey kısımları Karadeniz’den gelen suyla oluşurken derinlerde ise Akdeniz suları mevcut. Marmara Denizi’nin yapısındaki bu ayrışma, durgun bir su kütlesi ortaya çıkarıyor. Dolayısıyla denizde biriken müsilaj, kolay kolay dağılmıyor.
  • Marmara Denizi’nde müsilaj oluşumuna neden olan etkenlerden bir diğeri ise denizin çevresindeki yoğun şehirleşme. Oldukça yüksek nüfuslu şehirlerin tam ortasında yer alan deniz, tamamen insan kaynaklı olarak yoğun bir kirliliğe maruz kalıyor. 
  • Deniz kirliliği, birkaç aşamada müsilajın ortaya çıkmasına ve hatta aşırılaşarak pek çok deniz canlısına zarar vermesine neden oluyor. Artan kirlilikle birlikte önce denizdeki fosfat ve nitrat oranı yükseliyor. Fosfat ve nitrat ile beslenen ve fitoplankton ismi verilen mikroorganizmalar ise bu anormal durum sonucunda aşırı üremeye başlıyor. Fitoplanktonların aşırı üremesi, aynı zamanda bu canlılar için yoğun bir stres demek. Bu süreç sonunda ölen fitoplanktonlar, yaşamlarını kaybettikten sonra yapışkan bir sıvı salgılıyor. İşte bu sıvıların bir araya gelmesi de müsilajı oluşturuyor.  

Balık Çeşitliliği Tehlikede!

Müsilaj balık çeşitliliğini tehlikeye atıyor
Müsilaj, balık çeşitliliğini tehlikeye atıyor

Fotoğraf: Animaflora

Müsilajın yarattığı görüntü kirliliği tabii ki önemli bir sorun ancak bu, aslında deniz salyasıyla ilgili problemlerimizin en küçüğü. Geçtiğimiz yıl neredeyse tüm Marmara Denizi’ni saran müsilaj istilası, pek çok deniz canlısının yaşamını kaybetmesine ya da farklı sulara göç etmesine neden oldu. Yani bir diğer deyişle aşırı müsilaj, Marmara Denizi’ndeki biyoçeşitliliğe büyük oranda zarar verdi. 

Tabii ki bu durum hem deniz canlılarını hem de bizleri ilgilendiriyor. Geçtiğimiz yıl balıkçılık faaliyetlerinin sekteye uğramasındaki önemli nedenlerden biri de müsilaj yoğunluğuydu. Dolayısıyla masmavi berrak sulara ve farklı canlıların bir arada yaşadığı büyüleyici bir denize sahip olmak istiyorsak müsilaj tehlikesine karşı mücadele etmek zorundayız.

Marmara Denizi’nde Oksijen Azalıyor!

Müsilaj Geri Mi Dönüyor?
Marmara Denizi’nde oksijen azalıyor

Fotoğraf: Atese

Deniz salyası, yalnızca bir sonuç olmakla kalmayıp aynı zamanda başka tehlikeler için bir neden de oluşturuyor. Marmara Denizi’ndeki müsilajın dağılması sonucu araştırmalarına hız veren uzmanlar, denizdeki oksijen miktarının tehlikeli boyutlara varacak şekilde azaldığını belirledi. Normal şartlarda yaz aylarında ve sıcak havalarda deniz suyundaki oksijenin azalması beklenirken Marmara Denizi, bu seviyelere sonbahar ve kış aylarında ulaştı. Tabii ki yaşamın kaynağı olan oksijenin azalması, denizlerimizdeki yaşamın da azalması anlamına gelecek.

Prof. Dr. Mustafa Sarı: Aşırı Alg Çoğalması Var

Müsilaj Geri Mi Dönüyor?
Alg çoğalması tehlikeli boyutlarda

Fotoğraf: Kichigin

Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı, geçtiğimiz günlerde Marmara Denizi’ndeki müsilaj tehlikesinin son durumu hakkında bir açıklama yaptı. Prof. Dr. Sarı, denizin derinlerinde yaptıkları araştırmalarda henüz bir müsilaj yoğunluğuna rastlanmadığını belirtti ancak alg çoğalmasının çok tehlikeli boyutlara ulaştığını aktardı. Denizdeki alglerin aşırı derecede çoğalması, havaların ısınmasıyla birlikte çok yoğun bir müsilaj istilasının tekrar ortaya çıkabileceğine işaret ediyor. 

Müsilaj Tehlikesine Karşı Bireysel Olarak Ne Yapabiliriz?

Müsilajı önlemek için alınabilecek önemlemler
Müsilaj tehlikesine karşı alabileceğimiz bireysel önlemler

Fotoğraf: Umbertoleporini

Denizlerimizi adeta bir anda esir alan müsilaj, yakın zamanda ortadan kaybolacak gibi durmuyor. Tabii ki bu doğa olayına karşı mücadele ederken en büyük görev yetkili kurumlara ait. Ancak yine de bireysel yaşamlarımızda ufak değişikliklere giderek biz de müsilajın artışını engellemek konusunda bir adım atabiliriz.

Müsilaj tehlikesine karşı alabileceğimiz bireysel önlemlerden bazıları şu şekilde:

  • Denizlerimizin temizliğine bireysel yaşamımızda son derece dikkat etmeliyiz. Hiçbir koşulda çöplerimizi denizlere atmamalı, aksi davranış gösteren kişilere bu konuda uyarılarda bulunmalıyız.
  • Hem müsilaj oluşumuna engel olmak hem de bizi yakın gelecekte bekleyen susuzluk sorununa önlem almak için gereksiz su tüketimimizi azaltmalıyız. Atık sular, eninde sonunda denize dökülecek ve önemli bir kirlilik yaratacaktır.
  • Evsel atıklarımızı minimuma indirmeliyiz. Deterjan, sabun veya şampuan gibi kimyasal maddelerin denize karışması, müsilaj oluşumunu büyük oranda artırır.
  • Atık yağları asla lavaboya dökmemeli, biriktirerek atık yağ toplayan kuruluşlara ulaştırmalıyız. Lavaboya dökülen yağlar, hem kanalizasyon sistemlerine zarar verir hem de denizlerde su yüzeylerini kaplar. Yüzeyin atık yağlar ile kaplanması, güneş ışınlarının denizin derinliklerine ulaşmasını engeller ve mavi sulardaki yaşama zarar verir.
  • Denizlerdeki yaşamı tehdit eden en büyük etkenlerden biri olan plastik kirliliğine karşı harekete geçmeliyiz. Gündelik yaşamımızda mümkün mertebe tek kullanımlık plastik ürünlerin yerine alternatif maddeleri tercih etmeliyiz.
  • Pandemiyle birlikte tek kullanımlık ürünlerin tercih edilme oranı arttı. Ancak bu ürünleri kullanırken de bilinçli davranmaya, olabildiğince az atık ortaya çıkarmaya dikkat etmeliyiz.
  • Her türlü evsel atığı çöpe ulaştırmadan önce atık ayrıştırma işlemine tabi tutmalıyız. Atıkların doğru şekilde değerlendirilmesi, deniz kirliliğini büyük oranda azaltabilir.
  • Yaşamımızın merkezine sürdürülebilirlik kavramını koymalı ve tüm gündelik alışkanlıklarımızı doğa dostu ve çevreye duyarlı bir şekilde yenilemeliyiz.

Müsilajla mücadele konusunda pek çok yetkili kurumun yanı sıra özel kuruluşlar da harekete geçmiş durumda. PlumeMag’in destekçisi Garanti BBVA da deniz kirliliğiyle mücadele eden kurumların başında geliyor. DenizTemiz Derneği TURMEPA iş birliğiyle birlikte harekete geçen Garanti BBVA, geçtiğimiz dönemde Mavi Nefes Projesi’ni hayata geçirdi. Proje; Marmara Denizi’ndeki deniz kirliliğini önlemek, atık yüzey temizliği çalışmalarına destek olmak ve bölge illerde gelecek nesiller için deniz temizliği konusunda farkındalık eğitimleri vermeyi amaçlıyor.