Türkiye’nin Dört Bir Yanı -Kirli- Denizlerle Çevrili!

Türkiye’nin Dört Bir Yanı -Kirli- Denizlerle Çevrili!

Güncelleme Tarihi: 25 Eylül 2021

Müsilaj probleminin, Ege’ye doğru yayılması endişe verici. Üstelik kirlilik konusundaki endişelerin sebebi yalnızca müsilaj da değil. Denizlerimize her gün sayısız kanalizasyon atığı boşaltılıyor ve bu kirliliğin önüne geçmek içinse hâlâ ciddi bir plan yapılmış değil. Ayrıca denizlerimizin yanında koyların da kirlenmesinin en büyük nedeni; bilinçsizce yapılan tekne tatilleri ve tatiller sonrasında koylarda kalan, temizlenmeyen atıklar.

Marmara’nın Kirliliği Ege’ye Akıyor

çöp

Fotoğraf: Alexander Shimmeck

Türkiye’nin dört bir yanından deniz kirliliğinin her geçen gün arttığı haberleri geliyor. Müsilaj vakumlama törenleri trajikomik bir hal almışken, yetkililer “acil eylem planı hazırlıyoruz.” demekten bir adım ileri gidemiyor ve o aciliyet bir türlü sonuç bulmuyor. Uzun yıllardır bu konuda hiçbir çalışma yapılmadığı hatta yapılan çalışmaların da durdurulduğu, denizin haykırışı olan müsilajla birlikte ortaya çıkıyor. Sanayinin göbeği olan Marmara’nın atıklarının da bir gözdesi var; Marmara Denizi. 

Yıllardır, atıklar arıtılmadan, öylece denizin dibine gömülmeye çalışılıyor. Son zamanlarda dikkatin bu yöne çekilmesiyle sadece atıkların değil, Marmara Denizi’ne kıyısı olan şehirlerin kanalizasyonlarının da denize döküldüğü bir bir ortaya çıkıyor. Kalıcı bir çözüm için neyin beklendiği sorusu ise akılları kurcalamaya devam ediyor. 

Deniz kirliliği hızla Ege’ye akarken denize girme yasaklarının gelmesi de durumun ciddiyetini gösteriyor. Bu konuyla alakalı ilk yasak haberi Çanakkale Belediyesi tarafından verildi. Lapseki’de alınan numunelerin sonucunda denize girmek artık yasak. Yapılacak ikinci teste kadar da yasağın süreceği belirtildi. 

Ayvalık’a baktığımızda da durum diğer yerlerden çok da farklı değil, kanalizasyonlar arıtılmadan denize boşaltılıyor. Duyarlı halk ile sivil toplum kuruluşları imza kampanyaları ve eylemlerle sosyal farkındalık yaratmaya çalışsa da ne yazık ki yetkililer tarafından somut bir adım atılmış değil. 

Nadide Koylar Tekneler Nedeniyle Çöplüğe Dönüyor

koylarda tekne tatili kalıntıları

Fotoğraf: Burak Rıfat Deral

Parlak bir tatil fikri gibi görünen tekne tatilleri son zamanlarda oldukça popüler. Özellikle pandemi sürecinde denizin üzerinde, toplumdan izole tatil rüyası aslında herkesi cezbediyor. Peki biz tabiatın derinliklerine yolculuk ederken ardımızda bıraktıklarımızı düşünüyor muyuz? bilinçli azınlığı tenzih edersek bu sorunun cevabı elbette hayır. 

Ege ve Akdeniz mavi yolculuğun uğrak noktaları. Nadide koyları ise tekne tatilcileri için demir atılacak en güzel yerler. Buraya kadar her şey harika. Elbette ülkenin güzellikleri, doğası ve denizi eşsiz ama geride bırakılan manzara korkunç. Tekneler, -sintine adı verilen makine atıkları dahil- çoğu kirliliği bulunduğu koylara öylece bırakıyor. Denizciler ve bölgelerin yerel halkı ise bu duruma oldukça tepkili ve dört gözle Özel Çevre Kurumu Yönetmeliği’nin yürürlüğe girmesini bekliyorlar. 

Çok Geç Olmayabilir

Kaplumbağaların daima avlanabileceğine dair hüküm kaldırıldı

Kaynak: Elizabeth Cerna

Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen umut verici gelişmeler daima var. 

  • İthal edilen çöplerle alakalı yeni bir karar alındı: Polietilen ithalatı artık yasak. Her ne kadar ithal edilen çöplerin yanında küçük bir gelişme olsa da bir yerden başlamak gerek. 
  • Müsilajla alakalı da İstanbul Üniversitesinden güzel haberler gelmeye başladı. Su Bilimleri Fakültesinin yaptığı çalışma sayesinde müsilaj meselesinde umut verici bir gelişme yaşandı. Deniz bakteri izotları sayesinde müsilajın doğal ortamında temizlenmesinin mümkün olduğunu Yenikapı’da yaptıkları pilot çalışmayla kanıtladılar. Araştırmalarının devam ettiğini belirten ekip Marmara Denizi’ne umut olmaya çalışıyor. 
  • “Kaplumbağaların daima avlanabileceğine” dair hükmün kaldırılması da oldukça güzel bir gelişme.

Gözler, doğal koylarda yaşanan problemler için çıkması beklenen Özel Çevre Koruma Yönetmeliği’nde. Bu yönetmelik sayesinde bölgede araştırma yapılacak ve  “Özel Çevre Koruma Bölgeleri” belirlenecek. Biyoçeşitliliğin korunmasını amaç edinen yönetmeliğin ana başlıkları ise şöyle;

  • Belirlenen bölgelerde -balıkçılar da dahil olmak üzere- kısıtlamalar getirilecek. 
  • Teknelerin konaklamaları ve demirlemeleri sınırlandırılacak.
  • Bazı koylar gemilere tamamen kapatılacak.
  • Kısıtlı kullanım alanları yaratılacak. 

Tüm bu olumsuzluklara rağmen yaşadığımız doğayı korumak elimizde. Geç olmadan bir şeyler yapmak ise işin yetkililere düşen kısmı.