Güncelleme Tarihi: 23 Ekim 2021
Her unutulmaz karakterin, filmin arkasında özenle düşünülmüş, oluşturulmuş bir gardırop vardır. Kostümler, filmin sürükleyici büyüsüne eklenen bir ögeden öte hikâyeyi hayata geçirme, karakteri çevreleyen olay örgüsüne katkı sağlama görevi üstlenir. Bir karakterin herhangi bir sahnede giydiği kıyafet, onun sadece stilini, modaya bakış açısını, ruh halini yansıtmakla kalmaz, ardındaki tema izleyiciyi konunun içine çeker, ona direkt olarak ifade edilmeyen hislere, mesajlara yön verir. O zaman gelin hafızalarda yer eden film kostümleri nelermiş beraber inceleyelim…
Emma. | IMDB: 6.7
Listemizi Regency (Naiplik) zamanında geçen, Jane Austen’in ünlü kitabından esinlenerek senaryolaştırılan Emma ile açıyoruz. Dönem filmleri söz konusu olduğunda kostüm tasarımı, sıklıkla zamana uygun olmayan kesimler, detaylar, kumaşlar ve renklerden oluşabiliyor. Emma’da ise kostümler, hikâyenin içinde bulunduğu zamanla oldukça uyumlu. Günümüzde Regencycore diye adlandırdığımız, pastel ve canlı renklerle süslenen yüksek bel siluet, zamanın modasını yansıtıyor. 19. yüzyılın gerçek kıyafetlerinden ilham alarak tasarlanmış bu kostümler Alexandra Byrne imzalı.
Ancak bu demek değil ki gerçekçilik adına kostüm tasarımcısı veya yönetmen kendi vizyonlarını hayata geçiremiyor, alışılmışın dışına çıkamıyor. Kostümler, renkler, dokular, tasarımdaki el işçiliği ve detay ile oynayarak karakterlerin motiflerini, statülerini izleyiciye aktarıyor. Bu karakterler de giydikleri kostümler ile dönemi, hayatın akışını daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.
Dönem filmlerinde hangi karakterin modaya uygun, daha zengin veya sofistike olduğunu anlamak biraz zordur. Kostümler, bu mesajı izleyiciye net bir şekilde aktarmak için önemli bir araçtır. Karakterin giydiği kıyafete bakarak o hikaye içindeki rolünü daha iyi ayırt edebiliyoruz.
Kostümlerini “bireysellik, özgünlük ve karakter” ile ilgili olarak tanımlayan Byrne’ün birbirinden zevkli ve anlam yüklü tasarımları ile zamanda bir yolculuğa çıkmaya hazır olun…
The Royal Tenenbaums | IMDB: 7.6
Moonrise Kingdom’dan The Grand Budapest Hotel’e Wes Anderson’ın filmlerini her daim set tasarımları, kostüm ve büyüleyici atmosferleriyle etkileyici eserler olarak tanımlayabiliriz. 2001’de vizyona giren The Royal Tenenbaums da bu çizgiyi takip ediyor. 20 yıl sonra bile tarzıyla aklımızda kalan, çizgili Lacoste tenis elbisesi üzerine kabarık kahverengi vizon ceket ve kırmızı saç tokası silueti gördüğümüzde bu Margot Tenenbaum dedirten kostümler, tasarımcı Karen Patch imzalı. 70’lerden ilham alan çarpıcı kombinleri ile öne çıkan Patch, tasarımlarını karakterler hakkında izleyiciye mesaj vermek için adeta etkili bir silah gibi kullanmış. Karakterlerine çocuk ve yetişkin oldukları dönemlerde aynı kıyafetleri giydiren Patch, izleyicide onların aslında hiç büyümediği algısı yaratıyor. Bu artistik filmi kostümlere özellikle dikkat ederek seyretmenizi tavsiye ederiz.
The Devil Wears Prada | IMDB: 6.9
Kostümleriyle öne çıkan filmler arasında ünlenen The Devil Wears Prada’ya değinmeden geçmeyelim. Moda dünyasını konu alan The Devil Wears Prada’nın gardırop seçimleri de bu temaya uygun, nefes keser nitelikte. Öyle ki kostüm tasarımcısı Patricia Field, bu filmdeki seçimleriyle Oscar adayı olmuştu. Kostümlerin illa gerçeği yansıtması gerektiğini düşünmeyen Field, aksine tasarımların hayal gücünden yola çıkarak oluşturulması gerektiğine inananlar arasında.
Meryl Streep’in canlandırdığı Miranda Priestly’e yönelik fikirlerini de göz önünde bulundurarak bir gardırop hazırlayan Field, karaktere zamansız, günümüzde hala tercih edilebilecek kıyafetler giydirir. Field, Miranda’yı giyidirken moda trendlerinden kaçındığını, bunun yerine özellikle Donna Karan arşivlerine dayanarak daha zamansız, klasik bir görünümde karar kıldığını açıklar. Bu seçimin, karakterin günlük yaşamı ve canlandırdığı meslekle de uyumlu olduğunu görebiliyoruz.
Dünyanın en ünlü moda dergisinin editörü olan Miranda uzun zamandır modayla iç içedir ve bir sezon sonra modası geçecek olan trendlerle zaman harcamaz, kendi üstüne yakışanı bilir ve gardırobunu ona göre hazırlamaya özen gösterir. Bu tarz ince detaylar, düşünceler Andy ve Emily’nin kıyafetlerine yansımıştır. Örneğin Field, Emily’nin gardırobu için Vivienne Westwood ve Rick Owens gibi tasarımcıların koleksiyonlarına başvurarak karakterin öne çıkan kişiliğini yansıtmıştır.
Aynı isimli kitaptan uyarlanarak beyaz perdeye taşınan The Devil Wears Prada’daki moda yansımalarını bu bakış açısıyla izlemenizi öneririz.
The Fifth Element | IMDB: 7.7
Hikâyede yer verilen kostümlerin bütüne katkısına şahit olduğumuz bir başka film ise 1997’de vizyona giren bilim kurgu eseri The Fifth Element. Filmde gördüğünüz her bir kostüm – başrol oyuncularından figüranlara kadar -, efsane tasarımcı Jean Paul Gaultier imzalı. Film için olağanüstü bir stil portfolyosu oluşturan Gaultier, fütürist McDonald’s garsonlarından hosteslerin giydiği seksi kıyafetlere kadar her bir tasarımda teorik bir gelecek hakkındaki düşüncelerini, vizyonunu konuşturmuş. Rengârenk, geleneksel olmayan malzemeleri harmanlayan, heyecan verici ve fütüristik bir bakış açısı yansıtan bu kostümler, 24 yıl sonra bile hala öne çıkan film kostümleri arasında.
The Fifth Element için tasarladığı kostümler, o zamanlar ünlü bir moda tasarımcısı olan Gaultier’nin kariyerini başka bir boyuta taşıdı. Film ile bambaşka bir izleyici kitlesine ulaşan Gaultier, hem moda sektörüne ilham oldu hem de fütüristik estetiği tekrar tanımladı.
Daha gerçekleşmemiş bir zaman diliminde, dünya dışı bir ortamda yer alan hikâye için kostüm planlayan Gaultier, tasarımları ile toplumsal cinsiyete dayalı kavramları ve kültürel beklentilerin sınırlarını da zorlamayı başardı. Yönetmen Luc Besson ile her şeyin mümkün olabileceğine karar verdiklerini açıklayan Gaultier, Chris Tauker’ın canlandırdığı Ruby Rhod’a ve Gary Oldman’ın hayat verdiği Jean-Baptiste Zorg’a tipik erkek kostümleri giydirmeyerek estetik tercihlerini konuşturdu.
The Fifth Element’ı bambaşka bir dünyaya ışınlanmak isteyen sinemaseverlere şiddetle tavsiye ederiz. Bu filmle set tasarımlarından kostümlere kadar görsel olarak yaratıcı bir evrende maceraya çıkmaya hazırlanın!
