ramazan pidesi

Ramazan Gelenekleri Neler? Eskimeyen 12 Gelenek

Güncelleme Tarihi: 9 Temmuz 2024

Ramazan gelir hoş gelir, sevgiyle buluşmak ne güzeldir! Sıcacık pideler sadece sofraları değil kalpleri de ısıtır, mis gibi gül kokulu güllaçlar hem damakları hem sohbetleri tatlandırır… Bir de ramazanın olmazsa olmaz bir cümlesi vardır “Nerede o eski ramazanlar!” Azalarak bitsin artık bu cümle diyorsanız, bu yazı vesilesiyle eski ramazan gelenekleri neler bir bir hatırlayıp ramazan gelenekleri için güncellemeyi zihninize ve hayatınıza indirebilirsiniz.  

Gölge Oyunları: Hacivat ve Karagöz

ramazan eğlencesi

Hacivat ve Karagöz ışıklı bir perde arkasında çubuk ucuna yerleştirilmiş karakterlerin hareket ettirilip seslendirilmesiyle oynanan bir gölge oyunudur. 

Gölge oyununun bizim kültürümüze geçişinin hikayesi 1517’de Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethine dayanır. Memlük sultanının idamını hayal perdesi denen ışıklı perdede canlandıran bir sanatçıdan çok etkilenen sultan, bu oyunu oğlu Kanuni Sultan Süleyman da görsün diye Anadolu topraklarına taşır. Mısır’dan gelen bu sahne sanatı zamanla Türk yaratıcılığıyla harmanlanır ve ortaya Hacivat ve Karagöz gibi çok eğlenceli karakterler çıkar.  

En popüler gölge oyunu karakterleri olan Hacivat ile Karagöz’ün tam olarak nasıl bir esinle ortaya çıktığı net olarak bilinmiyor. En eski kesin bilgi Karagöz’ün şehzade sünnetlerinde oynatılan bir karakter olduğu.     

Kısa bir tarihi yolculuktan sonra gelelim bugüne… Ramazan eğlenceleri arasında nostaljik bir tat olan Hacivat ve Karagöz’ün gitgide unutulmuş ramazan gelenekleri arasına girme riski ne yazık ki artıyor. Çocuklar bu güzel ramazan geleneği ile büyüsün ve onlar da sonraki nesillere Hacivat ve Karagöz’ü tanıtsın istiyorsak basit karton ve çubuktan yapılan kuklalarla evde mini ramazan eğlenceleri organize edebiliriz.

Ramazan Davulcuları

ramazan gelenekleri

Ramazanın en renkli kişileri elbette ramazan davulcuları! Davul, Osmanlılardan bu yana bu topraklarda önemli bir enstrüman oldu. Özellikle mehter takımlarının güçlü ritmin sağlayıcıları davulcular olarak bilinir. Osmanlı döneminde bu davulcular ramazanda ayrı bir değer kazanır ve insanları sahura kaldırma için çalışırlardı… O günden bugüne taşınan ramazan geleneği ile davulcular hala sokaklarda ritim tutup mani söyler… 

Ramazan gelenekleri arasında önemli bir yeri olan davulcular herhalde devletten para alıyordur diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Ramazan davulcularının tek geçim kaynağı topladıkları bahşişler. Ramazan davulcularına biraz anlayış gerek, gelsin bakalım en şenlikli davulcu manilerinden birkaç örnek:

Bak geldi etli dolma, çok yiyip göbek salma. Üstüne bir kahve iç, teravihe geç kalma!

Misafirim nazlandı, börek diye sızlandı, bir sini börek yedi, biraz olsun uslandı.

Sahur oldu ışıyor, bülbüller ötüşüyor, iftara çay deyince, yüreğim tutuşuyor.

Cami Işıkları: Mahyalar 

mahya nedir

Ramazanın gelenekleri sürdürenler arasında davulcular olduğu gibi mahyacılar da var. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından her yıl belirlenen temalarda ramazan boyunca mahya yazıları hazırlanıyor. Camilerde minareler arasına uygulanan ışıklı yazılarda mahyacılar hem fiziksel hem de sanatsal olarak ciddi emek harcıyor. 

Günümüzde birçok eski usta yeni çırak yetiştirememekten şikayetçi. Mahya sanatı unutulmuş ramazan gelenekleri arasına girmesin diyorsak yeni neslin mahya işinin ucundan tutması şart!

Ramazan Pidesi

ramazan geleneği

Ramazanın lezzet ustaları pidecilere selam olsun! Şu ramazan pidesinin tadı başka hiçbir şeyde yok değil mi? Ramazan pidesi tadındaki sırrı öğrenmek ister misiniz?

Lezzetin anahtarı “pideyi şifalama” uygulamasında saklı! Pideyi şifalama işlemi suda kaynatılan pide ununun fırınlama öncesi hamur üstüne sürülmesiyle yapılıyor. Pidenin üstü ne kadar pırıl pırılsa o kadar şifalanmış demek.

Ramazan gelenekleri arasında en mis kokulusu olan Ramazan pidesi için doğru fırını bulmak istiyorsanız iftar saatine yakın ufak bir gözlem yapmanız yeterli. En çok kuyruğun olduğu ve pidelerin üstünün pırıl pırıl parladığı yerler doğru adres. Ramazan ritüelleri denince de pide kuyruğunda beklemenin de yeri ayrıdır hani!

Güllaç Tatlısı

ramazan tatlısı

Güllü aş ya da yaygın ismiyle güllaç tatlısı Osmanlı döneminden bu yana sofraların gülü olan hem hafif hem de leziz bir tatlı. Güllacın tarihi de oldukça eski. İlk güllaç tarifi 13. yüzyılda yazılmış ve bu tatlı, saray mutfağının da vazgeçilmezleri arasında. 

Güllaç mısır nişastası, su ve gül suyundan hazırlanıyor. Eski ramazan gelenekleri arasından olan ve mis gibi gül kokusuyla günümüze taşınan güllaç, genelde nar ve Antep fıstığıyla beraber sunuluyor.  Malzemeler ise oldukça basit ancak güllaç yapraklarının hazırlanması oldukça ustalık isteyen bir iş! Tam da bu yüzden günümüzde güllaç yaprakları pek evde hazırlanmıyor, onun yerine hazır güllaç yaprakları satın alınıyor.

Çocuklar İçin Ramazan Gelenekleri: Tekne Orucu    

çocuklar için oruç

Ramazan gelenekleri arasında sayılabilecek ve bir nevi yarım oruç olan tekne orucu, çocukların oruç tutmaya alışması için uygulanan bir yöntem.

Çocuklukta öğlene kadar tutulan tekne orucunun aslında Kuran’da yeri olmadığını öğrenince hayal kırıklığına uğrayan hassas kalpler olabilir. Dinde bir kural olarak tekne orucu yoktur ancak büyükler çocukların oruca alışma sürecinde yarım gün açlıkla tutulan ve halk arasında tekne orucu denen bu uygulamayı uygun bulur. 

Tekne orucu dini kurallar arasında olmasa da dinin insanı yönlendirmeye çalıştığı nefsi terbiye etmek, açın halinden anlamak gibi hoş meziyetleri edinme halini kucaklayan bir gelenektir diyebiliriz.

Hilalin Gözlenmesi

ramazan başlangıcı hilal

Eski zamanlarda Ay’ın hareketleri aylık döngülerin hesaplanmasında çok önemliydi. O zamanlar kullanılan Hicri takvim de Ay’ın hareketlerine göre şekillenirdi. Haliyle ramazanın başlangıcı da Ay hareketleri gözlenerek belirlenirdi. Osmanlı’da başlangıç günün belirlemek için ay hareketinde hilal formunu takip eden bir kişi olurdu. Bu kişinin gözlemiyle doğru zamanda ramazan başlangıcı haberi halka verilirdi.   

Bugün teknolojinin gelişmesiyle artık Ay’ın hareketleri çok rahat takip edilebiliyor. Bu yüzden hilal gözlenmesi ramazan gelenekleri arasında sayılmıyor ve artık tarihe karışmış durumda… Yine de eski gelenekleri yad edilse güzel olur diye düşünüyorsanız, ramazan başlangıcında gökyüzüne bakıp Ay’a bir selam verebilirsiniz. 

Sadaka Taşları

ramazan sadaka

Cami avlularında, vakıf bahçelerinde veya mezarlık çevresinde büyükçe oyuklu taşlar görürseniz bilin ki onlar sadaka taşlarıdır. Bu taşların içine ramazanda ayni ya da nakdi yardımlar atılır. İhtiyacı olanlar sadaka taşlarından ihtiyaçlarını karşılayabilir. Böylece kimsenin gururuna dokunan bir hal oluşmaz. 

Sadaka taşı geleneği eskiden daha yaygın olmasına rağmen günümüzde gitgide sönükleşen bir gelenektir. Yine de sadaka taşını unutulmuş ramazan gelenekleri arasındadır demek doğru olmaz. Çünkü günümüzde hala yardımlar toplanır. Sadece gelişen teknolojiyle yardım toplama biçimleri farklıdır. 

Diş Kirası

diş kirası nedir

Varlıklı kişilerin yardım amaçlı düzenledikleri büyük iftar davetleri geçmişten günümüze süren bir gelenek. Eskiden bu davetlere gelenlere iftar sonrası hediyeler de dağıtılırdı ve buna diş kirası denirdi. Hediye olarak keseler içinde altınlar olurdu…

Diş kirası tanımının anlamında yemek yerken yorulan dişlere bir gönderme var. İftara gelenlere vakit ayırıp sofraya buyurup, dişlerini yordukları için bir nevi kira veriliyor. Aslında bu tanımda çok nahif bir dil var, yardım edilenlerin gururunu kırmamak aksine gururlarını okşamak niyeti altta gizli. 

Semai Kahveleri

ramazan etkinlikleri19. yüzyılda oldukça sevilen semai kahvehaneleri sadece ramazan ayında özel olarak açılırdı. Bu müzikli mekanlarda semailer okunurdu ve maniler söylenirdi. Oldukça eğlenceli olan semai kahvehanelerinde farklı yaşlardan ve mesleklerden herkes buluşur sohbet ederdi. Bu kahvelerde ramazan eğlenceleri düzenlenirdi. 

Günümüzde bu gelenek ramazan gelenekleri arasında semai kahveleri ismiyle anılmasa da sahur zamanları açık olan kahveler ve kafeler kısmen geleneği sürdürüyor diyebiliriz. 

İftar Topu

iftar topu

İftar topunun atılması eski zamanlarda gerçekten top atışıyla yapılırdı. İlk olarak Sultan II. Mahmud zamanında Mevlid Kandili müjdecisi olarak top atışı olurdu. Sonrasında bu uygulama çok beğenilince iftar habercisi olarak da top atışları yapılmaya başlandı. Zamanla iftar topu ramazan ritüelleri arasına girdi.

Günümüzde iftar topu geleneği teknolojik bir dokunuşla devam ediyor diyebiliriz. Artık iftar topu yerine iftar ses bombaları atılmakta… 

Temizlik

Ramazan gelenekleri arasında en hijyenik ramazan ritüeli olan bayram temizliği, geçmişten günümüze taşınan mis gibi bir alışkanlıktır. 

Bayram öncesi evler silinip süpürülür ve misafirler için pırıl pırıl yapılır. Peki, zihinler? Yani dışsal temizlik yapılıyor da acaba içsel temizlik ne kadar yapılıyor? Zira ramazanda temizliğin hakkını vermek istiyorsak hem evimizi hem zihnimizi temizlemeliyiz, değil mi?

İçsel temizlik 101 dersinde olabilecek özet bir öneri verelim. Eskilerin yaptığı gibi iftar sofralarında herkese kapı açılması, küslerin barışması, öfkelerin geçmişte bırakılması içsel temizliği yapabilmek için atılması gereken önemli adımlar arasında sayılabilir. Oh be, güncelleme yapılsın ve tertemiz bir sayfa açılsın ramazanda!