Baharın Habercisi Nevruzun Tarihi

Baharın Habercisi Nevruz Hakkında Her Şey

Nevruz ya da newroz… Nasıl telaffuz ederseniz edin bu özel gün, çok uzun yıllardır birçok toplum için oldukça anlamlı. Şenlik ateşlerinin yakıldığı, eğlencelerle kutlanan nevruzun tarihi aslında sandığımızdan daha eskiye dayanıyor. Peki baharın habercisi olan bu gün, ne zaman ve nerede ortaya çıktı? Gelin hep birlikte bakalım.

Nevruzun Anlamı Nedir?

Nevruzun anlamı
Fotoğraf: Henry Perks

Nevruz kutlamaları, her ne kadar uzun yıllardır bilinse de nevruz ne demek sorusu her daim güncelliğini koruyor. Nevruz, Farsça yeni anlamına gelen nev ve gün anlamına gelen ruz kelimelerinin birleşmesi ile ortaya çıkıyor. Nevruzun anlamından da anlaşılacağı gibi aslında tüm bu kutlamalar yalnızca bizim değil tüm dünyanın aşina olduğu bir günü simgeliyor. Evet doğru tahmin ettiniz; nevruz aslında yılbaşı.

Nevruzun tarihi milattan öncesine dayanıyor. Fakat yazılı şekilde ilk olarak Pers İmparatorluğu kaynaklarında geçen bu kelime, o dönem kullanılan takvimde yılın başlangıcı olarak kabul ediliyor. Türklerin de bir dönem kullandığı ve güneş yılı ile hesaplanan Celali takvimi, işte tam da bu günü yeni bir başlangıç olarak işaret ediyor. 1079 yılında Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah’ın onayı ile kullanılmaya başlanan bu takvimi hazırlayan kurulun başında ise herkesin çok iyi bildiği bir isim var: Ömer Hayyam. Şair kişiliğinin yanı sıra bir matematikçi ve astronom olan Hayyam, bu çalışmasıyla yüzyıllarca sürecek bir geleneğin de başlamasına aracılık ediyor. 

Hoş Geldin Bahar

nevruz
Fotoğraf: Ashkan Forouzani

Nevruzun tarihçesi incelendiğinde rahatlıkla görüleceği gibi Celali takvimi oluşturulurken rastgele bir sistem kullanılmamış. İlkbahar ekinoksu olarak bilinen, gece ve gündüzün eşitlendiği ve artık günlerin uzamaya başladığı 21 Mart, düşünüldüğünde yeni bir yılın ilk günü olmak için oldukça uygun. Bu nedenle o yıllarda baharın gelişini yeni bir yıl olarak kutlayan birçok toplum, bugün aynı geleneği sürdürüyor. 

Farklı Ülkelerden Nevruz Kutlamaları

nevruz nasıl kutlanır

Nevruz, Türkiye dışında bu ülkeler arasında; Azerbaycan, Hindistan, İran, Pakistan, Afganistan, Irak, Kırgızistan, Özbekistan ve Kazakistan da yer alıyor. Bu ülkelerin başında elbette İran geliyor. 

İran’da yeni yılın ilk ayı olan Favardin’in ilk günü Nevruz olarak kutlanıyor. 5 günlük bir resmi tatil ile yeni yıla giren İran’da, kutlamalar sırasında Hacı Firuz veya Hacı Piruz yeni yılı müjdeliyor. Yüzü kurum ile kaplandığı için simsiyah olan Hacı Firuz, tef çalar ve kırmızı külahı olan kırmızı bir elbise giyer. Sokaklarda dolaşan Hacı Firuz, çocuklara hediye dağıtır. Kıyafeti, ortaya çıktığı tarih ve hediye dağıtmasıyla Hacı Firuz’un Noel Baba’ya çok benzediğini söyleyebiliriz. 

Afganistan’da ise Nevruz, iki hafta boyunca kutlanan ve birçok geleneği olan bir şenlik. Yeni yıldan önceki son çarşamba gününe kadar hazırlıklarını tamamlayan Afganlar, özel yemeklerle hazırlanmış sofralar kurar. Bu sofraların vazgeçilmezlerinden biri yedi yemişten hazırlanan bir salatadır. Bu yedi meyve ise kuru üzüm, iğde, antep fıstığı, kuru kayısı, ceviz, badem ve eriktir. 

Ayrıca Sabzi Chalaw olarak adlandırılan, pilav ve ıspanak ile yapılan bir yemek ve Smanak adı verilen tatlı da kurulan sofraların vazgeçilmezleri arasında yer alır. Nevruzda yemekli davetler vermek ve nişanlı çiftlerin ailelerin hediyeleşmesi de gelenekler arasındadır.

Kürtlerde nevruz ve baharın gelişi, Demirci Kawa isimli bir destana dayanır. Eski zamanlarda zalim bir kral olan Zuhak, omzunda iki yılanla yaşar. Bu yılanları beslemek içinse köyden çocukları öldürtür ve beyinlerini çıkarır. Ayrıca Zuhak baharın gelişini de engeller. Armayel ve Garmayel adında iki kişi, çocukların hayatını kurtarmak için kralın yanına aşçı olarak girer. Her gün bir çocuğu kurtaran ikili, kaçan çocukları Demirci Kawa’nın yanına götürür. Kawa yıllarca bu çocukları eğitir ve bir ordu kurar. Krala karşı 20 Mart’ta savaş açan ordu kralı öldürür ve ertesi gün bahar gelir. 

Türkiye’de ise nevruz gelenekleri yöreden yöreye farklılık gösterir. Değişmeyen tek gelenek ise büyükçe bir ateş yakıp üzerinden atlamaktır. Bunun dışında kaynağı Perslere kadar dayanan ve Nevruziye adı verilen bir macunun, o gün yendiğinde kişiyi yıl boyunca hastalıklardan koruyacağına inanılır. Bu gelenek, bugün hala Manisa’da mesir macunu yapılıp dağıtılmasıyla korunur. 

Ayrıca “Mart Bozumu” denen bir gelenek de bazı yörelerde sürdürülür. Bu geleneğe göre akarsudan alınan su evlere serpilir. Birbirine misafirliğe giden komşuların ise eve girerken “martını bozuyorum” demesi beklenir. 

Somut Olmayan Kültürel Miras: Nevruz

Fotoğraf: UNESCO

İran tarafından bugün hala kullanılan takvim, birkaç değişiklik yapılmasına rağmen Ömer Hayyam tarafından hazırlanan Celali takviminin devamı. Güneş yılını esas aldığı için tam olarak 365 gün 6 saat sürüyor. Bu nedenle İran, her sene yılbaşına farklı bir tarihte giriyor. Elbette bu durum yeni yıl kutlamalarının gününü ve saatini de değiştiriyor. 

Nevruzu kutlayan bazı toplumlar İran’ın uyguladığı sisteme bağlı kalsa da birçok toplum için 21 Mart tarihi kutlamalar için esas alınıyor. Bu kadar eski bir tarihe sahip olan ve birçok halk tarafından benimsenen nevruz, elbette Birleşmiş Milletler’in de dikkatinden kaçmıyor. 2010 yılında düzenlenen genel kurul ile 21 Mart, Nevruz Bayramı ilan edildi ve UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’nde yerini aldı. 2016 yılında yeni ülkelerin de dahil olmasıyla daha geniş bir coğrafyanın kültürel mirası olarak tescillenen nevruz, farklı isimlerle resmi olarak değer kazanmış oldu.

Hangi dilde, dinde, ırkta veya kültürde olursa olsun nevruz, yüzlerce yıl boyunca toplumları ortak bir paydada birleştirmiş bir gün. Eğer tarihimize bakacaksak anlaşmazlıklara veya savaşlara değil, aynı topraklar üzerinde yaşamamızın bize kattıklarına, birlikte kutladığımız günlere, benzer mutluluklarımıza bakalım. Hangi dilde söylerseniz söyleyin, nasıl kutlarsanız kutlayın, hepimizin bayramı nevruz kutlu olsun!