Metro Türkiye ile Coğrafi İşaretli Ürünlerin Korunması Üzerine

Metro Türkiye ile Coğrafi İşaretli Ürünlerin Korunması Üzerine

Güncelleme Tarihi: 12 Eylül 2021

Bozcaada Caz Festivali kapsamında ve Metro Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşen, Levon Bağış ile son derece samimi ve bilgilendirici geçen bir uzun masa tadımına konuk olduk. 

Türkiye’nin 5 farklı bölgesine ve 35 üreticisine ait, her biri bulunduğu yöreden, iklimden, topraktan izler taşıyan yerel bir şarap kürasyonu olan Wise Wine Local Selectiona ait şarapları yakından tanıdık.

Levon Bağış

Tadımın ardından, kültürel mirasımızın önemli bir parçası olan gastronomi konusunda uluslararası etki alanları yaratan Metro Türkiye CEO’su Sinem Türüng ve Metro Türkiye Satın Almadan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Deniz Alkaç ile Wise Wine Local ve coğrafi işaretler üzerine konuştuk.

1) Wise Wine koleksiyonun Metro ile olan hikayesinden kısaca bahsedebilir misiniz?

Sinem Türüng: Wise Wine, aslında Vedat Milor’la birlikte yurt dışından getirdiğimiz ürünlerle bir koleksiyon hazırlama fikriyle başladı. Ardından bir iki sene sonra Wise Wine Local’i yaptık, bence bu çok daha değerli. Yabancı şarapları tanımak çok güzel olsa da butik üreticileri öne çıkarmak, normalde bir süpermarkette bulamayacağınız şaraplara erişim sağlama olanağı yaratmak çok daha değerli oldu. 

Metro Türkiye CEO'su Sinem Türüng ile Wise Wine Local üzerine

Gerçekten butik diyebileceğimiz üreticilerin şaraplarını Wise Wine Lokal serisiyle tüketicilerle buluşturuyor ve ürünlerin tanınmalarını sağlıyoruz. Normalde ancak bir restorana gidildiğinde tüketebildiğiniz şarapların artık ulaşılabilir olması çok önemli. Türkiye’nin her yerinde, bütün mağazalarımızda bunların satılabiliyor olması bence en büyük değer.

2) Şarapların eşleşme durumu da çok önemli. Özel bir ağırlama durumunda neyin neyle servis edileceği konusunda yardıma ihtiyaç duyulması durumunda buna yönelik de çalışmalar da yapıyor musunuz?

Deniz Alkaç: Tabii. Bizim aynı zamanda “Gastronometro” diye bir oluşumumuz var. Gastronometro’yu biz 2015 yılında, Türkiye’nin ilk gastronomi platformu olarak açtık. Burayı bir keşif platformu olarak kurduk. Biz burada hem Türk mutfağının değerlerini korumak üzerine çalışmak hem de Türk mutfağını inovasyona teşvik ederek genç şeflerimizi desteklemek istiyoruz. 

Metro Türkiye CEO'su Sinem Türüng ve Deniz Alkaç ile Wise Wine Local üzerine

Gastronometro’da sürekli olarak çalışan şeflerimiz var. Burada, şeflerimizle birlikte devamlı yeni menüler oluşturuyoruz. Aynı zamanda restoranların tiplerine, kültürlerine uygun ve müşterilerin ihtiyaçlarına göre menüler oluşturmalarına katkı sağlıyoruz. Menülerin de kendilerini farklılaştırmalarına yardımcı oluyoruz. Bu farklılaştırmaya örnek olarak bir yemeğin, Taşköprü sarımsağı ile ya da fermente edilmiş siyah sarımsakla yapılmış halini gösterebiliriz. Bunlara ek olarak şarap eşleşmeleri de sunuyoruz. Şarap uzmanlarımız, restoranların şarap menülerini yenilemelerine yardımcı oluyor.

3) Gastronomi şu an diğer ülkelerde neredeyse “kültürel miras” olarak kabul ediliyor. Peki siz Türkiye’de bu durumu nasıl görüyorsunuz?

Sinem Türüng: Gastronomi aynı zamanda çok ciddi bir turizm değeri. Bu bizim kültürel mirasımız, biz Türkler olarak bunu elbette korumalı ve yaşatmalıyız. Bunun yanında gastronomi, ekonomi için de çok büyük bir değer. Gastronomi turizmi şu an Türkiye’de yok denecek kadar az maalesef. Biz turizm dendiğinde hâlâ deniz-plaj-güneş şeklinde düşünüyoruz ama aslında inanılmaz bir potansiyelimiz var. 

Türk mutfağını korumak ve bu lezzetlerin gelecek nesillere ulaşmasını sağlamak Metro Türkiye olarak bizim kendimize yazdığımız misyon. Biz bu amaç için çalışıyoruz ve bunu başarabilmemiz için de coğrafi işaretli ürünler çok önemli. Çünkü lezzeti yaratan şey aslında yerel ürünler. Eğer yerel ürünleri koruyamazsak gelecek nesiller aynı tatta yemekler yiyemeyecek. Dolayısıyla coğrafi işaretli ürünler projemiz de başladı. 

Metro Türkiye CEO'su Sinem Türüng ile Wise Wine Local üzerine

Coğrafi işaretli ürünler projesinde, yerel ürünleri korumaya çalışıyor ve bu ürünleri üreten çiftçilerimizi sertifikalarını almaları konusunda destekliyoruz. Bu sayede de aslında kültürün yaşamasını garanti altına almaya çalışıyoruz.

4) Biliyorsunuz Arzum’un CEO’su Murat Kolbaşı, aynı zamanda Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneğinin de yönetim kurulunda. Onun bir önerisi var. “Yurt dışına gittiğinizde restoranda mutlaka Türk kahvesi talep edin.” diyor. Sizin de Metro Türkiye olarak yurt dışına gidenler için kültürümüzü destekleyici anlamda söylemek isteyeceğiniz, harekete geçirici bir cümle var mıdır?

Deniz Alkaç: Biz Gastronometro’ya zaten dünyanın sayılı şeflerini, bizim şeflerimizi eğitmeleri için davet ediyoruz. Bu davet süresince onlar da bizim yerel ürünlerimizi yakından inceleme fırsatı buluyorlar. Örneğin Fransa’nın en ünlü şeflerinden, birçok Michelin yıldız sahibi Christian Le Squer’i de 2017 senesinde Türkiye’de ağırlamıştık. Kendisi sumak hayranıdır, onu aldı götürdü menülerine ekledi. Dolayısıyla Anadolu’da yetişen sumağımıza böyle bir değer kattık. 

Metro Türkiye CEO'su Sinem Türüng ve Deniz Alkaç ile Wise Wine Local üzerine

Biz aynı zamanda coğrafi işaretli ürünlerle ilgili diğer Metro ülkelerine büyük bir ihracat yapıyoruz. Kültürümüzü hem burada yaşatalım, lezzetimizi koruyalım diye çalışıyoruz. Hem de yerel üreticiyi desteklemek amacıyla ihracat yapıyoruz, şu an coğrafi işaretli 165 ürünümüz var. 

Aynı zamanda coğrafi işaretli ürünlerin, restoran menülerine girmesi için de çalışmalar yürütüyoruz. Bugüne kadar 200’e yakın menüye coğrafi işaretli ürünleri sokmayı başardık. Bunun dışında bir adım daha ileri giderek Milli Eğitim Bakanlığıyla bir anlaşma imzaladık ve bütün coğrafi işaretli ürünlerin müfredatını hazırladık. Formatör eğitmenler eğittik ve bu eğitmenler, 2019’dan başlayarak 10 yıl süreyle meslek yüksekokullarında öğrencilerine bu bilgileri aktaracaklar. İstiyoruz ki gençlerimiz bilgilenerek büyüsün ki farkındalık artsın.

5) Ters kültür-sanat etkinliklerini desteklemekteki motivasyonunuz nedir?

Sinem Türüng: Motivasyonumuz elbette Metro’yu da anlatmak. Fakat bunun yanında Türk mutfağını korumak ve onun gelecek nesillere aktarılabilmesini sağlamak da bizim için çok önemli. Bunun farkındalığını yaratamadığımız sürece koruyuculuğu tek başımıza yapmamız mümkün değil. Kültür sanat etkinliklerine katılarak bir nevi bu bilinçlendirmeyi sağlamak, kültürümüzün önemini anlatmak istiyoruz.