Doğayla İç İçe Bir Yaşam | Serhat Akbel Röportajı

Doğayla İç İçe Bir Yaşam | Serhat Akbel Röportajı

Güncelleme Tarihi: 11 Ocak 2023

Bazen biraz çimlere basmak, bazen ormanda bir yürüyüş, bazen de deniz kenarında güneşin batışını izlemek… Hangisini seçersek seçelim doğa, her zaman bize iyi gelir. Ama yine de şehir hayatını tercih eder, doğada olmak için çok zaman bulamaz ve bir gün doğa ile iç içe bir yaşam kurmayı hayal ederiz. Aklımızın bir köşesinde de bu, aslında hiç sonuçlanmayacak bir hayal mi yoksa bunu başarmak mümkün mü sorusu olur. 

Bugün, bu hayalini gerçekleştirmiş ve doğa tutkusunu işine dönüştürmüş bir isimle konuştuk. Kilyos’ta bulunan Doğada Yaşam Okulu’nun kurucusu Serhat Akbel; çocukluk yaşlarından başlayan tutkusunu, sürdürülebilir ve doğa ile uyumlu bir hayat sürmeyi amaçlayanlar için eğitimler veren okulu, atıksız bir festival olan İstanbul Karavan Festivali’ni ve Tiny House projelerini anlattı. 

Merhaba, sizi biraz daha yakından tanıyalım isteriz. Bize biraz kendinizden bahseder misin?

Merhaba, ben Serhat Akbel. Doğada Yaşam Okulu’nun kurucusuyum. Çocukluk yaşlarda izcilik ile başlayan doğadaki hayatım, bugün Doğada Yaşam Okulu ile devam ediyor. 18 yaşında izci liderliği kursunu tamamlayarak ve AKUT gönüllüsü olarak hayatımın büyük bir kısmını doğada geçirmeyi düşünmüştüm. Üniversite eğitimim sırasında aldığım bir kararla mühendislik fakültesini bırakıp doğa eğitimlerine yönelmeye karar verdim. Bugün, artık hobisini işine çevirmiş ve özellikle çocukların ve gençlerin doğayla iç içe bir hayat geçirmesi için çalışan bir kişiyim.

Doğaya ekilmiş her çocuğun geleceğimiz için birer meşale olduğuna inanıyoruz.

Doğada Yaşam Okulu

Doğada Yaşam Okulu fikri nereden çıktı ve nasıl hayata geçti?

Doğada Yaşam Okulu fikri, özellikle gençlerin ve çocukların doğa ile buluşması amacıyla oluştu. Doğada Yaşam Okulu, bir tesisten çok daha öte bir fikir, bir proje ve bizim için bir tutku. Biz doğaya ekilmiş her çocuğun geleceğimiz için birer meşale olduğuna inanıyoruz. 

Kış aylarında da ziyaretçileriniz oluyor mu? Genelde ziyaretçileriniz kimler? 

Doğada Yaşam Ekibi olarak kamp yapmanın zamanı ve mevsimi olduğu fikrine inanmıyoruz. Teknolojinin bize sunduğu yeniliklerden sonra kamp yapmak ve kamp ekipmanlarına ulaşmak artık çok daha kolay. Her hava şartında ve her mevsimde kamp yapılabilir. Tabii doğru bilgi ve ekipman ile. Tesisimiz 12 ay boyunca açık ve kamp için hazır tutuluyor.

Ziyaretçilerimiz genelde; okul ve şirket grupları, Tiny House ve karavan sahipleri, doğa temalı etkinlik yapmak isteyen bütün doğaseverler. 

Burası hem bir kamp yeri, hem de bir eğitim alanı. Kimlere nasıl eğitimler veriyorsunuz?

Doğada Yaşam Okulu öncelikle bir eğitim alanı. Gençlerin ve çocukların doğru doğa bilgileriyle kuşanması için hazırlandı. Öğrencilerimizin ve misafirlerimizin istekleriyle bu eğitimler, yetişkinleri için de ayrı konseptler oluşturularak hazırlandı. Eğitimlerimizin ve etkinliklerimizin olmadığı dönemlerde bireysel kamplar, etkinlikler için tesisimiz hizmet veriyor.

Doğada Yaşam Serhat Akbel Tiny House

Doğa dostu yaşam çizginiz minimalizmle birleşiyor. Bize Tiny House projenizden de bahseder misiniz?

Doğa aslında bizlere az ile yetinmeyi, minimal yaşamı öğreten en güzel öğretmen. All in Tiny projesi Tiny House sahibi misafirlerimizin araçlarını yıl boyunca konumlandırabildikleri, güvenle konaklayabilecekleri doğal alanlar ürettiğimiz bir proje. 

Biz aslında bu proje kapsamında misafirlerimize sadece bir park yeri değil bir yaşam alanı sunuyoruz. 400 dönümlük arazimiz içerisinde deniz ve ormanı bir arada deneyimleme şansı sunuyoruz. 

Hafta sonu gerçekleşecek etkinlik ve eğitimlerimizde öncelikli katılım şansı, özenle yetiştirdiğimiz tarım ürünlerimizden faydalanma gibi sayısız öncelik All in Tiny misafirlerini bekliyor. 

Doğada Yaşam Marina

Bir de yakında bir marina açacaksınız. Burası nasıl bir yer olacak?

Caravan Marina; doğada yaşam ruhunun karavan tesisine dönüşmüş hali. Geniş bahçeler, altyapı bağlantıları ve üst düzey hizmet ile deniz kenarında bir karavan park alanı. Şimdilik 45 karavan park alanı için hazırlanan projemiz, yakın gelecekte farklı bölgelerde hizmet vermeye başlayacak. İstanbul’da hem park alanı hem de kullanım alanınız için planlanan Caravan Marina, misafirlerimizin her ihtiyacını hazırlayacak şekilde hazırlandı ve çok yakında hizmete giriyor. 

İstanbul Karavan Festivali sıfır atık ve sürdürülebilir bir festival hedefiyle düzenleniyor.

İstanbul Karavan Festivali

Bugünlerde bir festival hazırlığı içerisindesiniz. Biraz da festivalden bahsedelim isteriz. Festivalde katılımcıları neler bekliyor?

İstanbul Karavan Festivali, Doğada Yaşam ekibinin en yeni projesi. Bu proje bir fuar değil tam anlamıyla bir festival olarak hazırlanıyor. 

Festivalimiz sadece karavancılar için hazırlanıyor. Bu festivalin bizi en heyecanlandıran kısmı sıfır atık ve sürdürülebilir bir festival olarak hazırlanması. Özünde karavan kullanımı sıfır atık olgusundan uzak ve tüketim üzerine kurulu bir düzen. Ama neden daha az zarar ile tatil yapmayalım…

Bu ve benzeri konuları konuşacağımız bir deneyim sahnesine sahip İstanbul Karavan Festivali 13-15 Mayıs 2022 tarihinde Doğada Yaşam Okulu’nda gerçekleşecek. 

Kendi tesisimiz içinde geri dönüşüm ve ileri dönüşüm planlamaları yapıyoruz. 

Doğayla İç İçe Bir Yaşam | Serhat Akbel Röportajı

Atıksız bir festival yapmayı planlıyorsunuz. Sanıyorum bu şekilde Türkiye’deki ilk festivali yapacaksınız. Bu alanda neler planladınız? 

Aslında sürdürülebilirlik, sıfır atık gibi kavramlar nedense ülkemizde hep altı doldurulamayan kavramlar. Biz sıfır atık felsefesin festivalimizin merkezinde tutmaya çalışıyoruz. Gücümüz yettiği kadar atık üretmeyen, ürettiği atıkları kendi tesisi içerisinde gerek geri dönüşüm, gerekse ileri dönüşüm olarak kullanmaya çalışan bir planlama içerisindeyiz. 

Küçük bir örnek vermek gerekirse, reklam gibi konularda kullanmaya hazırlandığımız baskılı branda ürünlerimiz festival sonrası ileri dönüşüm döngüsü ile tarım alanımızda değerlendirilebilecek ölçülerde hazırlanıyor. 

Festival genelinde yaptığımız iş birliklerimiz ile bütün geri dönüşüm materyallerimiz ilgili kurumlara teslim edilecek. Yemek artıklarımız kendi bünyemizde bulunan kompost alanlarında değerlendirilecek ve permakültür alanımız olan Bonaterra projemizde kullanılacak. 

Doğada Yaşam Ekibi, daha sürdürülebilir bir doğa için elinden geldiğince sıfır atıklı bir festival yapmanın sadece yerlere atılan çöplerin toplanması gibi göstermelik geri dönüşüm işleri olmadığını biliyor ve ileri dönüşümün öncülüğü ile gerçekten sıfır atık bir festival için bütün detayları ile çalışmaya devam ediyor. 

Her çocuk ağaçlara tırmanarak büyümeli, bunun için gelecek nesillere tırmanılacak ağaçlar bırakmamız gerekiyor.  

Doğayla İç İçe Bir Yaşam | Serhat Akbel Röportajı

Sizin için hayatınızı doğaya ve doğal yaşama adadığınız söylenebilir mi?

Öncelikle teşekkür ederim ama bu biraz fazla iddialı bir söylem. Biz Doğada Yaşam Ekibi olarak elimizden geldiğince daha çok insanın doğada olmasına vesile olmaya çalışıyoruz. Ayrıca doğanın gelecek nesiller için de sürdürülebilir olmasını istiyoruz ve bunun için çalışıyoruz. Unutulmaması gereken en önemli konu her çocuk ağaçlara tırmanarak büyümeli, bunun için gelecek nesillere tırmanılacak ağaçlar bırakmamız gerekiyor.  

Doğa sevgisi ile büyümüş gençler hepimiz için daha sürdürülebilir bir dünya yaratacaklar.

Sürdürülebilirliğin sizin için çok şey ifade ettiğinden eminiz. Biz bu konudaki düşüncelerinizden biraz bahseder misiniz? Sizce insanlar bu konuda bilinçlenmeye başladılar mı ve sürdürülebilir bir gelecek mümkün mü? 

Sürdürülebilirlik, tıpkı organik tarım gibi ülkemizde kolayca kullanılan ve altı doldurulamamış terim. Sürdürülebilirlikten bahsetmek için bir bireyin veya bir kurumun öncelikle bütünsel bir doğa bilincine sahip olması gerekmektedir. 

Biz Doğada Yaşam Ekibi olarak doğa bilincinin ve doğada yaşam felsefesinin çok küçük yaşlarda öğrenilmesi gerektiğine inanıyoruz. Doğa sevgisiyle büyümüş bireylerin yönettiği şirketlerin ve yapıların gerçekçi sürdürülebilirlik politikaları üreteceğine inanıyoruz. 

Bizim gelecek nesillere olan inancımız tam. Doğa sevgisi ile büyümüş gençler hepimiz için daha sürdürülebilir bir dünya yaratacaklar. Bizlere düşense doğaya daha fazla çocuk ekmek olacak!