Güncelleme Tarihi: 23 Ağustos 2023
Z kuşağı hakkında sonsuz varsayım bulunuyor. Doğum yılları 90’ların ortasından sonuna doğru olarak tanımlanıyor ve milenyum çocukları olarak biliniyorlar. İçinde bulunduğum bu jenerasyon X ve Y’den farklı olarak, globalleşmeye hazırlanan bir dünyada doğdu; haliyle tüm dünyanın merak konusu gelecekte bu jenerasyonun dünya düzenine nasıl bir etki yapacağı.
Z kuşağıyla ilgili görüşler ikiye ayrılmış durumda: Pozitif yorumlar, “dünyayı kurtaracaklar” gibi büyük ve abartılı beklentilerle kesişiyor. “Örf ve adet bilmeyen, kafasını bilgisayardan kaldırmayan” gibi aynı ölçüde abartılı negatif yorumlar da yapılıyor. Aslında tüm gelecek tahminlerinden öte, 2020 yılında Z kuşağının nelerle karşı karşıya geldiği ve içinde bulunduğu dünyaya nasıl bir gözle baktığı büyük ölçüde görmezden geliniyor.
İnternetin Yükselişi
X ve Y kuşağı internete bir türlü adapte olamamasıyla Z kuşağınca internet şakalarına konu oluyor. Yaklaşık on yaşımdan beri, on iki yıldır, sosyal medya kullanıcısı olmam ve Y kuşağına mensup aile büyüklerinin yıllardır sosyal medya kullanımını öğrenememesi; dahil olduğum Z kuşağını ortak bir paydada buluşturuyor. İşin “komik” kısmı bir yana, gelişen teknolojiye tüm hızıyla ayak uydurabilen ve kendi aralarında internet üzerinden bir dil oluşturan Z kuşağı, internet üzerinden kendine bir alan yaratıyor. Bugün Twitter, Instagram ve Youtube gibi mecralarda, dünyanın diğer ucundan insanları bulabilmemiz ve onların yaşamlarına tanık olmamız aslında tek bir tip insan olmadığını, kendi küçük çevremiz dışında hayatların varlığını bizlere gösteriyor. Belki X ve Y kuşaklarıyla aramızdaki en büyük fark; daha çok insan tanıma olanağının tek bir tık uzağında olmak.
Bize Ne Amerika’dan!
Geçmişe kıyasla şu an dünyanın bir diğer ucunda olan bir olay hayatımızı saniyeler içinde etkiliyor. Yüzyıllardır yaşanan ırkçılık, hayvan haklarının ihlali ve ekonomik problemler gibi konuların eskisinden daha çok ses getirmesi tesadüf değil. Z kuşağı neler olup bittiğini görüyor ve dünyanın başka yerlerinde -nispeten- daha iyi bir siyasi ortamın varlığını biliyor. Bugün K-Pop olarak bilinen Kore Pop hayranlarının Amerika’daki ırkçılıkla mücadele için 1 milyon dolar toplaması da aslında globalleşmenin ne denli büyük olduğunu ve artık herkesin söz sahibi olduğu bir dünyaya dönüşeceğimizi gösteriyor. Genç nesil artık kendi ülkesinden çıkıp dünyanın başka yerlerinde yaşanan haksızlıklarla da mücadele etmeye çalışıyor.
Siyasi Belirsizlik
Z kuşağı hakkında konuşurken unutulan noktalardan biri X ve Y kuşaklarının bizlere bırakmış olduğu miras. Dünya nüfus patlaması yaşıyor, genç jenerasyonlara oranla muhafazakâr liderlere oy vermeye meyilli, sanayileşmeyle beraber çevre kirliliği ve küresel ısınma tehlikesi kapıda. Tüm bunların yaratmış olduğu belirsizlik ortamı Z kuşağına büyük bir gelecek kaygısı bıraktı. Dünya üzerindeki politik kararların belki de en çok etkilendiği kuşak; bireysel olarak işsizlik tehlikesi, pandemiyle beraber giderek büyüyen ekonomik kriz bir yana, özgürlük ve insan haklarının ihlal edilmesiyle de karşı karşıya. Geçmiş jenerasyonların beklentisinin dünyayı değiştireceğimiz yönünde olması belki de iyi bir dünya düzenine karşı umutlarının tükenmemesinden kaynaklanıyor ancak Z kuşağı bireysel yaşamını kurmaya çalışırken tüm bu problemlerin arasında ne yapacağını bilemez halde.
Bundan yüz yıl sonra nasıl bir dünyada yaşanacağı hakkında varsayımlarda bulunuluyor ve Z kuşağı geleneklere baş kaldırmasıyla eleştiriliyor. İçinde bulunduğumuz çağ bizlere bugün var olan problemleri geçmiş yöntemlerle çözemeyeceğimizi kanıtlamış durumda. Saniyeler içinde kamuoyu yaratabilen internet platformları teknolojiyle sonradan tanışanlara umut veriyor ancak Z kuşağından ütopik bir dünya kurmalarını beklemek de bu kuşağa fazla anlam yüklemekten başka bir şey ifade etmiyor. En nihayetinde Z kuşağı bireyleri de içinde bulunduğu topluma ayak uydurarak kendi hayatını kurmaya çalışıyor.
