Yeşil Pazarlama: Küçük Adımlar, Büyük Değişimler

Güncelleme Tarihi: 11 Ekim 2022

Yeşil Pazarlama kavramını son yıllarda daha sık duyuyoruz. Her geçen gün önem kazanan bu kavramı önümüzdeki dönemlerde de duymaya devam edeceğimiz kesin. Çünkü insan kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle gezegenimiz alarm veriyor. O halde Yeşil Pazarlama neymiş bir bakalım, “Küçük adımlar büyük değişimler getirir” diyerek umudumuzu diri tutalım.

Yeşil Pazarlama Nedir?

Yeşil Pazarlama kavramı, literatüre 1980’li yıllarda girdi. Yeşil Pazarlama, dünyayı kirletmekten kaçınan, doğal kaynakları bilinçli kullanan, üretilen mal ve hizmetin geri dönüştürülebilir olmasını önemseyenlerin faaliyetlerini içeriyor. Sürdürülebilir Pazarlama, Çevre Pazarlaması ve Ekolojik Pazarlama olarak da bilinen Yeşil Pazarlama konusunda tüketici bilinçlendikçe şirketler de buna uygun adımlar atıyor. Neden? Çünkü aslında Yeşil Pazarlama’dan önce modern pazarlama “Tüketiciyi tatmin etmelisin” diyor. Tüketiciyi tatmin etmek, talep ve ihtiyaçlarına göre mal ve hizmet üreterek pazara sunmak hemen her şirketin yaptığı bir şey aslında. Ancak kısıtlı kaynaklarımız sınırsız isteklerimizin karşısında duramayacağı için tüketicinin yani bizlerin ilk iş çevre dostu olması gerekiyor. Zira şirketler tüketici taleplerine bağlı olarak çevre dostu ürünler tasarlıyor, üretiyor, çevresel riskleri minimize ediyor. Tüketici bilinçlenip doğaya zararı en az, geri dönüştürülebilir ürünlere rağbet etmedikçe arz da değişmiyor.

Yeşil Pazarlama’nın Amacı Nedir?

Yeşil Pazarlama’nın Amacı Nedir?
Fotoğraf / Volodymyr Hryshchenko
  • Yeşil Pazarlama’nın amacı, yeni tüketim alanları yaratmak değil sınırlı doğal kaynakları en iyi şekilde kullanmaktır.
  • Yeşil Pazarlama, kullanılıp atılacak ürünlerin üretilmesi üzerinde değil doğal dengenin sağlanması ve korunması ile enerji tüketiminin en az seviyeye indirilmesi üzerinde yoğunlaşır.
  • Yeşil Pazarlama, çevrenin uğradığı tahribatı engelleyecek ve sanayinin yarattığı çevre kirliliğini azaltacak alternatifler arar.
  • Yeşil Pazarlama, çevre dostu ürünlerin kullanımını teşvik etmeye, paketleme işlemini en aza indirmeye ve toplumda geri dönüşüm bilincini yaratmaya yönelir.
  • Yeşil Pazarlama, tüketiciyi, devletleri ve gönüllü kuruluşları harekete geçirir.

Yeşil, Daha Yeşil, Yemyeşil

Yeşil Pazarlama Manifestosu kitabının yazarı John Grant, şirketlerin yeşil pazarlama stratejilerini ‘yeşil’, ‘daha yeşil’ ve ‘yemyeşil’ olarak üçe ayırıyor. ‘Yeşil’ stratejiye sahip olan bir şirket, marka veya ürün olarak bulunduğu pazara yeni doğa dostu bir standart getiriyor. 

Grant’e göre ‘daha yeşil’ olan pazarlama stratejileri ise tüketicileri bir hizmet veya ürünün nasıl daha çevre dostu kullanılabileceği hakkında eğiten stratejileri içeriyor. ‘Yemyeşil’ stratejiler için de şirketlerin üretim süreçlerinden ürünlerini tüketicilere sunma şekillerine kadar her aşamada büyük değişiklikler yapması gerekiyor.

Belçika’da Hasselt Üniversitesi’nin yürüttüğü bir çalışmanın sonuçlarıyla bitirelim. 10-15 yaş arası 600’ün üzerinde çocuğun dahil edildiği çalışma, mahalledeki yeşil bir alanda yüzde 3’lük bir artışın IQ seviyesinde ortalama 2.6’lık artış sağladığını ortaya koyuyor. Yani yeşil alanlar arttıkça IQ seviyesi de artıyor. Bu sonuçlar bile çevreyi neden korumamız gerektiğini anlatmıyor mu?