Yeşil Alanların İnsan Sağlığına Psikolojik Etkileri

Yeşil Alanların İnsan Sağlığına Psikolojik Etkileri

Her insan nefes alma ihtiyacı duyar. Özellikle çoğu zaman karmaşa ve stresle tanımlanan şehir hayatının bir parçasıysak bu ihtiyaç daha da artar. Zamanın daha hızlı geçtiği, dört bir yanı yüksek binalarla kaplı modern metropollerin sokaklarında ise gün geçtikçe nefes almamız zorlaşıyor. Şehirlerdeki yeşil alanların potansiyel imar alanları olarak görülmesi, sembolik, küçük ve yetersiz yeşil alanlarının oluşturulmasına ve yeşil alan eksikliğine yol açmakta. Her ne kadar yeşil alanların sağlığımız üzerindeki önemini bildiğimizi düşünsek de bu alanların eksikliğinde oluşabilecek durumların ciddiyetinin farkında olmadığımız bir gerçek.

Zihinsel Sağlık

Yeşil Alanların İnsan Sağlığına Psikolojik Etkileri
Yeşil alanların psikolojik etkileri: Zihinsel sağlık

Fotoğraf: Damir Spanic

Günümüzde dünya nüfusunun %50’den fazlası şehirlerde yaşıyor ve bu oran gün geçtikçe artıyor. Fakat şehirlerde yaşayan insan sayısı arttıkça buralarda sağlık hizmetlerine ve eğitime olan erişimin kırsal alanlara göre daha fazla olmasına rağmen anksiyete gibi psikolojik bozukluklarda ciddi bir artış görünüyor. 2019’da yayımlanan bir rapora göre şehirde büyüyen çocukların şizofreni riski %200 daha fazla. Yeşil alanların depresyon riskini azalttığına, çocukların zihinsel gelişimlerine yardımcı olduğuna ve psikolojik rahatsızlıklarla özdeşleşen nöron aktivitelerini azalttığına dair güçlü kanıtlar bulunuyor. Yaşam alanındaki yeşil alan eksikliğinin ise zihinsel sağlığımız için fazlasıyla risk taşıdığı ortada. 

Egzersizi ulaşılabilir kılması, beyin gelişimini etkileyen gürültü ve hava kirliliğini azaltırken bağışıklık sistemini iyileştirmesi gibi birçok etkisi olan yeşil alanların önemi göz ardı edilemez. Hal böyleyken şu soruyu sormadan edemiyoruz: “Yeşil alanlar, nasıl oldu da çoğu kurum ve kuruluş tarafından psikolojik sağlıkla ilgili farkındalığın reklam ve kampanyalarla teşvik edildiği günümüzde, bu denli yabana atıldı?”

Fiziksel Sağlık

URBACT Health&Greenspace Network, 2020’de yayımladığı raporda, sayısı yüzü aşan çeşitli araştırmalardan topladığı verilerle yeşil alanlarda daha fazla zaman geçiren kişilerin çoğu kronik hastalık riskinin azaldığını ileri sürüyor. Araştırmalara göre yeşil alanlar, kalp sağlığı, düşük kan basıncı ve düşük kolesterolle ilişkilendirilirken, astım, inme, kalp ve damar hastalıkları riskini de düşürüyor. Yeşil alanlarla ilgili yapılan birçok araştırmanın sonucu, yeşil alanlara olan erişimin yaşam süresini uzattığı yönünde. 

Kentsel Isı Adası 

Yeşil Alanların İnsan Sağlığına Psikolojik Etkileri
Yeşil alanların psikolojik etkileri: Kentsel ısı adası

Fotoğraf: Andre Benz

Şehirleşmeyle azalan yeşil alanlar ve binalarda kullanılan ısı tutucu malzemeler gibi insan kaynaklı nedenlerden dolayı metropollerin, çevrelerindeki kırsal alanlara göre daha fazla ısınmasının yarattığı sıcaklık farkına “kentsel ısı adası” denir. Betonların arasında hapsolmuş ısı, 5 °C’ye varan sıcaklık farkları oluşturabilir. 5 °C kulağa az gibi gelse de araştırmalar, ölüm oranlarının artan sıcaklıkla birlikte ciddi bir artış gösterdiğini kanıtlıyor. Ayrıca şehirlerde insanları ve hayvanları etkileyen nefes darlığı, baş ağrısı ve yüksek sıcaklık kaynaklı inme inmesi gibi sağlıksız durumlar da oldukça yaygın. İnsan faaliyetlerinin yol açtığı bu betondan fırınlar, soğuma için daha fazla enerji tüketmemize, fosil yakıt tüketiminin artmasına ve hava kirletici faktörlerin fazlalaşmasına da sebep oluyor. Yeşil alanlar ise hem çevreyi hem sağlığımızı etkileyen bu durumun etkilerini azaltabilir. Dahası, bu alanları yok etmek, içinde bulunduğumuz fırınların derecelerini yükseltmekle eş değer.

Yeşil Alan Eksikliği ve Eşitsizlik

Yeşil Alanların İnsan Sağlığına Psikolojik Etkileri

Fotoğraf: Chris Turgeon

Yeşil alanlar, sadece şehirlerde rezervasyon yaptırmadan ya da para harcamadan keyifle oturabileceğimiz yerler değil, sağlıklı bir ömür için gerekli olan bölgeler. Yeşil alanlara erişim, sağlığa, yaşama, nefes almaya erişim demek. Buna rağmen şehirlerdeki yeşil alanların dağılımına baktığımızda genellikle yüksek gelirli mahallelerde daha fazla olduklarını görüyoruz. Bu durumun yarattığı eşitsizlik, şehirlerdeki tabakalaşmaya da katkı sağlayan faktörlerden. Yeşil alanların sayısının ve erişimin artırılmasıyla beraber dağılımının eşitlenmesi, hem bireysel hem de toplumsal sağlığımız için son derece önemli. 

Kapak Fotoğrafı: Bertrand Gabioud