Neler E-Atık Olabilir?

Neler E-Atık Olabilir?

Güncelleme Tarihi: 11 Ocak 2023

E-Atık kavramı, son 50 yılda gündemimize girdi. Adından da anlaşılabileceği üzere elektronik atıklara e-atık adını veriyoruz. Çevrenize baktığınızda görebileceğiniz hemen hemen her şey e-atık olabilir. İçinden elektrik akımının geçmesi, bu kategoriye girmesi için yeterli. Elektronik atıklar sürdürülebilir ve döngüsel ekonomi dönüşümleri için en büyük değere sahip atıklardan olarak görülüyor. 

2014 yılında BM E-Atık İzleme Raporu’na göre yıllık 42 milyon ton e-atık ürettiğimiz ortaya çıktı. Yine diğer bir araştırmaya göre yıllık kişi başına düşen e-atık miktarı 7.3 kilogramı buluyor. E-atık ile mücadele için birçok büyük devlet kolları sıvadı. Örneğin İsveç’te e-atıkların %62.6’sı dönüştürülüyor. E-atıkların büyük çoğunluğundan sorumlu olan Çin ve Japonya gibi teknoloji devi ülkelerde ise bu oran %20 dolaylarında. Ne yazık ki son araştırmalara göre ülkemizde e-atık dönüşümü %5 gibi trajikomik bir orana sahip. Peki bu dönüşüme destek olmak için bireysel olarak ne yapmamız gerekiyor? Neler e-atık olabilir? Gelin hep beraber inceleyelim. 

Eski Kablolar

e atık kablolar

Görsel: Wikimedia Commons

Birçoğumuzun evinde açıp kontrol etmek bile istemeyeceğimiz, karmakarışık eski kablolarla dolu kutular bulunur. Eski kablolar, elektronik atıklar konusunda büyük bir pay sahibi. Elektrik iletimini sağlayan bakır kablolar ve yalıtım için kullanılan plastik, geri dönüştürülmediği sürece epey tehlikeli.

Örneğin bir şarj aleti kablosunun sizin için çalışmıyor olması, onun değersiz bir çöp olduğu anlamına gelmez. Kablolar sorunlu yerlerinden koparılarak birleştirme yöntemleriyle yeniden başka kablolara can verebilir. Dünyada demir benzeri madenler dışında en çok işlenen ve kullanılan maden bakırdır. Her maden ocağında olduğu gibi çıkarılmasında çeşitli zehirli kimyasallar kullanılır. Eğer eski kablolarımızın -organlarını bağışlarsak- binlerce hektar tarım ve orman arazisinin bakır madenleri tarafından katledilmesini engelleyebiliriz. 

Telefonlar

Döngüsel ekonomi için e-atıkların ne derece önemli olduğunu gösteren bir diğer olgu ise telefonlarda bulunan elementlerin sayısıdır. Sıkı durun çünkü ortalama bir akıllı telefonun içerisinde tam 55 farklı element bulunmaktadır. Bunların içinde altın, silisyum ve gümüş gibi değerli elementlerin sayısı da azımsanmayacak kadar fazladır. Örneğin bir ton ağırlığındaki akıllı telefon atığında bir ton altın cevherinden 100 kat daha fazla altın bulunmaktadır. 

Özellikle çiplerin üretiminde kullanılan altın madeninin dönüştürülmesi, çevreci amaçlar dışında bugün bir sektör haline gelmiştir. Sürekli elektronik eşya reklamlarında gördüğümüz “eskisini getir yenisini götür” kampanyaları, e-atıkların içindeki değerli madenlerden faydalanmak için yapılmaktadır. 

Tüplü Televizyonlar ve Buzdolapları

e atık tüplü televizyon

Görsel: Rauf Rahman

Geri dönüşümün en tehlikeli yanı yanlış yapıldığı zaman ortaya çıkar. Daha önce de belirttiğimiz gibi finansal çıkar amacıyla yapılan geri dönüşümler sonucu, doğaya zararlı birçok madde göz ardı edilebilir. Tüplü televizyonlar ve buzdolapları için bunlar kurşun ve fosfor gibi zehirli gazlar olarak karşımıza çıkar. Özellikle tüplü televizyondan LCD televizyonlara geçişimizde, tüplü televizyonların değerli elektronik parçaları ve kasaları ayrıştırıldı. 2009’da yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’de o dönemde 40 milyon adet tüplü televizyon bulunmaktaydı. Bugün çevremizde neredeyse hiç tüplü televizyon göremiyoruz. Bariz şekilde ayrıştırılan televizyonların değersiz görülen ekran ve tüp kısımları çöplüklerde doğayı zehirlemesi için terk edildi. Bugün 40 milyon adet tüplü televizyonun doğaya saldığı zehirli gazlar hakkında en ufak bir fikrimiz dahi yok. 

Buzdolapları, içerdikleri metaller sebebiyle geri dönüşüm için büyük bir önem arz ediyor. Buzdolapları ilk çıktığında soğutma için freon gibi atmosfer için büyük tehlike teşkil eden gazlar kullanılıyordu. Sonraları bu durum fark edilip daha zararsız gazlar tercih edildi. Fakat eski model buzdolaplarının bazılarında bu zehirli gazlar hala bulunuyor. Geri dönüşüm sırasında yapılan dikkatsizlikler sebebiyle bu zehirli gazlar atmosfere karışabiliyor.

Kapak Fotoğrafı: Wikimedia Commons