Formula 1, 2030 Karbon Hedeflerine Ulaşabilecek Mi?

Güncelleme Tarihi: 31 Ocak 2021

Formula 1 geçtiğimiz hafta sonu Abu Dhabi’de gerçekleşen son yarış ile 2020 sezonunu kapattı. 

Bu yıl bir ilk gerçekleştirilerek, FIA’nın (Uluslararası Otomobil Federasyonu) aldığı yeni kararlar ile tüm takımlara bütçe ve harcama sınırlaması getirildi. Bu durumdan en çok etkilenecek olanlar, bu yılki bütçelerinin neredeyse üçte biri kadar harcama yapabilecek Mercedes, Ferrari gibi büyük takımlar oldu. Sınırlama ile takımlar arası mücadelenin yıldan yıla daha adil hale gelmesi beklenirken sporun daha sürdürülebilir olması da ana hedeflerden bir tanesi. 

İklim krizinin en önemli nedenlerinden biri karbon salınımıyken Formula 1’in bu konuda yeterli önlem almaması son birkaç yıldır eleştiri konusuydu. Örneğin sadece 2018 yılında yapılan incelemeye göre, sezonluk karbon salınımı toplam 256,551 tonu bulmuş. Hesaplamaya göre en büyük karbon ayak izi %45 ile lojistik ihtiyaçlara aitken, sırasıyla %27.7 ile tüm görevli personelin ülkeden ülkeye yolculuğu, %19.3 fabrikalarda yapılan üretim, %7.3 etkinlikler ve son olarak %0.7 ise yarış sırasında arabaların ürettiği karbon ayak izi olarak açıklandı. 

Geçen sene yaptığı açıklamayla 2030 yılına kadar karbon ayak izini sıfırlamayı hedeflediğini açıklayan F1, izlediği stratejileri şöyle sıraladı:

  • Yarışlar dünyanın dört bir yanında gerçekleştiğinden ve uçak yolculuğu karbon salınımının en büyük etkenlerinden biri olduğundan, bu yıl dahil olmak üzere uçak yolculuğu yapan personel sayısı yüzde 36 azaltıldı ve azalmaya devam edecek. Bu sezon pandemi dolayısıyla birçok çalışan fiziksel yolculuk yapmak yerine operasyonları Londra’da bulunan merkezden online şekilde sorunsuz gerçekleştirdi.
  • Şehirden şehre taşınan tüm lojistik yük yüzde 34 azaltılacak.
  • 2021 sezonundan itibaren yarışlarda ve test sürüşlerinde kullanılan yakıtın %10’unun biofuel (biyolojik yakıt) olması zorunlu hale getirilecek.
  • Tüm sezon boyunca gerçekleşen etkinlik ve yarışlarda tek kullanımlık plastik kullanılmayacak.
  • Tüm ofislerde ve fabrikalarda kullanılan enerji %100 yenilenebilir enerji olacak.
  • 2014’ten beri kullanımda olan hibrit motorlar sadece 2025 yılına kadar kullanılabilecek. (2025 yılı sonrasında ne gibi adım atılacak daha bilinmiyor)
  • Takımların yatırımlarını sürdürülebilirliğe kaydırmaları otomotiv sektöründe yeşil teknolojinin mümkün olduğunu gösterecek.

Özellikle Z jenerasyonu şirketlerin sorumluluk sahibi olduğunu görmek istediğinden, organizasyon genç F1 takipçileri toplayabilmek adına bir pazarlama stratejisi olarak da sürdürülebilirlik adımlarını önemsiyor. Aynı şekilde gelecek sponsorluk anlaşmaları için de bu imaj oldukça önemli.

Formula E, Formula 1’in Yerini Tutabilir Mi? 

Fotoğraf: Jaguar Racing

Formula E, yarışların sadece elektrikli otomobiller ile gerçekleştiği seridir. FIA başkanı Jean Todt bir röportajında, iki serinin asla ortak noktada buluşamayacağını açıkça dile getirmişti. F1 arabaları 300-320 kilometre hız yapabilirken FE tam elektrik motorlu arabalarının maksimum 118 kilometre hıza ulaşabildiğinin altını çizen Todt, elektrikli motor teknolojisinin petrol ile çalışan arabaların hızına yetişmesi için on yıllar gerektiğini söyledi. Yani F1, ancak hibrit teknolojisi ve biyoyakıt kullanımı ile arabalarda karbon salınımını azaltabilecek. Halihazırda pandemi nedeniyle seyircisiz geçen bir sezon ve yıldan yıla spora azalan ilgiyi de göz önünde bulundurursak F1, takipçilerini hız tutkusundan mahrum bırakmak istemiyor gibi görünüyor.