Dünyanın En Büyük İletişim Ağı: Mikoriza Mantarları

Dünyanın En Büyük İletişim Ağı: Mikoriza Mantarları

Güncelleme Tarihi: 11 Ocak 2023

Günümüzde iletişim insanlık için büyük önem taşıyor. Uydulardan yayılan radyo dalgalarından kıtalararası telefon ve internet hatlarına kadar onlarca farklı iletişim yöntemimiz var. Eğer tüm bu karmaşık iletişim ağımız, bir gün yok olacak olsa insanlığın düşeceği durumu tahayyül etmek bile zor. İletişim karmaşık bir sistem gibi görünüyor. Peki, yaygın kanıya göre en az karmaşık canlı topluluklarından olan ağaçların, devasa ve çok kompleks iletişim ağları olduğunu biliyor muydunuz? İşte doğanın en ilginç bitki mantar simbiyozu: Mikoriza Mantarları!

Canlılar Arası Mutualist Yaşam

Dünyanın En Büyük İletişim Ağı: Mikoriza MantarlarıFotoğraf: Pxhere Commons

Doğanın neredeyse her alanında görülebilen mutualist yaşam, milyonlarca yıllık evrim tarihinin en ilginç üretimlerinden biri. Mutualist yaşam içinde olan iki veya daha fazla canlı, birbirine karşılıklı fayda prensibine dayalı olarak ulaşamayacakları imkanları sağlıyor. En bilinen örneklerden biri arılar ve çiçekler…

Arılar, beslenmeleri ve yavru yetiştirmelerini sağlayan nektarlar için çiçeklere konuyor, bu sırada ise bitkilerin dölleri arıların ayaklarına yapışıyor. Arılar bir çiçekten diğerine seyahat ettikçe bitkilerin kendi arasında döllenmesini sağlıyor. Bu birlikelik o kadar önemli ki yapılan araştırmalara göre arılar ve çiçekler arasındaki yardımlaşma birden bire bitecek olursa altından kalkamayacağımız bir ekolojik soruna dönüşebilir ve sonuç olarak dünyadaki yaşamı sonlandırabilir.

Son yıllarda yapılan keşiflerle yeniden önem kazanan diğer bir örnek ise mantarlar ve ağaçlar arasındaki mutualist yaşam.

Ağaçların Alfabesi Mikoriza Mantarları

Dünyanın En Büyük İletişim Ağı: Mikoriza MantarlarıFotoğraf: Wikimedia Commons

Ağaçlar ve mantarlar arasındaki faydacı birliktelik, zaten uzun süredir bilinen bir gerçekti. Mikoriza mantarları olarak adlandırılan mantar türleri, ağaçların köklerinde ve gövdelerinde bulunarak onlara ihtiyacı olan su, fosfor ve nitrojeni sağlıyor. Ağaçlar ise buna karşılık olarak fotosentez ile ürettikleri besinleri mantarlara veriyor.

Canlılar tarihindeki en eski dostluklardan olan bu birlikteliğin tarihi 400 milyon yıl öncesine dayanıyor. Mikorizalar, orman ekosistemi için öyle önemli ki ağaçların da dahil olduğu vasküler(damarlı) bitkilerin %90’ına yakını mantarlarla simbiyotik ilişki içinde. Mantarların yer altında kurdukları karmaşık ağlar o kadar büyük ki tahminlere göre toplam orman kütlesinin %60’ını mantarlar oluşturuyor.

Çevrebilimci Suzanne Simard, 24 yıl önce doktora tezi için yaptığı çalışmalar sırasında ağaçların mikorizaları kullanarak iletişim kurduğunu keşfetti. Yaptığı keşifte gösterdiğine göre birbiriyle mantar ağı dışında hiçbir bağı olmayan ağaçların ihtiyaçları hakkında konuştukları ve birbirlerine yardım ettiği ortaya çıktı. Keşfinde “orman aklı” ve “anne ağaçlar” gibi benzetmeler kullanan Simard, 2016 yılında yayınladığı “Intelligent Trees”  belgeseli ve TEDX konuşmaları ile tüm dünyanın dikkatini üzerine çekti.

Şimdiye kadar ağaçların iletişimi hakkında bildiklerimiz şu şekilde:

  • Birbirilerinin besin ihtiyaçlarını sorup fazlalık besinlerini paylaşabiliyorlar.
  • Bazı durumlarda rakip olarak gördüğü bitkileri kandırarak besinlerini çalabiliyorlar.
  • Ölmek üzere olan bir ağaç, son bir yakarış ile vücudunda bulunan tüm besinleri mantar ağına gönderiyor. Çevrede bulunan tüm ağaçlar, ölen ağacın yakarışını duyuyor.
  • Mantar ağında çevre hakkındaki değişiklikler, yağmur ve sıcaklık düzeyleri üzerine dahi sohbetlerin gerçekleştirildiği düşünülüyor.
  • Ormandaki en büyük ve en yaşlı, dolayısıyla en fazla mantar ağına sahip ağaçlar, Simard tarafından anne ağaçlar olarak adlandırılıyor. Anne ağaçlar, çevresinde bulunan yakın akrabalarına sürekli olarak besin sağlayabildiği gibi yeni yetişen fidanların da kendi soyundan olup olmadığını tespit edebiliyor.
  • Birbirine genetik anlamda daha yakın olan ağaçların ağ iletişimleri çok daha kuvvetli.

Mantarlar ve Ağaçlar İklim Değişikliğine Karşı Omuz Omuza

Fotoğraf: MaxPixel

Ağaçlar ve mantarlar arasındaki bu inanılmaz birliktelik, insanlığın sebep olduğu iklim krizine karşı yapılan büyük bir mücadeleyi dahi kapsıyor. Genel olarak ağaçların, iklim krizinin en büyük sebeplerinden olan karbondioksitleri yakalayan ve onları zararsız bir şekilde dönüştüren canlılar olduklarını biliyoruz. Fakat en nihayetinde ağaçlar da karbon bazlı canlılar. Öldüklerinde ormanlara devasa karbon atıkları bıraktıkları gibi sürekli yüksek düzeyde karbondioksit emilimi yapamıyorlar. Ayrıca geceleri oksijenli solunum yaptıkları için atmosfere salınan karbonun belli bir bölümünden de sorumlular.

Bu noktada devreye giren ektomikorizalar, yani bitki köklerindeki mikoriza türleri, ölü ağaçlardan azotu çok hızlı çekiyor, karbonu ise çok yavaş ayrıştırıyor. Bu sayede toprağa ve havaya salınan karbon oranı azalıyor, önemli bir kısmı ise zararsız bir şekilde geri dönüştürülebiliyor. Ayrıca şimdiye kadar yapılan tüm çalışmalar gösteriyor ki mikorizalar ile iş birliği içinde olan ağaçlar, oksijenli solunum sırasında daha az karbondioksit salınımı yapıyor, daha fazla karbondioksit tutuyor ve daha uzun süreli yaşıyor.

İklim değişikliğine karşı bu koordine dayanışmaya karşın yine de ağaçlar ve mantar iletişim ağı tehlikede olabilir. İklim değişikliği sebebiyle bulundukları bölgeden göç etmek zorunda kalan Çam Kese Böcekleri, Kuzey Yarımküre’de bulunan ormanları tahrip ediyor. Uzmanlara göre büyük bir böcek salgını sırasında ormanlar en fazla üç ya da dört yıl dayanabilir.

Doğa kendisine karşı olan tek taraflı vurdumduymaz savaşımıza karşın gardını hiçbir zaman indirmiyor. Belki de düşman bellediğimiz canlıların bu denli dirençli olmasından pişmanlık duyup silahlarımızı bir kenara bırakmalıyız. Çünkü eğer böyle giderse “muhteşem” medeniyetimizin geliştirdiği “olağanüstü” silahlar, bu tek taraflı savaşta doğanın onurlu bir şekilde ölmesine sebep olacak.

Kapak Fotoğrafı: Geralt