17 Mayıs Uluslararası Homofobi, Transfobi ve Bifobi Karşıtlığı Günü

17 Mayıs Uluslararası Homofobi, Transfobi ve Bifobi Karşıtlığı Günü

LGBTI bireylere karşı uygulanan şiddet ve ayrımcılığa dikkat çekme amacı ile 2004 yılından beri 17 Mayıs günü, 130 farklı ülkede Uluslararası Homofobi, Transfobi ve Bifobi Karşıtlığı Günü olarak kutlanıyor. Bu tarih, Avrupa Birliği Parlamentosu tarafından da özel gün olarak kabul ediliyor. 

17 Mayıs, rastgele seçilmiş bir tarih değil. 17 Mayıs 1990’da Dünya Sağlık Örgütü’nün eşcinselliğin mental hastalık kategorisinden çıkarılması yönünde aldığı kararı anmak adına Homofobi, Transfobi ve Bifobi Karşıtlığı Günü tarihi olarak bu gün seçilmiş. 

2004 yılında günün ismi sadece Homofobi Karşıtlığı Günü olarak belirlense de 2009 yılında trans, 2015 yılında ise biseksüel haklarına ve görünürlüğüne dikkat çekmek için transfobi ve bifobi kelimeleri sonradan eklenmiş. 

Bu yılın teması; Together: Resisting, Supporting, Healing (Birlikte: Direniyoruz, Destekliyoruz, İyileşiyoruz). Pandemi nedeniyle üst üste iki yıldır konferanslar, konserler, aileler ve bireyler için bilgilendirici dersler, drag show gibi etkinliklerin çoğu çevrim içi gerçekleşiyor.

homofobi karşıtlığı 

Fotoğraf: may17.org 

Dünya çapında hala üç ülkeden birinde rızaya dayalı eşcinsel ilişkiler onaylanmıyor. LGBTI bireyler önyargı ve sözlü/fiziksel şiddete maruz kalıyorlar, evlilik ve çocuk sahibi olmak bireylere hak olarak tanınmıyor, tutuklanma ve hapis cezasıyla bile karşı karşıya kalabiliyorlar. 

LGBTI hakları insan haklarıdır ve bu hakların mutlaka yasalar tarafından korunması gerekiyor. Yaşanan en yaygın sorunlar ise LGBTI bireylerin hayatını idame ettirecek iş bulamaması, kimliği yüzünden işten çıkarılması, eğitim imkanı yetersizliği, temel sağlık hizmetlerine ulaşamaması, evsizlik olarak sıralanabilir. Sosyal ve psikolojik tarafına gelirsek ise ev ortamında baskı veya yeterli desteğin sağlanmaması, okul ortamında zorbalık, aile veya toplum tarafından reddedilme korkusu en temel ve ciddi sorunlar arasında yer alıyor. Maalesef ülkelerin gelişmişlik seviyesine göre de bu liste uzayıp gidiyor.

Doğup büyüdüğün veya ev olarak adlandırdığın yerde güvende ve anlaşılmış hissedememek fiziksel, zihinsel ve duygusal refah üzerinde ciddi olumsuz etkileri olan bir deneyimdir. Halbuki tüm çocukların ve gençlerin sağlıklı büyümesi için güvenli, huzurlu ve istikrarlı bir ev ve okul ortamına sahip olma hakkı var. 2013’te AB tarafından yürütülen anket araştırmasına göre her üç çocuktan ikisi yönelimini ve cinsel kimliğini şiddet, sözlü taciz ve zorbalık yaşamamak adına gizliyor. 

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Ofisi, 2013 yılında LGBTI eşit hak ve özgürlükleri savunmak amacıyla UN Free&Equal kampanyasını başlattı. 2017’de kampanya kapsamında toplam 2,4 milyar paylaşım yapıldı. 

Free&Equal kampanyasına göre yapılması gerekenler: 

  • Queer gençleri LGBTIQ+ dostu işverenlerle ve sosyal gruplarla buluşturmak
  • Fiziksel/sözlü şiddet, cinsel taciz mağduru bireyler için güvenli evler sağlamak
  • Trans ve intersex bireylerin yeterli ve kaliteli sağlık hizmetlerine ulaştığından emin olmak
  • Engelli veya göçmen azınlık LGBTI bireyler için kapsayıcı programlar oluşturulması
  • LGBTI kişilere karşı ayrımcılık yaratabilecek tüm yasaları ortadan kaldırmak
  • Özellikle eğitim ve sağlık sektörü çalışanlarının cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konusunda eğitim ve rehberlik almasını sağlamak
  • LGBTI bireylere yönelik tüm şiddet ve ayrımcılık olaylarının araştırması ve failleri sorumlu tutulması olarak sıralanıyor.

Hepimize düşen görev ise sosyal medyada, evde, işte, kamusal alanda LGBTI kişilere yönelik tüm nefret söylemleri, negatif yorum, damgalama, eşcinselliğin hakaret olarak kullanılması ve ön yargıya tolerans göstermemek.  

Kampanya web sitesini buradan ziyaret edebilirsiniz!