voyeur sergisi

Decollage Art Space | Voyeur Sergisi

Decollage Art Space, Voyeur başlıklı karma sergiye ev sahipliği yapıyor. Açık çağrı yoluyla oluşturulan seçki için 400’e yakın başvurudan 13 sanatçı seçilmiş. Yer alan sanatçılar; Aleyna Işıklar, Asya Hasgül, Bilal Yiğit İnal, Burcu Panahi, Elif Saltık, Funa Alkan, Hilal Çınar, İlyas Arapoğlu, Murat Şen, Nurdan Unus, Nurhan Avcı, Özge Enginöz ve Pınar Yün. Sergi 4 Şubat 2024 tarihine kadar galerinin Suadiye’deki mekanında görülebilecek.

Seçki oluşturulurken sağlıklı bir mesafe için sanatçılarla konuşulmamaya, hatta isimlerine bile bakılmamaya çalışılmış. Buna rağmen sergide yer alan pek çok sanatçının da defa kez altını çizdiği üzere ‘’doğal olarak gelişen’’ bir tavır vuku bulmuş. Neredeyse tüm sanatçıların kişisel bir şeyler paylaşma ve kendini bir bakıma teşhir etme hevesinde oldukları görülebiliyor.

‘’Görmek’’ anlamına gelen ‘’voir’’ kökünden türeyen ‘’voyeur’’ kelimesi, ‘’dikizci/röntgenci’’ gibi anlamlara geliyor. İsmiyle müsemma sergi de seyircisine bir tür röntgencilik deneyimi vadediyor. İzninizle iki sanatçıya ayrıca parantez açmak istiyorum.

Pınar Yün

pınar yün
Fotoğraf: Annem Beni Neden Sevmiyor?, Pınar Yün

Seçkide sanatçının Neden HAYIR diyemedim?, Annem Beni Neden Sevmiyor?, Aç Gözlerini ve Zühreviler başlıklı işleri yer alıyor. Bir dönem yanında asistanlık yaptığı Mustafa Horasan’ın etkisiyle eserlerinde mum kullanmaya başlamış. Bunun yanı sıra işlerinde kibrit ve kıl gibi materyallere de rastlıyoruz. Pınar Yün aynı zamanda dikkat çekici bir karikatürist.

Serginin teması göz önüne alındığında seyircisine röntgencilik deneyimini belki de en ‘’kaba saba’’ şekilde yaşatan işlerin bunlar olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Hatta röntgenciliğin doğası düşünüldüğünde Pınar Yün’ün işleri otorite rolünü ters yüz rediyor. Böylesi ‘’güçlü’’ işlerin karşısında kimin karar verici olduğuna karar vermek oldukça zor. Bakışlarımız için kapıyı aralayan bizler miyiz? Yoksa kapı bizler için çoktan aralanmış mı bir kere?

Nurdan Unus

nurdan unus
Fotoğraf: İsimsiz (detay), Nurdan Unus

Seçkide sanatçının Deleuze’un ‘’yersizyurtsuzlaşma’’ kavramından hareketle yarattığı bir seriyi görüyoruz. Kumaş üzerine asit müdahale ile üretilen bu işler, sergi pratiğinde birer perdeyi anımsatacak şekilde konumlandırılmış. Böylece özel hayatların açığa vurulduğu bir gölge oyununa şahitlik ediyormuş izlenimine kapılıyoruz. Aslına bakarsanız ‘’açığa vurulmak’’ pek de doğru bir tanım değil. Çünkü bu şekilde ortada bir sır olduğu düşünülebilir. ‘’Sunmak’’ mefhumu çok daha yerinde olacaktır. Çünkü karşımızda olup biten, hiç de yabancısı olduğumuz bir manzara değil.

John Berger, ‘’Modern bir kent yalnızca bir yer değildir.’’ der. Unus’un işlerinde ‘’kişisel’’ hayatlara bakarak kendi içinde bir imgeler dizisi ve iletiler ağı olan modern kentin görünümlerini seyrediyoruz. Burada vuku bulmakta olan şey, biraz da görünür kılmak için karikatürize edilmiş ‘’kent insanının’’ ortak öyküsü. Ya da çok daha doğru bir biçimde öykülerin ortak noktası… Bu ‘’ortak nokta’’ modern kent hayatının ve kapitalizmin bedenleri içerisine soktuğu formlar, yaygın anksiyetik ruh halleri ve tipik ev görünümleri gibi ‘’öğretilerin’’ üzerinden kendini temellendiriyor. Belki buradan hareketle Deleuze’un yersizyurtsuzlaşma kavramına dönüş yapmak mümkün olabilir. Sadede gelecek olursak Nurdan Unus; modern kent öğretisini adeta içine gömdüğü figürler, mekanlar ve ışık oyunlarıyla çarpıcı bir seyirlik yaratıyor.