Su Nasıl Oluşur? Su Döngüsü Nedir?

Su Nasıl Oluşur? Su Döngüsü Nedir?

Gezegenimizdeki yaşamın devamlılığı için en çok ihtiyacımız olan madde nedir diye sorsak, çok büyük bir çoğunluğun “su” cevabını vereceğini öngörebiliriz. Memeliler, bitkiler, sürüngenler veya balıklar… Tür fark etmeksizin gezegenimizdeki neredeyse tüm canlılar, yaşamlarını sürdürebilmek için suya ihtiyaç duyuyor. Neyse ki Dünya bu konuda son derece cömert ancak bu cömertliği birazcık suistimal ediyor olabiliriz. Bu nedenle “Su nasıl oluşur?” sorusunun yanıtını detaylıca öğrenmek ve dolayısıyla su döngüsü kavramının detayları hakkında fikir sahibi olmak farkındalığımızı artırabilir. O halde gelin, Dünya için neredeyse her şeyden önemli olan su döngüsü nedir, birlikte bakalım…

Su Döngüsü Nedir?

Su Döngüsü Nedir?

Su döngüsü kısaca; buharlaşma, yoğunlaşma gibi doğa olayları vasıtasıyla suyun gezegenimizin farklı bölgelerindeki hareketlerini ve bu süreçteki devamlılığı tanımlayan bir kavram. Uluslararası literatürde ‘Water Cycle’ olarak bilinen bu süreç, aynı zamanda hidrolojik döngü adıyla da anılıyor.

Su döngüsünü detaylıca tanımlamak için öncelikle bu sürecin başrolündeki maddeyi yani suyu daha net bir şekilde tanımak gerekiyor. 

Su, gezegenimizde üç farklı yapıda görülebilen bir madde ve bu yapılar şu şekilde sıralanıyor:

  • Sıvı Su: Yağmur, denizler veya okyanuslar, suyun sıvı halde olduğu durumları ifade eder.
  • Katı Su: Buzullar veya kar, suyun katı halini ifade eder.
  • Gaz Hali: Su buharı, suyun gaz halidir ve atmosferde çeşitli formlarda bulunur.

Gezegenimizdeki suyun çeşitli doğa olayları sonucu bu fiziksel haller arasında geçiş yapması, su döngüsü olarak ifade ediliyor. En basit su döngüsü tanımı olarak buharlaşma, yoğunlaşma ve yağış süreci tanımlanıyor. Ancak su döngüsü, aslında çok daha farklı işlemleri içeren karmaşık bir süreç.

Su Döngüsünün Aşamaları Nelerdir?

Su Döngüsü Aşamaları

Su döngüsünün aşamaları ile ilgili farklı kurumların çok sayıda çalışması mevcut. NOAA’ya (Amerikan Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi) göre su döngüsünün dokuz temel aşaması var. Tüm bu aşamalar, aynı anda ve süreklilik arz ederek gezegenimizde gerçekleşiyor. Yani su nasıl oluşur sorusuna herhangi bir başlangıç noktası vermek mümkün değil. Bu nedenle suyun oluşumu ile ilgili “döngü” ifadesi kullanılıyor.

Su döngüsünün dokuz temel aşaması ise şöyle:

Buharlaşma

Suyun sıvı halden gaz haline geçişini ifade eden buharlaşma; denizler, okyanuslar veya göller gibi sıvı halde su bulunan tüm bölgelerde gerçekleşir. Dünya yüzeyinden buharlaşan su, atmosfere karışır ve bir sonraki aşama için hazır hale gelir.

Yoğunlaşma

Yoğunlaşma

Yoğunlaşma, çoğunlukla suyun gaz halden sıvı hale geçiş yapmadan önce geçirdiği son süreci ifade eder. Bu aşamada su, atmosferdeki küçük parçacıklar etrafında yoğunlaşır ve bulutları oluşturur. Su buharının çevresinde yoğunlaştığı partiküller arasında deniz tuzları ve atmosferik iyonlar gibi maddeler bulunur.

Yağış

Su döngüsü içerisinde en aşina olduğumuz süreçlerden biri de tabii ki yağış aşamasıdır. Buharlaşıp yoğunlaşan su buharı, yağış sürecine girerek tekrar sıvı hale döner ve atmosferden yeryüzüne ulaşır. Atmosferdeki bulutlar içerisinde yoğunlaşan su damlacıkları, belirli bir büyüklüğe ulaştığında yer çekimine yenik düşerek aşağıya düşmeye başlar. 

Yağış aşamasında buz kristali oluşumu da görülebilir. Bu da tahmin edeceğiniz üzere kar yağışına neden olur. Soğuk bulutlardaki su damlacıkları donduğunda bu durum, çevrelerindeki damlacıklara da etki eder. Süreç sonrasında buzlaşan damlacıklar kristale dönüşür ve bu şekilde yeryüzüne düşer. Bazı durumlarda buz kristallerinin yeryüzüne ulaşmadan erimesi ve tekrar sıvı hale geçiş yapması da gözlemlenebilir.

Kesinti

Su Döngüsü Aşamaları

Kesinti, yağış sonrası oluşan bir su döngüsü aşamasıdır. Yeryüzüne ulaşmadan önce ağaç yapraklarına ya da benzer organik maddelere çarpan su, ince bir tabaka halinde yüzeylere yayılır. Suyun hacmi, yüzeyin taşıyabileceği sınırı aştığında biriken su tekrar yeryüzüne ulaşır ve buharlaşma aşamasına geçiş yapar.

Sızma

Sızma aşaması, suyun yeryüzüyle buluşmasından sonra başlar. Topraktaki geçirgenlik ve yüzey koşullarına bağlı olarak suyun bir kısmı yer altına karışır. Sızma hızı ve miktarı, yağışın şiddetine göre değişiklik gösterir. “Yer altı suları neden oluşur?” sorusunun yanıtı, aslında su döngüsünün sızma aşamasında saklıdır.

Yer Altı Akışı

Yağış sonrası yeryüzüne ulaşan ve sızma aşamasının ardından yer altına aktarılan su, burada da hareketine devam eder. Yer çekiminin etkisiyle yer altındaki jeolojik oluşumlar arasında hareket ederek farklı bölgelere ulaşır. Yer altı suyunun bir süre sonra yüzeye dönmesi veya okyanuslara ya da denizlere karışması beklenir. Genellikle oldukça yavaş hareket eden yer altı suları, binlerce yıl boyunca aynı yerde kalabilir.

Terleme (Transpirasyon)

Terleme ya da transpirasyon, buharlaşma aşamasıyla benzerlik gösterir ancak bu süreç bitkiler vasıtasıyla gerçekleşir. Bitkiler, güneşe maruz kalan yapraklarını soğutabilmek için gün içerisinde terleme işlemini gerçekleştirir. Bu sayede bitkilerin içinde yer alan su, yapraklar vasıtasıyla buharlaşarak atmosfere karışır.

Yüzey Akışı

Yüzey Akışı

Yüzey akışı; nehir, dere veya çay gibi akarsulardaki su hareketini ifade eder. Sıvı haldeki su, yer çekiminin etkisiyle yer değiştirir. Yüzey akışı sırasında hem sızma hem de buharlaşma aşamaları gerçekleşebilir.

Depolama

Su döngüsü aşamaları içinde önemli bir yer tutan bir diğer adım ise depolama aşamasıdır. Su, Dünya’da üç farklı bölgede depolanabilir. Yer yüzeyinde depolanan su, atmosferde depolanan gaz haldeki su ve toprakta depolanan yer altı suları bu üç farklı depolamayı oluşturur. Atmosfer suyu, bu türler arasında en hızlı hareket edebilen kütledir.

Su Döngüsünü Etkileyen Faktörler

Birbirini uyum içerisinde takip eden su döngüsü aşamalarından da fark edebileceğimiz üzere gezegenimiz, aslında yaşamın kaynağı olan suyun üretimi için tüm dinamiklere sahip. Ancak ne yazık ki çoğunlukla insan kaynaklı olmak üzere bazı faaliyetler su döngüsüne zarar verebiliyor.

Su döngüsünü etkileyen faktörler arasından bazıları şu şekilde sıralanıyor:

  • Atık suların temiz su kaynaklarına karışması
  • Suyun oluşumunda önemli bir pay sahibi olan ormanların zarar görmesi, yeşil alanların azalması
  • Nüfus yoğunluğuna bağlı olarak aşırı su kullanımı
  • İklim değişikliği kaynaklı bozulmalar
  • Hava kirliliği kaynaklı ortaya çıkan asit yağmurları

Dünya Su Rezervi Ne Durumda?

Su Nasıl Oluşur? Su Döngüsü Nedir?

Dünya’nın dörtte üçünün su olduğu, ilkokul yıllarımızdan aklımızda kalan en net bilgilerden. Bu, tam olarak gerçek rakamı vermese de aslında doğruya çok yakın bir bilgi. Günümüzde, Dünya yüzeyinin %71’inin sularla kaplı olduğu biliniyor. Öte yandan gezegenimizdeki su kütlelerinin %97.2’si ise okyanuslarda yer alıyor.

İlk bakışta büyük bir su bolluğu içerisinde yaşıyoruz gibi görünebilir. Ancak aslında gezegeni kaplayan suyun oldukça küçük bir bölümü insan kullanımına uygun. 

  • Dünya su rezervi içerisinde yalnızca %3’lük bir bölüm temiz su olarak kabul ediliyor.
  • Ancak temiz su rezervi içerisindeki %2.5’luk bölüm ise yer altında, kutuplarda ya da benzer ulaşılamaz bölgelerde.
  • Yani bir diğer deyişle Dünya’daki suyun yalnızca %0.5’lik bölümü temiz, kullanılabilir ve erişilebilir durumda.

Dünyadaki Su Kaynakları Nerede Bulunur?

 

Dünya’daki toplam su miktarı, yaklaşık 1,386,000,000 kilometreküp seviyesinde. 

Dünya su rezervinin yüzdelik dağılımları ise şu şekilde:

Okyanuslar%97,2
Buz Kütleleri%2
Yer Altı Suları%0,62
Tatlı Su Gölleri%0,009
İç Denizler ve Tuzlu Su Gölleri%0,008
Atmosfer%0,001
Nehirler%0,0001

Geleceğimiz İçin Suyu Koruyalım!

Suyun Önemi

Sürdürülebilir ve yaşanabilir bir gelecekten bahsetmek için suyun öneminin farkına varmak ve bu doğrultuda su ayak izi kavramını öğrenmek son derece önemli. UNDP’nin araştırmasına göre 2050 yılına geldiğimizde gezegenimizde yaşayan her dört kişiden biri su kıtlığı ile karşı karşıya kalabilir. Bu gidişatı değiştirmek ve Dünya’daki en önemli kaynakların başında gelen suyu doğru kullanmak için su tasarrufu yöntemlerini uygulamamız gerekiyor. Su döngüsünün devamlılığı ancak bu farkındalık ile korunabilir.