Güncelleme Tarihi: 8 Ekim 2023
Dünyanın birçok yerinde faaliyetlerini sürdüren ve “créaturs de convivialité” yani “keyifli anların yaratıcıları” mottosuyla hareket eden Pernod Ricard dünyanın dört bir yanında, 19 binin üzerinde kişiye istihdam sağlıyor. Pernod Ricard sürdürülebilirlik çalışmaları ile beraber pek çok farklı konuda sosyal sorumluluk çalışmaları yürütmesinin yanı sıra çalışan odaklı yaklaşımı da şirket politikası olarak edinmiş. “Mutlu çalışanlar” kavramını benimserken “créaturs de convivialité” mottolarını çalışanları için de benimsediklerinin altını çizen Pernod Ricard’ın başarısı da işte burada yatıyor.
Glint isimli danışmanlık şirketinin 2021 yılında yaptığı küresel çaptaki araştırma, Pernod Ricard çalışanları içerisindeki şirkete bağlılık oranının %82 olduğunu saptadı. Hem Türkiye hem de dünya genelinde oldukça yüksek olan bu veri, Pernod Ricard’ın çalışanlarının mutluluğunu sağlamaktaki başarısını da ortaya koyuyor.
Bu verilerden yola çıkarak çalışan memnuniyeti kapsamında gerçekleştirdiğimiz sohbetimizde, Pernod Ricard Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü, konuğumuz Pınar Batur, çalışanlar tarafında yüksek memnuniyet yaratan ve fark yaratan IK uygulamalarını bizlere anlattı.
Glint isimli danışmanlık şirketi tarafından 2021 yılında yapılan araştırmaya göre Pernod Ricard çalışanları içerisinde şirkete bağlılık oranı %82 gibi oldukça yüksek bir seviyede. Bu başarının sırrı nedir?
Bu, bizim çok gururlandığımız, tüm sayısal sonuçlar arasında en önem verdiğimiz sonuç diyebilirim. Hem Türkiye çapında hem de dünya genelinde baktığımızda bu oldukça yüksek bir sayı. Bunun birçok sebebi var. Bunların ilki, şirket olarak çalışan deneyimini öncelememiz. Çalışanın beklentileri, ihtiyaçları, gelişimi, motivasyonu, bizim önceliğimiz. Bir diğer sebep ise anketlere çok önem vermemiz. Normalde iki senede bir yapılan anketleri bu yıl, senede bir yapmaya karar verdik. Çalışanlarımızın beklentilerini daha sık duymak istiyoruz. Ayrıca şeffaflık ilkesi sayesinde anketler, tüm yöneticilerle paylaşılıyor.
Pernod Ricard “créaturs de convivialité” yani “keyifli anlarının yaratıcıları” mottosuyla hareket ediyor. Çalışanlar tarafından bu mottoyu nasıl hayata geçiriyorsunuz?
Keyifli anların yaratıcısıyız diyoruz. Bu bizim kültürümüzün bir parçası. Çalışırken hem eğlendiren hem de eğlenen bir ortamımız var. Ofisimizi de buna göre yeniledik. Çalışanlarımızın nefes alabilecekleri, keyifli vakit geçirebilecekleri bir ortam yarattık. Şirket olarak yaptığımız bütün etkinliklere çalışanlarımız da katılıyor. Ayrıca çalışanlarımız için düzenlediğimiz şirket gezileri, motivasyon toplantıları var. Sıkça bir araya gelerek birlikte olmanın keyfini çıkarıyoruz. Bu da kültürümüzün bir parçası.
“Anne Dostu Uygulamalar” neyi kapsıyor?
Ben 20 yılı aşkın süredir kurumsal hayatta yoğun çalışan bir iki çocuk annesiyim. Öncelikle bu süreçle ilgili hem kendi deneyimlerini hem de toplumumuzdaki kadınların deneyimlerini göz önünde bulunduruyorum. Çok yakın bir tarihte yapılan bir araştırmaya göre 64 bin kadının %40’ı yasal izin hakkını bile tamamen kullanmıyor. Yine aynı araştırmada kadınların %20’sinin doğum sonrasında ya iş hayatını tamamen bıraktıkları ya da ara vermek zorunda kaldıkları ortaya çıkıyor.
Tüm bunlardan yola çıkarak şirket olarak annelerin bu dönemdeki hayatını kolaylaştırmak, onların adaptasyonlarını desteklemek adına anne dostu uygulamalara geçtik. Bu uygulamalardan bir tanesi, hamilelik döneminde başlayan ve hamilelik sürecinde gerekli olan bütün doktor kontrollerini periyodik kontrol izni adı altında izin uygulamamızda tanımlamamız. Bir diğer uygulama ise bütün annelerimize doğum sonrası dört ay boyunca part-time çalışma imkânı sunmamız. Ofise geri dönen annelerimize bu süreçte destek olmak adına daha önce bu süreci deneyimlemiş bir başka anneyi, deneyimlerini paylaşması için mentor olarak atıyoruz. Bunun dışında annelerimize psikolojik destek sağlamak için Avita çalışan destek hattımız var.
Bir diğer konu da yine bir araştırma sonucundan yola çıkarak harekete geçtiğimiz bir konu. Türkiye’deki 2 bin çalışan anneye sorulduğunda, kadınların %77’si ofislerinde emzirme ve süt sağma odalarının bulunmadığını söylüyor. Bundan hareketle biz de kendi ofisimizde bir emzirme odası organize ettik.
“Babalık İzni ve Ebeveyn Dostu Uygulamalar”ın kapsamı nedir?
Ben, açıkçası bu sürecin hem annenin hem de babanın yaşaması gereken bir süreç olduğunu düşünüyorum. Ebeveyn olmak hayata dair çok önemli bir an. Babanın da bebeğin ilk günlerini yaşaması, o duygusal bağı kurması gerekiyor. Buradan yola çıkarak da 5 gün olan babalık iznini 4 haftaya çıkardık. Anne baba olarak bu dönemin üstesinden birlikte gelmek ailenin daha sağlıklı olması için önemli. Bütün bu saydığım ebeveyn dostu uygulamalar sadece doğuran annelere ve ailelere yönelik değil, evlat edinen tüm anne babalar için de aynı uygulamalar geçerli. Bir de çocuklarımızın karne ve mezuniyet günleri gibi önemli günlerini aileleriyle paylaşabilmeleri için de izin günü tanımlamalarımız var.
“Avita Çalışan Destek Programı” nedir?
“Avita Çalışan Destek Programı” telefonun ucunda, konusunda uzman kişilerin bulunduğu bir destek hattı. Biz bu imkânı bütün çalışanlarımıza sağlıyoruz. Uzmanlarımız çalışanlarımıza her konuda destek veriyorlar. Bu psikolojik destek, hukuki ve mali danışmanlık ya da sağlıkla ilgili olabilir. Görüyoruz ki çalışanlarımızın her ay farklı bir %30’u farklı konularda bu hattan faydalanıyor. Ben hayatın bir bütün olduğuna inanıyorum. Artık “iş-hayat dengesi” değil, “iş-hayat armonisi” deniyor. Çalışanlara hayatın her noktasında destek veriyor olmak önemli.
Avita programında paydaşların yeri nedir?
Avita, işinde uzman profesyonellerle iş birliğinde olan aracı bir danışmanlık firması. Hangi alanlarda destek alınacağını bizler belirliyoruz. Bu süreç, gizlilik esasında yürütülüyor. Avita ile çalışanlarımız ihtiyaç ve ilgi duydukları alanla ilgili bir uzmanla konuşarak konuyu çözme şansına sahip oluyorlar.
Uzaktan ya da esnek çalışma konusundaki adaptasyon sürecinden bahseder misiniz?
Uzaktan çalışma ve esnek çalışma artık yeni dünyanın bir gerçeği. Bu süreçte özellikle insan kaynakları idarelerine çok iş düşüyor. İşin tabii ki hepimizin yaşadığı bir adaptasyon süreci vardı. Bundan sonrasında Pernod Ricard olarak pandemi dönemi sona erse de bu esnek çalışmayı devam ettirme kararını aldık ve geçtiğimiz sene, hibrit çalışma modelimizi tüm çalışanlarımızla paylaştık. Çalışanlarımız belirli günlerde ofisten belirli günlerde de istedikleri yerden çalışabiliyor olacaklar.
Öte yandan bu yeni çalışma döneminin getirdiği bazı değişiklikler var. Çalışanların beklentilerinin ve ihtiyaçlarının farklı olmasıyla beraber çalışanlardan beklenen beceri seti de farklı. Çalışanların çok daha otonom, çok daha hızlı çalışabilmesi, sorunları kendi kendine çözebilmesi, zaman planlamasını iyi yapabilmesi, dijital araçlara daha hızlı adapte olabilmesi gerekecek. Bu anlamda da çalışanlarımızı desteklemeye devam ediyoruz.
“Esnek Yan Haklar Uygulaması” nasıl işliyor?
Aslında bu, çalışan deneyimi önceliğimizden yola çıkarak geçen sene hayata geçirdiğimiz bir uygulama oldu. Şu an Pernod Ricard’da dört farklı kuşak beraber çalışıyoruz. Dolayısıyla tüm ihtiyaçları ve beklentileri tek bir kümede toplamak imkânsız çünkü bu kuşakların farklı dinamikleri var. Buradan yola çıkarak “Esnek Yan Haklar Uygulaması”nı kurguladık. Artık çalışanlarımız, kendi mevcut yan hakları içerisinde ihtiyaçlarına göre değişiklikler yapabiliyorlar. Her şeyden öte çalışan seçimi kendi yaptığı için çalışanın şirkete olan bağlılığı ve motivasyonu da artıyor.
