Işık Kirliliği Nedir? Zararları Nelerdir?

Işık Kirliliği Nedir? Zararları Nelerdir?

1900’lerin başında şehirde yaşayan herhangi bir insan, gece gökyüzüne baktığında neredeyse tüm samanyolunu seçebileceği kadar zengin bir manzarayla karşılaşıyordu. Fakat maalesef yaklaşık 100 yıl sonra ışık kirliliği yüzünden yıldızları görmek bir hayal oldu. Hatta artık geceleri, neredeyse güneş hiç batmamış kadar belirgin bir aydınlığa sahip. Yapay ışık kullanımımız sağlıklı sınırları aştı… Peki, bu denli fazla ışıkla hayatımızı devam ettirebilmemiz mümkün mü? 

Işık Kirliliği Nedir, Nedenleri Nelerdir? 

Işık Kirliliği Nedir? Zararları Nelerdir?
Fotoğraf: Alexander Kaunas

Işık kirliliği, insanlığın en önemli icatlarından olan yapay ışığın gereken fazla ya da yanlış biçimlerde kullanılmasından kaynaklanır. Örnek olarak ışık kirliliğinin türlerine bakacak olursak:

  • Gereksiz ve fazla ışıklandırma: Işıklandırmaya ihtiyaç duymayan bir yere kurulan gece lambaları ya da gereksiz yere yanmaya devam eden ampuller, genel ışık kirliliğinin oluşmasında önemli bir rol oynar.
  • Yansıma: Işık kaynaklarından saçılan ışığın parlak yüzeylerden yansıyarak bu yüzeylerin ikincil bir kaynak gibi davranmasına yol açan yansıma, görüş problemlerine yol açar.
  • Işık huzmeleri: Birden fazla ışık kaynağının yan yana konumlandırılması gibi bir planlama hatası yüzünden, bir aradaki kaynaklar ışıksız alanlarla ışık zıtlığı yaratır. Bu zıtlık hem insan gözüne zarar verir, hem de doğal yaşam için oldukça tehlikelidir.
  • Gökyüzü parlaklığı: Hava kirliliğinin oluşturduğu sisimsi bulut tarafından yansıtılan şehir ışığı, gökyüzünün devamlı olarak parlak olmasına sebep olur.
  • Işık ihlalleri: Yanlış ışıklandırma yöntemlerinden dolayı kişisel alanınızı ihlal eden ve istenmeyen ışık, bazı ülkelerde bir suç kategorisinde değerlendirilir.

Bu 5 kirlilik türü bir araya gelerek özellikle şehirdeki insanlara, doğaya ve doğal kaynaklarımıza ciddi anlamda zararlar veren ışık kirliliğinin oluşmasına sebep oluyor. Araştırmalara göre insan nüfusunun %80’lik bir kısmı, geceleri gereğinden daha parlak bir gökyüzünün altında yaşıyor. Hatta Amerika ve Avrupa’da insanların %99’u doğal ışığı tecrübe edemiyor. 

Işık Kirliliğinin Olumsuz Etkileri Nelerdir?

Işık Kirliliği Nedir? Zararları Nelerdir?

Fotoğraf: Warren Wong

Dünyayı sarıp sarmalayan gereğinden fazla ışık, dünya ekosistemindeki birçok yapı taşına ciddi zararlar veriyor.

  • Fazla ışığın insanlara etkisi: Uykumuz, sirkadiyen saat ritmi adı verilen 24 saatlik bir ritme bağlı olarak düzenleniyor. Bu ritim, DNA’mıza programlı ve ışıkla temasımıza göre kendini ayarlıyor. Fakat geceleri açığa çıkan aydınlık, bu ritmi bozarak uyku sorunlarını beraberinde getiriyor. Uyku sorunlarının yarattığı stres, gerginlik ve melatonin hormonu eksikliğinin ise araştırmalarla kanıtlı bir biçimde kansere kadar giden sonuçları var.
  • Fazla ışığın hayvanlara etkisi: Hayvanlar, yaşamlarını gündüz-gece döngüsüne bağlı bir biçimde düzenliyor. Özellikle gececi hayvanlar, gecenin karanlığı olmadan hareket dahi edemiyorlar. Bu da, bazı hayvanların fazlasıyla ışıklandırılan yerlerden göçmek zorunda kalması anlamına geliyor. Böylelikle ekosisteminin dengesinin temelindeki av-avcı ilişkisinde beklenmeyen değişimler gerçekleşiyor. Aynı zamanda ışıklandırma yüzünden göçmen kuşların rotası sapabiliyor.
  • Fazla ışığın dünyaya etkisi: Fazla ışığın gökyüzünden yansıması ve gökyüzü parlaklığı yüzünden doğal UV ışıkları dünyaya ulaşamıyor. Bu da bitkilerin beslenme döngüsünü bozuyor. Aynı zamanda gereğinden fazla olan bu ışıklandırma için devamlı olarak fosil yakıtlar harcanıyor. Bu durumun sebep olduğu karbon ayak izi, oldukça büyük. 

Işık Kirliliğini Nasıl Önleyebiliriz?

Işık Kirliliği Nedir? Zararları Nelerdir?

Fotoğraf: Yassine Khalfalli

Işık kirliliğinin zararlarını gördükten sonra bu durumun önüne geçmek için nasıl bir yol izleyebiliriz sorusu iyiden iyiye önem kazanıyor. Işık kirliliği ile mücadele için atabileceğimiz hem kişisel, hem toplumsal, hem de küresel bazı adımlar var…

Adım 1 – Dikkatli planlama: Her ne olursa olsun özellikle şehir içi ışık kirliliğinin başta gelen sebeplerinden biri, gerek olmayan yerlere yapay aydınlatma düzenekleri kurmak. Mesela bunun için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının gereksiz ampulleri söndürmesi ya da yenilerini dikmemesi gerekiyor.

Adım 2 – Daha verimli ampuller: Evlerimizde de, sokaklarda da ışık verimliliği daha yüksek olan LED ampullerden kullanarak kirliliğin önüne geçebiliriz.

Adım 3 – Işık kalkanları: Eğer bir bölgede ister istemez fazla ışık kaynağı kullanmak zorunda kalırsak, bu bölgelere ışık kalkanları inşa edebiliriz. Bu kalkanlar ışığı soğurarak fazlasıyla yayılmasını önlüyor ve yansıma gibi sorunların önüne geçebiliyor.

Adım 4 – Hareket sensörleri: Bazı yollar, geceleri haftada yalnızca birkaç araç tarafından bir iki defa kullanılmasına rağmen devamlı olarak ışıklandırılıyor. Bu tür yollarda ve mümkün olan her noktada hareket sensörleri kullanmak, ışık kirliliğini nasıl önleyebiliriz sorusuna net bir şekilde yanıt vermemizi sağlayabilir.

Adım 5 – Kişisel bilinçlenme: Evlerimizdeki gereksiz ampulleri söndürerek ya da daha verimli ışık kaynakları kullanarak da ışık kirliliğinin önüne geçebiliriz. Aynı zamanda bahçeli evlerde kullandığımız ışıkları da olabildiğince verimli alternatiflerle değiştirmeliyiz. 

Adım 6 – Hava kirliliğini azaltmak: Işık kirliliğinin bu denli etkili olmasının sebeplerinden biri de kirli havanın ışığı hem soğurması hem de bize geri yansıtması. Bu yüzden hava kirliliğini azaltacak şekilde hareket etmemiz gerekiyor. 

Adım 7 – Hayat tarzı değişiklikleri: Tüm bu adımların saat gibi işleyebilmesi için varmamız gereken son nokta, hayat tarzımızda yapmamız gereken değişikliklerle ilişkili. Daha doğal, elektronikten ve yapaylıktan uzak bir yaşamla tüm bu kirliliği minimuma indirebiliriz.

Kapak Fotoğrafı: Saad Chaudry