Elektronik Atık Tehlikesi Giderek Artıyor

Elektronik Atık Tehlikesi Giderek Artıyor

21. yüzyılda tanıştığımız dijital çağ, beraberinde tonlarca kilogram ağırlığındaki elektronik atıkları da getirdi. İnsanlık, her geçen yıl devasa depoları dolduracak büyüklükte e-atık üretiyor. Peki, plastiğin ardından ekosistemler için en tehlikeli atık türlerinden biri olabilme potansiyeli olan elektronik atıklarla doğru şekilde mücadele ediyor muyuz?

Son yıllarda birçok teknoloji şirketi, daha az atık oluşturacak şekilde ürünlerini yeniden tasarlamaya başladı. Önümüzdeki yıllarda Avrupa Birliği’nde standart veri yolu ve şarj girişlerinin kullanımı zorunlu hale gelecek. Özellikle kişisel bilgisayar pazarında önde gelen isimlerden olan Dell Technologies’in EMEA Müşteri Çözümleri Grubu Kıdemli Başkan Yardımcısı JG Pons, elektronik atıkların geleceği ve ekosisteme etkisi üzerinde yorumlarda bulundu.

Elektronik Atıklara Karşı Çeşitli Çözümler

Elektronik Atık Tehlikesi Giderek Artıyor
Fotoğraf: Wallpaper Flare

Küresel E-Atık İstatistikleri Ortaklığı’nın 2019 yılında yayımladığı verilere göre yıllık bazda 53,6 milyon metrik ton elektronik atık üretildiği saptandı. Kişi başına hesaplandığı takdirde yıllık 16 kilogram elektronik atık ürettiğimiz anlamına geliyor. Kullanıcı elektroniği pazarı, aynı moda endüstrisi gibi trendler ve kullanım ömürleri çerçevesinde değerlendirildiği için halihazırda sağlam durumda olan elektronik cihazların dahi çöp olarak değerlendirildiğine şahit olabiliyoruz.

Tüm bu olumsuz rakamlara rağmen çözüm, yine biz kullanıcıların elinde olabilir. Dell yetkilisi JG Pons, tüketicilerin son yıllarda küresel ısıtma ve iklim değişikliği gibi sorunlara karşı artan toplumsal bilincin de etkisiyle artık daha sürdürülebilir ve çevreye duyarlı satın alımlar yaptığını belirtiyor. “Örneğin, geçen yıl Birleşik Krallık’ta tüketicilerin %38’inin daha dayanıklı ve daha uzun ömürlü ürünleri daha fazla ödeme yaparak tercih etmesi, tüketicilerin daha sürdürülebilir ürünlere ve bunu sağlayabileceğine güvendikleri markaların teknolojilerine öncelik vermeye başladığını gösteriyor.” diyerek sözlerini açıklayan Pons, Y kuşağının karbon azaltma girişimlerine ve geri dönüştürülmüş teknolojik cihazlara önem gösterdiğini söylüyor.

Pons’un belirttiği üzere geride bıraktığımız aylarda birçok ünlü teknoloji şirketinin kendi yenileme kampanyalarını başlattığına şahit olduk. Samsung, Apple, ASUS ve daha birçok marka, bozulan veya kondisyonu iyi durumda olan ürünlerini piyasadan toplayarak ve kendi garantileri altında tamir ederek “yenilenmiş ürün” etiketiyle yeniden satışa sunuyor. Bu durum, elektronik atık oranlarını azalttığı gibi yeni cihaz üretiminde ortaya çıkan karbon salımını da elimine ediyor.

Elektronik atığın azaltılması amacıyla başvurulan bir diğer yol ise standartlaşma hamleleri. Avrupa Birliği, geçtiğimiz aylarda aldığı kararla birlikte üye ülkeler içerisinde satılacak olan tüm telefonların ve tabletlerin tek bir veriyolu ve şarj girişi standardına sahip olmasını zorunlu tuttu. Android işletim sistemine sahip telefonlar, uzun süredir USB-C veriyolunu kullansa da AB’nin aldığı karar, tasarım tercihleri konusunda oldukça inatçı olan Apple’ı da dize getirmiş gibi görünüyor. Henüz kesinleşmese de birçok uzman, önümüzdeki aylarda tanıtılacak olan iPhone 15’in USB-C ile sunulmasını bekliyor. Aksi takdirde Apple’ın Avrupa Birliği içerisinde satış yapması engellenecek.

Kapak Fotoğrafı: Wikimedia Commons