Ali Elmacı’nın sergisi olan Dudaklarımı Öp, Kalbimi Hançerle başlıklı seçki, sanatçının Pilevneli’de gösterilen ilk kişisel sergisi olma hüviyetinde.
Sanatçının son dönemde ürettiği kağıt ve tuval işlerinin yanı sıra sergide bir mozaik üç tane de kısa film yer alıyor. Bulut Reyhanoğlu prodüktörlüğünde ortaya konulan bu filmler, Ali Elmacı’nın ilk yönetmenlik deneyiminin ürünleri olma özelliğini taşıyor. Sanatçının sergiye de ismini veren serisi etrafında inşa ettiği bu seçki kendisine, ikiyüzlülüğün farklı düzlemler üzerinden ele alınmasını tema ediniyor.
Sanatçının sergideki kısa metraj filmleri olan ’’Tadına Bakınca Kokusunu da Aldım’’, ‘’Bahçeye de Çıkarız’’ ve ‘’Beni Kendinden Fazla Sev’’ işlerinde Hatice Aslan, Melisa Şenolsun, Onur Ünsal, ve Aleyna Tilki gibi ünlü simalara rastlıyoruz. Ayrıca ‘’Bahçeye de Çıkarız’’ filminin müziği de Gaye Su Akyol tarafından yapılmış.
Ali Elmacı, hiç kuşkusuz Türkiye’deki güncel sanatın en önemli isimlerinden birisi. Eserleri üzerinde yarattığı özgün ve eleyici üslubuyla bir Ali Elmacı işini yüz metreden rahatlıkla tanıyabilirsiniz ve bence bu fazlasıyla kıymetli bir nitelik. Hatta sözgelimi 100 yıl sonra 2000’li yılların ilk çeyreğindeki sanatçılardan konuşurken Ali Elmacı’nın ismini anmak hiç de abes kaçmayacak sanıyorum. Sözün özü; yarattığı dili, üretimi ve anlatısı ile zamanın ruhunu çok iyi taşıdığını söyleyebilirim. Sanatçı bu sergisinde de bireyin kendisiyle, toplumla ve politik erk ile arasında vuku bulan ikiyüzlülüğünü son derece güncel bir dille ve çarpıcı yönleriyle ele alıyor.
Serginin şimdiden sanatseverlerin ilgisine mazhar olduğunu gönül rahatlığı ile söyleyebiliriz. Daha önce yine Pilevneli’de gerçekleşen Refik Anadol’un ‘’Makine Hatıraları: Uzay’’ başlıklı sergisi kadar galerinin önünde uzun kuyruklar yaratmasa da seyircinin dikkatini fazlasıyla çektiği ortada. Tabii bunda Ali Elmacı’nın Refik Anadol kadar sansasyonel söylemlere imza atmamasının da bir parmağı vardır elbet. Fakat bu noktada galerinin, kendi marka konumlandırma stratejileri çerçevesinde değerlendirildiğinde hakkını teslim etmek gerekiyor. Nitekim Pilevneli, ‘’popüler’’, ‘’catchy’’ ve sosyal medya kullanıcılarının dikkatini celbedecek işler yapmak konusunda tam manasıyla uzman.
Elbette serginin belki de en fazla değinilmesi arzulanabilecek noktasına değinmezsek olmaz.
Sanatçının ‘’Beni Kendinden Fazla Sev’’ başlıklı filminde Aleyna Tilki’nin bir performansını deneyimliyoruz. Film; üretimleri geniş kitlelerle muhatap olan, adeta topluma mal olmuş insanların maruz kaldıkları beklentilere ve bu beklentilere uyulması halinde ortaya çıkabilecek olan tektipleşme tehdidini konu alıyor.
Aleyna Tilki’nin Pilevneli ile muhabbetini geçen yıl galerinin Bodrum Yalıkavak’taki mekanında Esra Gülmen’in What Will People Think? adlı eserinin önünde çekildiği ve gördüğümüzde uzun uzun sessizce uzaklara bakmamıza sebep olan fotoğraflarından biliyoruz. Kimin fikriydi kestirmek güç… Fakat ‘’Aleyna Tilki’nin bir ikon olarak yer aldığı bir sergiyi sanatçı mı olsan, yoksa galerici mi olsan isterdin?’’ diye sorulacak olsa, oyumu galeriden yana kullanırdım. Filmin konusuna dönecek olursak; Aleyna Tilki’nin üretimleri hangi geniş kitleleri ilgilendiriyor ve kaç kişi Aleyna Tilki’den bir beklenti içerisine giriyor?
Bunun cevabını bildiğimi söyleyemem…
Fotoğraflar: Dudaklarımı Öp, Kalbimi Hançerle, Ali Elmacı, Pilevneli