hypatia

Bilimin ve Aklın Işığı Hypatia

Güncelleme Tarihi: 18 Ağustos 2023

Tamamen Suskun Olmaktansa Hayatı Boyunca Bir Kez Olsun Haykırmayı Seçmeli İnsan…

Kimdir Hypatia?

Düşünce tarihinin ilk bilim kadını olan Hypatia, İskenderiyeli astronom ve matematikçi Theon’un kızıdır. Atina’da eğitimini tamamladıktan sonra İskenderiye’ye yerleşmiş ve orada bir okul açmıştır. Çeşitli bilim dallarında çalışmış olan Hypatia, yaratıcı olmaktan çok bir eleştirmen ve yorumcuydu. Hypatia’nın bilime katkıları gök cisimlerinin sınıflandırılmasında ve sıvıların yoğunluk derecesinin belirlenmesinde ve daha birçok konuda etkili olmuştur.

Hypatia, yaşadığı dönemde, Hristiyanlar tarafından, öğrenimi ve bilimi simgeleyen putperestlikle suçlanıyordu.

Bu nedenle Hristiyanlar ve Hristiyan olmayanlar arasında çıkan kaosun öne çıkan ismi olarak görülüyordu. Başpiskopos Rahip Cyrill Hypatia’yı kendi fanatik kitlesine hedef gösterdikten sonra Hypatia kilisede deniz kabukları ve cam parçalarıyla birlikte vahşice katledilmişti.

İnsanın Deneyimi Onun Kanatlarıdır

Kimse yoktur ki ileriye bakmadan önce geriye bakmasın çünkü geleceği ancak geçmişin dürbününden görebiliriz. Nasıl yaşanmaması gerektiğini bilmek nasıl yaşanması gerektiğini bilmenin bir önceki adımıdır. İlk adımın nasıl atıldığını öğrenmek sonraki adımın daha emin ve korkusuzca atılmasını sağlar. Hypatia bu konuda insanların kanatlarını daha iyi açabilmesi ve özgürce uçabilmesi için sözleri ve davranışlarıyla insanların kanatlarına cesaret üflemiştir.

Hepimiz Kardeşiz

İnsanları bir araya getiren şeyin ayıran şeylerden daha fazla olduğunu söyler Hypatia. İnsanları birbirinden ayıran şey yine kendileridir.

Tarih boyunca bir insanın tek başına yaşamasının mümkün olmadığı gerçeğini biliyoruz. Çünkü insan sadece toplum içinde var olabilir ve varlığını sürdürebilir. Hypatia’nın düşüncesine göre herkesin bir diğerini kardeş olarak kabul ettiği bir dünyada küçük sorunlar sona erecek ve gelecek için önemli işlere odaklanılacaktı. 

Tıpkı Platon’un da söylediği gibi ‘’Küçük şeylere gereğinden önem verenler elinden hiçbir iş gelmeyenlerdir.’’

Yüzyıllar Süren Suskunluk

Hypatia’yı İskenderiye’deki güç sahipleri için tehlikeli bir kişi yapan, onlara halka boş inançlar sattıklarını söylemekten asla çekinmiyor olmasıydı. En büyük tehlike ise bir kadın olmasıydı. Ve bu onları daha çok kızdırıyordu. Hypatia’dan kurtulmak için günaha girme pahasına İncil’e yalan sözler ekleyip bunları da tanrının sözleri diye insanları kandırarak Hypatia’ya karşı kışkırtıyorlardı. İncil’e eklenen sözler ise kadının susması gerektiği ve erkeklerden hep bir adım geri durmasıyla ilgiliydi ve buna kanıt olarak da Havva’nın Adem’den sonra yaratılmasını gösteriyorlardı.

Düşüncenin ve Zekanın Cinsiyeti Yoktur

Hypatia’nın vahşice katledilmesi kadınlara yönelik davranışlarda köklü bir değişikliğin de temelini atmıştır. Özgür ve eleştirel gücü yüksek olan kadınlar baskıyla susturulmuştur, bu suskunluk da yüzlerce yıl sürecektir…

Ama üstünden 1600 yıl geçmesine rağmen Hypatia asla sönmeyecek bir meşale gibi kadınların önünü aydınlattı. Evet kadınlar yüzlerce yıl susmaya mahkûm bırakılmıştı ama susmayı tercih etmeyen kadınlar da vardı. Bunlar Hypatia’nın sözlerine kulak vererek hayatında en azından bir kez olsun haykırmayı seçen insanlardı!

Ne Marie Curie’yi susturmayı başarabildiler ne de Türkan Saylan’ı. Onlar inandıkları fikirleri savunmaktan asla vazgeçmediler. Ve insanların onları bir meşale gibi kullanıp yollarını aydınlatmasına izin verdiler. Çünkü inançla ve pes etmeden insanlığa katkı sağlayacak bir şey üzerine çalışmak doğru bir şeydir. Bu kadınlar bunun farkındaydılar ve haykırmaya da cesaretleri vardı.

Hiçbir zaman korkmayın çünkü korku insanın en büyük esaretidir. Korkmak yerine size ışık olan insanlardan cesaret alın ve siz de bilime ve insanlığa bir meşale yakın.

Ve Hypatia’nın bu sözünü asla unutmayın : Düşüncenin ve zekanın cinsiyeti yoktur.