Güncelleme Tarihi: 18 Ağustos 2023
Baştan içinizi rahatlatayım, ne “nerede o eski günler?” diyeceğim ne de teknolojiyi kötü çocuk ilan edeceğim. Yaş itibariyle evimize telefon bağlatmak için aylarca sıra beklediğimiz günleri de hatırlıyorum, bir gazetenin köşesinde bilgisayardan yemek siparişi verebileceğimiz günlerin yakın olduğunu okuduğumuzda “hadi canım?!” dediğimizi de. Ben teknolojiyi seven ve elinden geldiğince her imkanından yararlanmaya çalışanlardanım.
Teknolojinin yaşantımıza kattıklarını şimdiye kadar benim kadar takdir etmeyenlerin de, Mart ayından beri yaşadığımız Covid-19 sürecinde bakış açılarının değiştiğini sanıyorum. Ellerimizdeki o küçücük aletler sayesinde pek çoğumuz araya “sosyal” mesafe koymadan, fiziksel mesafelerimizi koruyabildik. Aktif bir sosyal medya kullanıcıysanız gördünüz ki aslında kimse kimseden o kadar da uzak kalmadı. Yaşanan bazı aksaklıklara rağmen online eğitim, uzaktan çalışma ve evden alışveriş olanakları bu sürecin en yardımcı unsurları oldular.
Ama işte, ne yapalım ki biz insan evlatları dengeyi bulana kadar elimize geçenin cılkını çıkarıveriyoruz bazen. Hele şimdi evlere de kapandık, ekran sürelerimiz aldı başını gitti.
Bu iyi bir şey mi?
Hayır.
Nedenlerini, sebep olduğu fiziksel ve zihinsel olumsuzlukları burada sıralamama gerek yok çünkü ayarı kaçıran herkes bilfiil sıkıntıları deneyimliyor zaten.
Geçtiğimiz olağanüstü dönem için bir dereceye kadar kabullenebileceğimiz bu durumu değiştirmek ve ekranların çaldığı zamanımızı geri alabilmek için bizzat uyguladığım ve sizin de hemen uygulamaya başlayabileceğiniz 6 yöntemim var:

1. Sosyal Medyada Kimleri Takip Ettiğinize Dikkat Edin
Hangi hesabınızı hangi amaçla kullanıyorsunuz? Neyi merak ediyorsunuz? Arkadaşlarınızı ve ailenizi mi? Sanat dünyasını mı? Sizinle aynı ilgi alanı olanları mı? Olabilir. Ama bir hesaptan 1500 kişiyi takip etmeniz demek “amacınıza ulaşamayacaksınız çünkü beyniniz sulanacak” demek. Sosyal medya uygulamalarının algoritmaları size en çok tepki verdiğiniz hesapları önünüze getirecek şekilde ayarlanmıştır. 1500 hesabın hepsinde neler olup bittiğini bir günde takip etmenizin imkanı yok. Ancak dikkatinizi sağa sola çekiştirmeye ve zamanınızı boşa harcamaya sebep olur. Özellikle sizi hipnotize edecek viral hesaplardan uzak durun. İhtiyacınız olan bilgiyi arama motorlarından her zaman bulabilirsiniz.
2. Bildirim Seslerini Kapatın
Sosyal medya uygulamalarından bildirim alma özelliğini ben de kullanıyorum. Özellikle de YouTube’dan sevdiğim kanalların yeni videolarını haber veren bildirimler çok kullanışlı. Ancak hepsinin sesi kapalı. Sürekli bip bip öten bir telefonun “beni kucağına al, benimle ilgilen” diye mızmızlanan bir çocuktan farkı yok. Bırakın takılsın olduğu yerde. Siz işinize odaklanın.

3. Fiziksel Olarak Uzaklaşın
Bir odada oturun, telefonu diğer odada bırakın. Yürüyüşe çıkın, onu evde bırakın. Yapabilirsiniz. Size güveniyorum. Güç içinizde:)
4. Sizi Pişmanlığa Sürükleyecek Uygulamaları Silin
Oyunlar. O küçük oyunlar o kadar tehlikeli ki! Zamanınızı su gibi içer, farkında olmazsınız. Oyunları kaldırın. Hatta çok sık kullanmadığınız halde mağaza mağaza ürün gezdiğiniz alışveriş uygulamalarını da. İhtiyacınız olduğunda tarayıcıdan ya da bilgisayarınızdan açabilirsiniz.
5. Yeni Bir Alışkanlık Edinin
Çok basit. Kızım elimde her oturduğumda telefon görmesin dedim. Geçen kış elime her oturduğumda kitap almaya karar verdim. Okulda çalışıyor olmama rağmen bu kararla bir ayda 3 kitap bitirdim. Bir eskiz defteri alıp çizim de yapabilirsiniz. Ellerinizle bir kazak da örebilirsiniz. Ya da sadece oturup dinlenebilir ve kendinizi dinleyebilirsiniz.

6. Telefonunuza Sarılmayacağınız Bir Yaşam Yaşamaya Çalışın
Evet Korona sürecinde sevdiğimiz, bizi heyecanlandıran pek çok şeyden ayrı kaldık. Dostlarla buluşmayı bırakın, bazen bir doğa yürüyüşü bile lüks haline geldi. Ama artık temkinli de olsa bir normalleşme sürecine girdik. Belki de yaşamımızın bir zamanlar sıkıldığımız yönlerinin bile ne kadar değerli olduğuna dair farklı iç görüler kazandık. Şimdi yeni bir şey öğrenmek, belki sanatsal bir üretimde bulunmak, kendimize yaşamımız ya da kariyerimizle ilgili yeni hedefler koymak için fırsatımız olabilir. Ya da özlediğimiz bir dostla yüz yüze bir kahve içip gerçek kahkahalar atmak için. Sizin zamanınız (yani yaşamınız), telefon ekranına boş boş bakarak geçiremeyeceğiniz kadar kıymetli. Bunun farkına varın.