Güncelleme Tarihi: 8 Ekim 2023
Convivialite kavramını bundan aylar önce tanımlamış, bu yaşam tarzının hayatımıza ne denli keyfi katabileceğinden bahsetmiştik. Peki, convivialist olmak için nasıl davranmak gerekir? Bu, doğuştan gelen bir yetenek mi yoksa sonradan edinilebilir mi? Hayattan keyif almanın, yaşadığınız anın tadını çıkarmanın özel bir formülü var mı? Tabii ki tüm bu sorulara çok keskin ve net cevaplar vermek mümkün değil. Ancak gelin, convivialist yaşam biçimini hayatımıza entegre edebilmek için yapabileceklerimize bir göz atalım. İşte karşınızda 5 adımda convivialist olmanın yolları…
Gözlemleyin ve İlham Alın!
Çoğu zaman mutlu olmak ya da yaşamdan keyif almak için aradığımız motivasyon, aslında çok yakınımızda duruyor. Hayatın koşuşturmacasında zaman zaman bu gerçekliği kaçırsak da aslında birazcık dikkatli bakmamız yeterli olabilir. O halde tarih boyunca ortaya çıkan pek çok ‘iyi’ şeyin arkasında yatan o büyülü kavrama odaklanmamız gerekli: İlham!
Doğadan, arkadaşlarınızdan, ailenizden ya da idollerinizden… Kimden ilham aldığınız önemsiz… Tek yapmanız gereken çevrenizle etkileşiminizi yüksek bir farkındalık seviyesinde tutmak. Çoğunlukla görüp önemsemediğiniz basit olgularda bile ne denli büyük anlamlar yüklü olduğunu fark ettiğinizde, yaşamınızdaki her anın değerini çok daha iyi anlayacağınıza eminiz.
Keyfini Çıkarın!
Anksiyete, çağımızın vebası… Tabii ki yarını düşünmeyin, hiçbir şeyi dert etmeyin demiyoruz ancak son zamanlarda oldukça popüler hale gelen şu sözü arada bir hatırlamaktan da zarar gelmez: “Yarın yok, dün yok, bugün var!”
Bazı araştırmalara göre gelecek kavramının farkında olan tek canlının insanlar olduğu iddia ediliyor. Yani “Yarın ne yapacağım?” diye düşünüp dertlenen tek canlı türü bizler olabiliriz. Tabii ki bu gerçeklik, medeniyetimizin gelişmesinde son derece etkili. Ancak dürüst olmak gerekirse aynı zamanda birazcık da yorucu değil mi? Convivialist yaşam tarzına sahip bir insan olmak istiyorsanız özellikle hayatınızın en keyifli anlarında ‘geçmiş’ ve ‘gelecek’ tedirginliklerini birazcık nadasa bırakmayı başarmalısınız. Klişeleşmiş “Carpe Diem” (Anı Yaşa) yaklaşımı, belki de boşuna klişeleşmemiştir…
Duyarlı Davranın!
Şimdi aktaracağımız önerinin bir öncekiyle çeliştiğini düşünebilirsiniz. “Hem duyarlı davranıp hem nasıl anı yaşayacağım?” soruları kafanızı kurcalamaya başladıysa size sihirli formülü iletiyoruz: Duyarlılığı içselleştirmek!
Doğaya duyarlı, başkalarına duyarlı ya da kendi geleceğimize duyarlı… Tüm bunlar, aslında birbirinden farklı gibi görünen ancak biri, diğerini mutlaka yanında taşıyan kavramlar. Convivialist yaşam tarzı, her şeyin ötesinde yaşamdan keyif almayı ve bu keyif alma halini sürdürülebilir kılmayı hedefliyor. Yalnızca tüketmek ve “yarınlar yokmuşçasına” bugünün keyfini çıkarmak, sürdürülebilir değil. Peki, hem anı yaşayıp hem de bir yandan nasıl “yarınları gözeterek” hareket edeceğiz? Tabii ki sürdürülebilirlik bakış açısını hayatımızın merkezine koyarak… Bu yaklaşımı geliştirdiğinizde yaşamın her alanındaki duyarlılıkların zaten size iyi geldiğini ve bir tedirginlik nedeni olmaktan uzaklaştığını fark edeceksiniz.
Paylaşın!
Sıra, convivialite kavramının en önemli ayaklarından birini oluşturan davranışa geldi bile… Paylaşmak, convivialist yaşam tarzını bu denli keyifli kılan en önemli unsurların başında geliyor. Sosyalleşmenin önemi, dijital çağın oluşturduğu izolasyon ile her geçen gün daha fazla ortaya çıkıyor. İşte convivialist yaşam tarzı, tam bu noktada sevdiklerinizle geçirdiğiniz keyifli anların önemine vurgu yapıyor.
Mutluluğunuzu, heyecanlarınızı, coşkunuzu ve hatta bazen hüzünlerinizi paylaşmak, kendimiz için yapabileceğimiz en faydalı terapilerden bir tanesi. Sizi klişe sözlerden sıkmak istemeyiz ancak Platon’un “İnsan, sosyal bir hayvandır.” önermesi tam da bu söylediklerimizi destekliyor.
Tekrarlayın!
“Nasıl convivialist olunur?” sorusunu yanıtlarken verdiğimiz cevapların her biri, aslında bir diğeriyle bağlantılı. İlham almak, keyfini çıkarmak, paylaşmak ve tüm bunları yaparken duyarlı bir davranış biçimi benimsemek, nihayetinde aynı davranışı tekrarlayabilme şansını doğuracak. O halde, neden bunu yapmayalım?
Yazının başında da aktardığımız gibi convivialite, yalnızca bir deneyim değil aynı zamanda bir yaşam biçimi. Bu yaşam biçimini içselleştirmek ve hayatın her alanında refleksif bir şekilde sürdürebilmek içinse aynı döngüyü birkaç kez tekrarlamak gerekiyor. Tüm alışkanlıklarda olduğu gibi; bir süre sonra convivialist yaşam tarzını farkında dahi olmadan hayatınıza adapte ettiğinizi fark edeceksiniz.
