Sanal Dünya Metaverse’te Sanat ve Sanatçı

Sanal Dünya Metaverse’te Sanat ve Sanatçı

Metaverse kavramını son zamanlarda oldukça sık duymaya başladık. Sanal dünyalara açılan kapı olarak bizleri karşılayan metaverse, üzerine yalnızca bizlerin değil büyük markaların da oldukça meraklı olduğu bir kavram. Facebook gibi dünya devi bir sosyal medya platformu, metaverse projesine on bin kişilik yeni çalışan alarak 10 milyar dolar yatırım gerçekleştirmiş üstüne de ismini Meta olarak değiştirmişti. Bunun yanında Gucci, Louis Vuitton, Balenciaga gibi birçok büyük moda markası da bu teknolojiye oldukça meraklı. Peki, tüm bu markaların milyonlarca dolar yatırım yaparak üzerine proje geliştirdiği metaverse neden bu kadar önemli? 

Nedir Bu Metaverse? 

Sanal Dünya Metaverse’te Sanat ve Sanatçı
Fotoğraf: Unsplash | Lucrezia Carnelos

Metaverse, aslında kendini tanımlayan bir kavram. Meta, Yunanca kökenli “Sonra” ve “Ötesi” anlamına gelir. Verse ise “evren” anlamına gelen Universe’ün kısaltmasıdır. Bu iki kavramın birleşmesi ile “öte evren” veya “evrenin sonraki aşaması” anlamlarını taşımakta olan metaverse kavramı, “gerçeğin sanala olan yolculuğu” olarak tanımlanabilir. 

Metaverse kavramının ilk kullanımı 1992 yapımı “Snow Crash” adlı bir bilim kurgu filminde gerçekleşmişti. Sanal alanda insanların programlanabilir avatarlar olarak etkileşim halinde oldukları sanal dünyayı konu alan film, metaverse kavramının doğumuna sebep oldu.

Metaverse’ün gerçeğin sanala olan yolculuğu olduğundan bahsetmiştik. Bu amacı gerçekleştirmek için metaverse içerisinde birçok teknolojiyi barındırıyor. Örneğin kişilere gerçek dünyadaki yaşamış olduğu deneyimleri sanal dünyada da yaşatabilmek için artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik teknolojileri kullanılıyor. Ancak metaverse’ü özel kılan bu sanal dünya içerisinde güvenli bir finans sistemi yaratan Blockchain teknolojisi.

Blockchain teknolojisi, bilgilerin merkeziyetsiz bir ağ üzerinde bir daha silinmemek üzere işlenmesine olanak tanıyarak yapılan işlemlerin güvenliğini sağlar. Özellikle blockchain teknolojisi ile geliştirilen NFT’ler bu merkeziyetsiz sanal dünyalarda önemli bir yere sahiptir. Bu sanal dünyalarda NFT’lerin görevi satın almış olduğunuz varlıkların size ait olduğunu göstermektir. Örneğin metaverse’te bir araba, kıyafet vs. aldığınızda bu varlıklar birer NFT şeklinde var olurlar.

Sanat ve Sanatçı için Özgür Bir Dünya

Sanal Dünya Metaverse’te Sanat ve Sanatçı
Fotoğraf: Richard Horvath

Sanat, yaratıcılığın ve hayal gücünün dışavurumudur. Yaratıcılık ve hayal gücü sınırsız kavramlar olduğundan, sanatın icra edileceği evrenin de sınırlara tabi olmaması gerekir. Bu da fikirlerin, duyguların, hayallerin sınırlara tabi olduğu bu dünyanın sanat için yeterli olmadığını bizlere gösteriyor.

Metaverse sanatçıya, tek sınırın hayal gücü olduğu bir evrene yolculuk imkanını sağlıyor. Bu sanal evrenlerde sanatın sınırlamalara tabi olmadan özgürce icra edilebilmesinin yanı sıra, sanatçıyı da bu anlamda üretmeye teşvik ediyor. Bu noktada akıllara internet üzerinde icra edilen dijital sanatın gelmesi mümkün. Peki metaverse’te üretilen sanatın, internet üzerinde üretilen dijital sanattan farkı ne?

İnternet üzerinde bir sanatçı üretmiş olduğu eseri yayınladığında, bu sanat eseri korsan olarak kopyalanabileceği gibi ürünün kime ait olduğunun ispatı da oldukça zor olur. Bu durum, sanatçının eser üretmeye devam etmesi önünde büyük bir engeldir. Ancak blockchain teknolojisiyle entegre çalışan metaverse’te sanatçının üretmiş olduğu eser NFT şeklinde oluşarak, sanatçıya ait olduğunu belirten kodlar bir daha silinmemek üzere blockchain ağı üzerine işlenir. NFT ile metaverse’te sergilenen bu eserler benzersiz kodlara sahiptir bu nedenle kimse tarafından kopyalanamazlar. Bu şekilde sanatçı her zaman emeğinin karşılığını alır ve sanat icra etmek için gerekli motivasyonu sağlamış olur.

Moda, kimileri tarafından sanat olarak kabul edilmese de önemli bir kesim tarafından insanların estetik algısına hitap etmek üzere duyguların madde ile harmanlanarak çeşitli kıyafetlerin üretilmesi ve bunların sergi yerine insanların üzerinde sergilenmesini bir sanat icraatı olarak görülebileceği düşünülüyor.

Özellikle birçok moda markası metaverse için oldukça meraklı bir tutum sergiliyor. Son zamanlarda ünlü markaların defilelerini dahi metaverse evrenlerinde yapması buna bir örnek olarak gösterilebilir. Peki, bu markalar için metaverse neden bu kadar önemli?

Ulaşılabilir

Birçok marka üretmiş olduğu eserleri kullanıcı ile buluşturmayı ister. Bunun için dünyanın birçok yerlerinden modacılar, sanatçılar ve bu alanda tanınmış birçok kişi davet edilir. Bunun yerine herkesin her yerden ulaşabileceği ve sergilenen ürünleri ayrıntılı olarak inceleyebileceği ve gerçek dünyadaki tecrübelerini metaverse’te deneyimleyebilmek mümkün.

Sürdürülebilir 

Moda endüstrisindeki üretim süreçleri oldukça fazla olumsuz etkiye sahip. Bu durumun giderek insanlar tarafından anlaşılması ile birlikte metaverse evrenlerinin artırılmış gerçeklik ve sanal gerçekliği harmanlayarak sunmuş olduğu gerçekçi deneyim, bu olumsuz etkileri sınırlandırabilir.

Metaverse’ün bu alanda sürdürülebilirliğe bir başka katkısı giysilerin dijital olarak üretilmesinin, fiziksel giysi üretimine göre % 97 daha az CO2 salınımı gerçekleştirmesi. Giysilerin dijital olarak üretilmesi ortalama 3300 litre su tasarrufu sağlıyor. Ayrıca fiziksel ürünler yerine dijital ürünlerin kullanılması, tasarım ve geliştirme aşamalarındaki karbon ayak izlerini %30 oranında azaltabiliyor.

Son olarak…

Metaverse, her ne kadar birçok faydayı beraberinde getirse de bu faydalar daha tam anlamıyla kanıtlanmış değil. Metaverse’ün sanata ve sanatçıya sağladığı özgür düşünce ve uygulama alanı inanılmaz ancak sosyal medya başlarda nasıl denetimsiz kalarak birçok zarara sebep olduysa metaverse’ün de oldukça fazla düzenlemeye ihtiyacı var.

Moda konusunda giyimin dijitalleşmesi ile birlikte büyük oranda enerji ve su tasarrufu sağlandığı da göz ardı edilmemeli ancak koku ve dokunma gibi duyularınızdan vazgeçtiğiniz bu sanal alemlerde şirketler tarafından ne gibi verilerinizin işleneceğini de tahmin etmek oldukça zor. Bu nedenle birer kullanıcı olarak oldukça dikkatli olmak gerek.

Son olarak The Matrix filminden alınan bu replik mevcut durumu oldukça güzel özetliyor:

+ Gerçeği” nasıl tanımlarsın?

– Eğer, hissedebildiğin koklayıp, tadıp, görebildiğin şeylerden söz ediyorsan “gerçek”, beyne iletilen elektrik sinyallerinin yorumlanmasıdır. 

 Kapak Fotoğrafı: Barbora Dostálová