Salgın Sürecinde Çalışma Hayatına Son Verenlerin %80’i Kadın!

Güncelleme Tarihi: 2 Ekim 2021

Pandemi döneminde iş alışkanlıkları da diğer her şey gibi değişti ve dönüştü. Yeni düzene uyum sağlamak gerekliliği kimi şirketler tarafından kolayca kabul edilirken kimileri tarafından bir süre reddedildi. Tüm bu süreçte, bir şirketi ayakta tutan parçanın -çalışan verimliliğinin- mevcut koşullardan nasıl etkilendiği hakkında ilgili kişiler tarafından birtakım çalışmalar yürütülmeye başlandı. Yine bu süreçte, Great Place to Work tarafından iş deneyimine dair bir çalışma yapıldı ve yapılan çalışmanın sonucunda oldukça çarpıcı bir gerçek somut verilerle ortaya konuldu: Salgın döneminde, çalışan annelerin kendilerini tükenmiş hissetme ihtimali, çalışan babalara göre %28 daha fazla!

Great Place to Work Nedir?

Great Place to Work, otuz yılı aşkın süredir şirketlerin geliştirilmesi, şirket içi verimliliğin sağlanması, iş deneyiminin daha iyi hâle getirilmesi için çalışan ve şirketlerin büyümeye yönelik çalışmalarına öncülük eden ve onlara gerekli konularda danışmanlık sağlayan bir kuruluştur. Bugün 109 farklı ülkede danışmanlık faaliyetlerini sürdüren Great Place to Work, otuz yıldır en iyi işverenleri belirlemekte ve elde edilen bu verileri kamuoyu ile paylaşmaktadır. İlgili araştırmalar, Great Place to Work tarafından dünya çapında yürütülmektedir. 

Çalışanlar Salgın Döneminden Nasıl Etkilendi?

Pandemi sürecinden herkesin olumsuz etkilendiği aşikâr fakat yapılan çalışmalar açıkça gösteriyor ki kadınlar mevcut çalışma hayatı koşullarından erkeklere göre çok daha negatif yönde etkileniyor. Bunun en büyük sebebiyse pandemi döneminde şirketlerin, çocuk bakımı konusunda çalışanlarını desteklememeleri. Sorumlulukların üst üste bindiği ve kişi üzerine binen yükün gittikçe arttığı bu dönemde, işten ayrılan veya ayrılmak zorunda bırakılan büyük çoğunluğun %80 gibi bir oranla kadınlar olduğu yapılan araştırmalarla ortaya konuyor. Yine araştırmanın bir sonucu olarak araştırmaya katılan kadın çalışanların çeyreği, pandemi nedeniyle daha az stresli bir işte çalışmayı istiyor ya da iş dünyasından tamamen çekilmeyi düşünüyor.

Doğru Stratejiyle Gelişen Şirketler, Çalışma Ortamı İçindeki Verimliliği Artırmak İçin Neler Yapıyor?

Çalışanlarına, mevcut koşullara uygun bir çalışma ortamı yaratan şirketlerin bu dönemde bile büyümeyi yakaladığı ve sürekli olarak geliştiği görülüyor. Çalışanına değer veren ve onlara yatırım yapmaktan çekinmeyen şirketler, yüksek inovasyon ve çalışma verimliliği sağladıklarından, Great Place to Work iş deneyimi raporuna göre beş buçuk kat daha fazla gelir elde ediyor. Yani sürekliliğin ve sürdürülebilirliğin ancak “çalışan güvenine ve faydasına” yatırım yapmakla elde edilebileceğini fark eden şirketler -dönem koşulları ne olursa olsun- düşüş yaşanabilecek bir dönemde bile değer kazanıyor.

Stres Olmadan Çalışılan Bir İş Yeri Çalışanın Şirkete Bağlılığını Artırıyor

Great Place to Work Türkiye Genel Müdürü Eyüp Toprak, çalışan ebeveynlerin tükenmişlik ve stres duygularından uzakta, kendilerini daha “rahat” hissettikleri bir kurumda çalıştıklarında, bu kurumu başkalarına tavsiye etme oranlarının otuz beş kat arttığını belirtiyor. Tavsiye etme oranından belki de daha önemli bir kriter olan “çalışan sürdürülebilirliğinin” oldukça mühim olduğu bugünlerde, şirketlerin kişilere “saygılı” politikalar uygulamaları da onları işe bağlayan en önemli unsur oluyor. Çalışanın ebeveynlik hakkını destekleyici ve kişisel haklarına saygılı bir şirket politikası izlendiğinde, kişilerin şirkete olan bağlılıklarının 20 kat arttığı da gözlemleniyor. Güçlü kurum kültürüne sahip şirketlerde çalışan ebeveynler, şirketleri hakkında memnuniyetlerini dile getiriyor ve bu ebeveynlerin, %94’ünün şirketlerinden övgüyle bahsettiği de biliniyor. 

Tüm bu “beğenilme ve övgü” süreçlerinde aslında büyük rol oynayansa şirketlerin, ilgili gelişim programlarına katılıyor olmaları. Bu bağlamda; Great Place to Work sertifikasyon programına katılan şirketlerin, çalışan potansiyelini maksimize ettikleri ve bunun da çalışanların, şirketlerine karşı aidiyet duygusunun arttırdığı biliniyor. Yani, çalışan-işveren memnuniyet grafiğinde, şirketlerin çalışanlarına yaptığı “yatırım” grafiğin doğru orantılı yükselişe geçmesinde en büyük rolü oynuyor!