Kezban Arca Batıbeki’nin güncel sergisi Pulp Fiction 3, Cue Art Space organizasyonu ve Grohe Türkiye desteği ile Yapı Kredi Bomontiada’da 31 Mayıs 2022 tarihine kadar görülebilecek.
Geçtiğimiz günlerde Martch Art Project’te sergilenen Devoye sergisi üzerine konuşmuştuk. Bu konuşma, bizleri görüntü üzerine düşündüğümüz bir kanaldan bedenin, -bilhassa ‘’kadına ait olan’’ bedenin- politik kavranışına götürmüştü. Kezban Arca Batıbeki’nin son sergisi olan Pulp Fiction 3, bizlere beden nosyonu üzerine başka bir noktadan eğilme şansı tanıyor.
Bir Kültür Nesnesi Olarak Kadın
Fotoğraf: M. Emir Dereci
Batıbeki’nin kadını; yalnızca bedeniyle değil, tabiri caizse bütün varlığı ile eril kültür tekelinde eriyen bir tasarım olarak karşımıza çıkıyor. Müzelerde, ucuz romanlarda, gazetelerde, sokakta ve dilde… Her yerde yoksayılmış kişiliği, zihni ve özneliği ile basit bir popüler tüketim objesi, sadece çekici ve kışkırtıcı bir beden olarak sürekli yeniden ve yeniden üretilen bir kadın…
‘’Kadın’’ kelimesini tekil olarak kullanmama sanatçının ‘’tektipleştirme’’ mefhumuna yönelik iki düzlemli son derece zeki yaklaşımının sebep olduğunu söyleyebilirim. Sergide kadın imajının, tek bir kadın figürü üzerinden vücut bulduğunu görüyoruz. Bu tektipleştirilmiş kadın imgesi, ataerkil düzen içerisinde ‘’görünür’’ olan bütün kadınların buluştuğu kavramsal bir kadın yaratıyor. Bunu, tektipleştirerek yaratılan zengin bir üst kimlik algısı gibi de düşünebiliriz.
Fakat sanatçı, tektipleştirmenin ikinci boyutunda eril olan için bambaşka bir yapı inşa ediyor. Eserlerdeki erkek figürleri, tıpkı gazetelerdeki erotik kadın resimleri gibi gözleri bantlı bir şekilde sergileniyor. Bu esprili gönderme ile beraber eril olanın tektipleştirilmesi, bir tür kimliksizlik algısı yaratmış oluyor.
Neler Var?
Fotoğraf: M. Emir Dereci
Sergide; orijinal ucuz roman kapaklarının manipüle edildiği pek çok eserin yanı sıra My Girl is in Kitchen ve It’s Your Turn Bitch başlıklı iki NFT çalışmasına, levha formundaki yerleştirmelere, Derya Yücel imzalı Ağır Romanlara Dair Ucuz Bir Hikaye başlıklı bir metne, bu metne göz kırpan bir tablo ikilisine ve iki neon çalışmasına rastlıyoruz.
Bu sergide Kezban Arca Batıbeki’nin üretimindeki bir yenilik olarak tanıştığımız neon ışıklar; iliştikleri kitap kapaklarının üzerinde yalnızca nostaljik bir haz uyandırmakla kalmıyor, bu sayede anlatılmak istenen çok daha görünür ve çarpıcı bir hal alıyor.
Fotoğraf: M. Emir Dereci
Aynı neon ışıklarını, Abanoz Sokağı adlı çalışmada da görüyoruz. Bu işi diğerlerinden ayrı bir yere koymak hevesindeyim. Çünkü eserde Reşad Ekrem Koçu’nun kaleme aldığı İstanbul Ansiklopedisi kitabındaki Abanoz Sokağı bölümünün üzerine çalışılmış. Kadınların seks işçisi olarak çalışması ile meşhur olan bu sokak üzerinden üretmek, meseleye tarihsel ve sosyolojik bir boyut kazandırıyor kanaatindeyim.
Ayrıca kullanılan kitap kapakları, sanatçının eşi ile beraber uzun yıllardır sürdürdüğü Pulp Fiction kitap koleksiyonundan seçilmiş.

Kapak Fotoğrafı: My Girl is in Kitchen, Kezban Arca Batıbeki