Güncelleme Tarihi: 18 Ağustos 2023
Bir sinema filmini bir sanat eserine dönüştüren sizce nedir? Ya da soruyu şöyle soralım; sizce sinema sanat mıdır?
20. yüzyılın sonlarından beri sinema sektörü ‘yedinci sanat’ adıyla anılıyor. Ancak bu sav aslında biraz tartışmalı. Sinemanın sadece ticari kaygılarla yapıldığını ve böylesine kolektif bir çalışma sonucu ortaya çıkan bir yapımın sanat eseri olarak değerlendirilemeyeceğini söyleyenlerin sayısı da hiç azımsanmayacak düzeyde. Bu polemiğin derinlerine inme gibi bir niyetimiz yok. Yalnızca şundan oldukça eminiz ki dünyaca ünlü bazı yönetmenler olmasaydı sinema bir “sanat adayı” bile sayılamayacaktı.
Biz de bu fikirden hareketle ekim ayından itibaren PlumeMag olarak “Efsane Yönetmenler” serisine başlamaya karar verdik. İlk konuğumuz ise özellikle 20. yüzyılın sonlarında Hollywood sinemasında tartışmasız bir devrim yaratan Quentin Tarantino.
Kimdir Bu Quentin Tarantino?
İsminden de hemen anlaşılacağı üzere Tarantino’nun kökeni İtalyan topraklarına dayanıyor. Hiç görmediği gerçek babası İtalyan asıllı bir oyuncu ve müzisyen olan Quentin, çocukluğunu yarı İrlandalı yarı kızılderili annesi ve oldukça sıkı bağlar kurduğu ABD’li üvey babasıyla geçirdi. 16 yaşında oyunculuk eğitimi almaya başlayan, 22 yaşındaysa ilk senaryosunu yazan genç Quentin’in yönetmen olmasındaki en büyük adım ise Video Archives adlı bir video kaset dükkanında çalışmasıyla atıldı. Ünlü yönetmen, birçok röportajında video kaset dükkanında çalıştığı dönemlerde hiç durmadan film izlediğini ve bu birikimin yönetmen olmasında kendisine büyük bir katkı sunduğunu belirtiyor.
Tarantino’nun Video Archives isimli dükkandaki macerası yalnızca çok sayıda film izlemesini sağlamakla kalmadı. Ünlü yönetmen, Pulp Fiction’ın senaristleri arasında yer alan Roger Avary ile de bu video kaset dükkanında tanıştı. Gençlik dönemlerinde çok sayıda senaryo yazan Tarantino’nun hayatını değiştiren gelişme ise bir Hollywood partisinde tanıştığı Lawrence Bender sayesinde oldu. Amerikan film yapımcısı Bender, Tarantino’nun hikayelerinden çokça etkilendi ve genç Quentin’i bir soygun filmi yazması konusunda cesaretlendirdi. Bu cesaretlendirme belki de gelmiş geçmiş en çarpıcı soygun filmlerinden biri olan Reservoir Dogs’un ortaya çıkmasını sağladı.
Hollywood’un Kurallarını Değiştiren Adam: Quentin Tarantino
Efsane yönetmenler kategorisinin bize göre en önemli isimlerinden biri olan Tarantino’nun yalnızca 2 adet Oscar ödülü var. Üstelik bu ödüller En İyi Yönetmen kategorisinde değil, En İyi Özgün Senaryo dalında. Ancak Tarantino’yu efsaneleştiren unsur da tam olarak burada ortaya çıkıyor. 1992 yapımı Reservoir Dogs filmiyle başlayan ve 1994 yapımı Pulp Fiction ile zirveye ulaşan Tarantino devrimi, Hollywood’da yepyeni bir sayfanın açılmasını sağladı. Ünlü yönetmen, ilk filminden itibaren klişeleşmiş Hollywood kurallarının dışına çıkmayı kendine adeta şiar edindi. Özellikle Pulp Fiction; kurgusu, senaryosu ve çok sayıda klasikleşmiş sahnesiyle Hollywood sinemasında radikal bir değişimin öncüsü oldu.
Tarantino filmleri, genellikle şiddet sahneleriyle tanınsa da ünlü yönetmenin Amerikan sinemasında yarattığı radikal değişimi yalnızca şiddet içerikli sekanslara bağlamak büyük bir haksızlık olur. Kronolojik yapıyı gözardı eden olay örgüsü, Tarantino’nun ana akım sinemasına getirdiği yeniliklerden en önemlisidir. Ayrıca sıkılmaya pek de gelemeyen Amerikan seyircisini çok uzun fakat bir o kadar da gerçek diyalog sahneleriyle ekrana kilitlediğini de unutmamak gerekir.
En Önemli Quentin Tarantino Filmleri
Reservoir Dogs (1992) | IMDB: 8,3
Quentin Tarantino’nun Hollywood sahnesine ilk çıkışı 1992 yapımı Reservoir Dogs ile gerçekleşti. Ünlü yönetmenin hem senaryosunu yazdığı hem de yönetmenliğini üstlendiği yapımda Michael Madsen, Harvey Keitel, Tim Roth ve Steve Buscemi gibi ünlü yıldızlar rol aldı. Çekilmiş en iyi soygun filmlerinden biri olarak kabul edilen Reservoir Dogs, Tarantino’nun gerilim sahneleri yaratmaktaki ustalığını gözler önüne seren ilk örneklerden bir tanesi.
Pulp Fiction (1994) | IMDB: 8,9
Kimilerine göre 90’lı yılların en iyi filmi, kimilerine göreyse tüm zamanların en iyi filmlerinden biri… Reservoir Dogs ile yakaladığı başarının ardından Quentin Tarantino ününü tüm dünyaya duyurmayı başaran Pulp Fiction’a imza attı. Birçok sinema eleştirmeni tarafından Tarantino’nun başyapıtı olarak değerlendirilen Ucuz Roman, Tarantino ve Roger Avary’e En İyi Özgün Senaryo dalında bir Oscar da kazandırdı.
Kill Bill: Vol. 1 (2003) | IMDB: 8,1
ABD’li yönetmenin oldukça ses getirmesini sağlayan yapımlardan bir tanesi de Kill Bill serisi. Kill Bill: Vol.1 ve Kill Bill Vol. 2 isimli iki filmden oluşan hikayede Uma Thurman başrolü üstlendi. Daha önce alışık olmadığımız bir kadın kahraman yaratan ve intikam duygusunu oldukça çarpıcı şekilde işleyen Tarantino’nun serinin devamı olan Kill Bill Vol. 3’ü de yakın zamanda seyircilerle buluşturması bekleniyor.
Inglorious Basterds (2009) | IMDB: 8,3
Hollywood’un işlemeyi oldukça sevdiği konulardan biri olan Nazi Almanyası, 2009 yılında Tarantino’nun yorumuyla daha önce hiç görülmemiş bir şekilde seyircilerle buluştu. Tarihi adeta yeniden yazan ve milyonlarca insanın katili Adolf Hitler’i belki de çok daha hak ettiği bir sonla buluşturan Tarantino, bu filminde Brad Pitt, Eli Roth, Diane Kruger gibi yıldızlarla çalıştı. Ancak Soysuzlar Çetesi dendiğinde ilk akla gelen hiç şüphesiz Hans Landa karakterine hayat veren Christoph Waltz’ın oyunculuğu oluyor. Inglorious Basterds filmindeki performansıyla En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Oscar kazanan Waltz, bu yapımla birlikte Hollywood’un gözde oyuncularından biri haline geldi.
Filmin sonunda Brad Pitt’in canlandırdığı Aldo Raine karakterinin “I think this might just be my masterpiece.” (Sanırım bu benim başyapıtım olabilir) repliği, Inglorious Basterds’in Tarantino için ne kadar özel bir yeri olduğunu gözler önüne seriyor.
Django: Unchained (2012) | IMDB: 8,4
Üzerine çok fazla düşünülmüş ve işlenmiş konuları bambaşka bakış açılarıyla beyaz perdeye yansıtmak, Tarantino’nun alametifarikalarından bir tanesi. 2012 yapımı Django: Unchained filminde de Western türünü siyahi bir kölenin gözünden yorumlayan ünlü yönetmen, yine muhteşem bir yapım ortaya koydu. Inglorious Basterds ile tanıştığı Christoph Waltz ve Jamie Foxx’a başrolleri paylaştıran Tarantino, tıpkı Kill Bill’de olduğu gibi intikam duygusunu yine çok farklı ve çarpıcı bir şekilde işledi.
Diğer Tarantino Filmleri
- Jackie Brown (1997) | IMDB: 7,5
- Kill Bill Vol. 2 (2004) | IMDB: 8,0
- Death Proof (2007) | IMDB: 7,0
- The Hateful Eight (2015) | IMDB: 7,8
- Once Upon A Time In Hollywood (2019) | IMDB: 7,6
Quentin Tarantino Hakkında İlginç Bilgiler
- Quentin Tarantino’nun ilk filmi aslında Reservoir Dogs değil. 1987 yılında My Best Friend’s Birthday isimli bir filme imza atan ünlü yönetmenin bu yapımı bir yangında zarar görmüş ve yalnızca 35 dakikalık bölümü kurtarılabilmiş. Kurtarılan bölümü internetteki çeşitli platformlardan izleyebilirsiniz.
- Quentin Tarantino dendiğinde ilk akla gelenlerden biri de ünlü yönetmenin ayak fetişisti olması. Neredeyse her filminde çok sayıda yakın çekim ayak sahnesine yer veren Tarantino, bu konudaki ilgisini hiçbir zaman saklama gereği duymadı.
- Tarantino filmlerinde sıklıkla rastlanan sahnelerden biri de Meksika Açmazı olarak adlandırılan durumdur. Reservoir Dogs, Inglorious Basterds gibi yapımlarda Tarantino, karakterlerin birbirlerine aynı anda silah çektiği ve çözülemeyen bir gerilimin oluştuğu bu sahnelere yer vermiştir.
- Quentin Tarantino, hem kendi filmleri arasında hem de eski klasiklere yönelik olarak “selam çakma” eylemini sıklıkla gerçekleştiren yönetmenlerden biridir. Pulp Fiction da dahil olmak üzere birçok filmdeki kült sahne, birbirleriyle bağlantılı detaylar içerir.
- Kendi filmlerinde oynayan yönetmenler dendiğinde akla ilk olarak büyük usta Alfred Hitchcock gelse de Quentin Tarantino da bu konuda oldukça istikrarlıdır. Reservoir Dogs filminde Mr. White isimli bir soyguncuyu, Pulp Fiction’da Jimmie isimli bir karakteri, Inglorious Basterds’ta ise çok kısa süreliğine görünen bir Nazi askerini canlandıran Tarantino, neredeyse bütün filmlerinde beyazperdede görünmeyi adet edinmiştir.