Bir “İstanbul Sinema Müzesi” İncelemesi

Bir “İstanbul Sinema Müzesi” İncelemesi

Güncelleme Tarihi: 2 Ekim 2021

İstanbul Sinema Müzesi, bu yılın başında restorasyonu tamamlanan Atlas Sineması ile beraber kapılarını ziyarete açtı. Tarihi Atlas Pasajı’nın içinde bulunan müze, her manada göz doldurucu.

Atlas Sineması ve Pasaj

Atlas Pasajı, İstiklal Caddesi üzerinde yer tarihi pasajlardan birisi. Büyük Beyoğlu Yangını’ndan sonra 1877 yılında iş insanı Agop Köçeyan tarafından köşk olarak inşa edilmiş. Daha sonra mimarisinde değişikliğe gidilerek köşk, pasaj kısmıyla birleştirilmiş ve aslında kabaca bugünkü son şeklini almış. 1932 yılından sonra da bir dizi onarımdan geçen pasaj, o günden sonra hep kullanılacağı şekliyle sanat ve eğlence için bir cazibe noktası haline getirilmiş. 1948 yılında yaklaşık iki bin kişilik kapasitesi ve ihtişamıyla Atlas Sineması açılmış. Takip eden iki yıl içerisinde de Muhsin Ertuğrul tarafından yapılan Küçük Sahne Tiyatrosu hizmet vermeye başlamış. Bina, bugüne kadar pek çok kez el değiştirmiş ve fakat ne mutlu ki tabiatı da fıtratı da hiç değişmemiş.

İstanbul Sinema Müzesi, Türkiye’nin en geniş çaplı sinema müzesi olarak sinemaseverlerle buluştu ve bu konuda ülkemizdeki çok büyük bir açığı da kapatmış oldu. Ne yalan söyleyeyim, görene kadar basit bir “hatıra deposu” ile karşılaşacağımı zannettiğim müze beni fazlasıyla utandırdı. Öyle ki 4 katlı bu büyük yapı; teknik, içerik ve görsel açıdan dünyadaki meşhur örneklerine kıyasla hiç geri kalır cinsten değil. Türkiye’nin bir restorasyon faciaları ülkesi olduğu göz önünde bulundurulursa -uzmanı değilim elbet- yapılan onarımı fazlasıyla beğendim. Hatta bana kalırsa müze, sadece büyük salonun tavanını seyretmek için bile ziyaret edilebilir.

Müzede Neler Var?

İstanbul Sinema Müzesi

Fotoğraf: M. Emir Dereci

İstanbul Sinema Müzesi’nin Türk ve dünya sineması tarihine ışık tutan oldukça geniş bir koleksiyonu var. 18. yüzyıla ait hareketli oyuncaklardan sinemanın kırılma noktası olarak bilinen büyülü fenerlere ve sinemanın altın çağından bugüne çok geniş bir spektrum bizleri sinemanın büyülü dünyasına davet ediyor.

Müzede farklı dönemlere damga vurmuş kameralar, dünya sahnesinde boy gösteren filmlerin ülkemize getirdiği ödüller, Türk sinemasındaki ikonik karakterlere ait orijinal kostümler, Yeşilçam’dan çağdaş Türk sinemasına film sektörüne hizmet etmiş pek çok önemli yönetmen için ayrılan köşeler, belgeler, evraklar, afişler ve daha nicesi kalıcı olarak sergileniyor. Ayrıca müzede şu sıralar devam etmekte olan “Osmanlı’da Sinematografın Yolculuğu (1895-1923)” isimli; meddah, orta oyunu ve tuluat sanatçılarının oluşturduğu kültürün zamanla sinematograftan dijitale doğru ilerleyen yolculuğunun anlatıldığı süreli bir özel sergi de mevcut.

Müze ile ilgili kesinlikle değinmek istediğim iki konu daha var. Bunlardan ilki, faydalanılan teknolojik imkanların müze deneyimine sunduğu büyük katkı diyebilirim. Öyle ki sesli anlatım imkanları, filmler hakkında detaylı bilgiye ulaşabileceğiniz bilgisayar destekli bir masa, hologramlar ve artırılmış gerçeklik gibi teknolojik nimetler akıllıca kullanılmış. 

Müzede ‘’Yeşilçam Telefonda’’ isimli oldukça dikkat çekici bir bölüm daha var. Burada bulunan ekranların önünde çevirmeli telefonlar duruyor. Ahizeyi kaldırdığınız anda karşınızdaki ekranda Türk sinemasından unutulmaz bir telefonla konuşma sahnesi beliriyor ve ahizeden replikleri dinleyebiliyorsunuz.

İstanbul Sinema Müzesi

Fotoğraf: M. Emir Dereci

Ziyaretçilerin kullanımına açılmış yeşil perde ve montaj odası ile aynı zamanda ilgilileri ve öğrenciler için eğitsel bir alan işlevinde olan müze; hafta içi 11:00-18:00, cumartesi günleri ise 11:00-17:00 saatleri arasında açık. Tam bilet 30 TL ve indirimli bilet 15 TL olarak fiyatlandırılmış.

Kapak Fotoğrafı: M. Emir Dereci