En Zorlu Ortamlarda Hayatta Kalabilen 5 Canlı

En Zorlu Ortamlarda Hayatta Kalabilen 5 Canlı

Güncelleme Tarihi: 11 Ocak 2023

Birileri gezegenimize dışarıdan bakacak olsa büyük ihtimalle onu, “yaşamla dolup taşan küçük mavi gezegen” diyerek tanımlardı. Yaşam denilen kavram öylesine inatçı ki gezegenimizde bulunmadığı yerleri tespit etmek bile neredeyse imkansız. Fakat biz insanların sistematik bir şekilde gezegendeki yaşamı katletmesi devam ediyor. Hepimiz, eğer dünyada nükleer savaş yaşanırsa dünyanın yeni hakimlerinin atom bombasından bile sağ çıkmayı başarabilen hamam böcekleri olacağı hikayesini duyduk. İnsanlığın ürettiği en yok edici güçten bile sağ çıkmayı başarabilen yaşam, ne kadar ileri gidebilir? Okyanusların en derin çukurundan uzay boşluğuna, volkanlardan kutuplara, işte en zorlu ortamlarda hayatta kalabilen beş canlı…

Salyangoz Balığı – Mariana Çukuru

Salyangoz balığı

Görsel: sci-news.com

Bilimsel adı Pseudoliparis Swirei olan bu balık türünün salyangoz balığı ailesinin bir ferdi olduğu düşünülüyor. Dünyanın en derin noktası olarak bilinen Mariana Çukuru’nun ışığın dahi ulaşmadığı derinliklerinde yaşayan bu balık, en derinde yaşayabilen balık olma unvanını elinde bulunduruyor. Bu küçük dostumuz, deniz seviyesinden tam tamına 6 bin ila 8 bin metre aşağıda yaşıyor. Bu balığı özel yapan ise olağanüstü basınçlara dayanabilen anatomisi. Salyangoz Balığı’nın yaşadığı derinliklerde basınç 108 megapaskal seviyelerine ulaşıyor. Bu, 100 kilogramlık 10.000 tane insanın üstünüze çıkmasıyla eş değer.

Halofiller – Yellowstone Yanardağı

Halofiller

Görsel: Wikimedia Commons

En zorlu ortamlarda hayatta kalabilen canlılar dediğimizde mutlaka hepiniz mikroskop altındakilere bakacağımızı fark etmiştir. Halofiller olarak adlandırılan mikroorganizmalar, dünyadaki herhangi bir hücrenin barınamayacağı tuz seviyesine sahip yerlerde yaşayabiliyor. Tuz gölleri gibi ekstrem tuz seviyesine sahip yerlerde yaşayabildikleri gibi hidrotermal bacalarda ve Yellowstone gibi aktif yanardağlarda hayatta kalabiliyorlar. Hatta Jüpiter’in uydusu Europa’nın yer altı tuzlu su kaynaklarında halofiller benzeri canlıların yaşayabileceğine dair teoriler bile mevcut. 

Tardigradlar – Uzay Boşluğu

tardigrad

Görsel: Goldstein Lab

Su ayısı olarak da adlandırılan bu sevimli mikroskobik canlı, dünyanın en dayanıklı hayvanı olarak biliniyor. Uzay boşluğunda hayatta kalabiliyorlar, -272  °C soğuğa ve 150 °C aşan sıcaklıklara dayanabiliyorlar. Yağmur ormanlarından dağların en yüksek doruklarına, kutuplardan okyanuslara neredeyse her yerde yaşayabiliyorlar. 

2007 yılında yapılan bir fırlatmada tardigradlar, uzay boşluğuna ve kozmik radyasyona maruz bırakıldı. Araştırmacılar tardigradların %60’ının yaşadığını ve 5000 ila 6200 Gy seviyesindeki radyasyona dayanabildiklerini keşfetti. Daha anlaşılır olması için örnek verirsek 10 Gy seviyesinde radyasyona maruz kalmanız sizin için ölümcül sonuçlar doğurabilir. Özellikle genetik mühendisliğinin yakından incelediği tardigradların DNA’ları, günümüzde ilaç sektörüne ışık tutuyor. 

Ağaç Kurbağaları – Kanada

Ağaç kurbağası

Görsel: Wikimedia Commons

Kanada’nın acımasız soğuklarında minnacık bir kurbağa nasıl hayatta kalabilir ki? Akarsuları donduran, en güçlü hayvanları dahi sığınaklara tıkan kış mevsimine karşı bu tatlı dostlarımız muhteşem bir adaptasyon göstermiş. Bilimsel adı Lithobates sylvaticus olarak da bilinen ağaç kurbağaları, kış geldiği zaman tam anlamıyla donuyorlar. Bir kış uykusu türü olarak nitelendirilen bu biyolojik mucize, yaşamın sınırları konusunda insanlığı hayrete düşürüyor. Kanı dahi donan kurbağa, soğuğun önemli iç organlarına ulaşmasını engelleyen, glikoz üretimi ile sağlanan antifiriz sistemine sahip. Kış geçip bahar geldiğinde aynı bir buz gibi çözülen kurbağa, sanki hiçbir şey olmamış gibi hoplamaya zıplamaya devam ediyor. 

Himalaya Zıplayan Örümceği – Everest Dağı

Himalaya zıplayan örümceği

Görsel: Wikimedia Commons

Eminim hiçbirimiz örümcekleri zorlu koşullar altında hayal etmemiştir. Dünyadaki tüm türlerin %78’ini oluşturan eklem bacaklılar ailesine mensup olan Himalaya Zıplayan Örümceği, ilk olarak 1924 yılında Everest Dağı’nın eteklerinde keşfedildi. O dönemde 1200 metre yükseklikte yaşayabiliyor olması dahi İngiliz kaşif Richard Hingston’ı hayrete düşürmüştü. Daha sonraları anlaşıldı ki 5000 ila 6500 metre yüksekte dahi yaşayabiliyordu! Oldukça küçük boyutlara sahip olan Himalaya Zıplayan Örümceği, genellikle soğuktan korunmak ve yiyecek bulmak için kayaların arasına saklanıyor, yine kendisi kadar dayanıklı bazı sinek türleriyle besleniyor.

Kapak Fotoğrafı: Pxhere Commons