2023 Yılı Türkiye’nin Kadın Girişimcisi: Ayla Müstecaplıoğlu

2023 Yılı Türkiye’nin Kadın Girişimcisi: Ayla Müstecaplıoğlu

Güncelleme Tarihi: 12 Eylül 2023

Türkiye’deki kadın girişimcilere yönelik çeşitli destek çalışmaları yürüten Garanti BBVA, 2006 yılından bugüne kesintisiz bir şekilde her yıl Türkiye’nin Kadın Girişimcisi yarışmasını düzenliyor. Geçtiğimiz sene 16. kez düzenlenen yarışmanın proje ortakları ise KAGİDER ve Ekonomist Dergisi’ydi. Farklı alanlarda birbirinden başarılı çok sayıda kadın girişimcinin yer aldığı yarışmanın sonuçları ise haziran ayında açıklandı. Biz de bu aydan itibaren PlumeMag’de, dört farklı kategoride ödüllerin verildiği organizasyonda finale kalan katılımcılar ile röportajlar gerçekleştirecek ve başarılı girişimcilerin hem hayat hikayelerini hem de marka serüvenlerini öğreneceğiz.

Röportaj serimizin ilk konuğu, 16. Türkiye’nin Kadın Girişimcisi yarışmasında büyük ödüle uzanan Ayla Müstecaplıoğlu… Bireysel ihtiyaçlarından yola çıkarak 2011 yılında kurduğu Mamajoo markası ile bebek ürünleri alanında faaliyet gösteren Müstecaplıoğlu, yalnızca üretici olmanın yanında ihracat ve inovasyon alanlarında da çalışmalar gerçekleştiriyor. 

Lafı daha fazla uzatmadan sizi Ayla Müstecaplıoğlu ve Mamajoo markasının hikayesiyle baş başa bırakıyoruz. Keyifli okumalar…

“Kaliteli ürünler üreten bir Türk markasının eksikliğini görüyordum.”

2023 Yılı Türkiye’nin Kadın Girişimcisi: Ayla Müstecaplıoğlu

Mamajoo markası nasıl doğdu?

İlk oğlum doğduğunda yurt dışında gördüğüm kaliteli bebek ürünlerinin Türkiye’deki eksikliği dikkatimi çekti ve 1994 yılında Avrupa’nın tanınmış oto koltuğu ve bebek arabası markalarının Türkiye temsilciliklerini alarak ticari faaliyete başladım. Daha sonra bebek beslenmesi ve bakımı alanında başka markaların da temsilciliklerini üstlenerek şirketi büyüttük. 

İthalatçı olarak uzun seneler çalıştıktan sonra artık sektörde üretici olmanın zamanı geldiğine inanarak ürün tasarım çalışmalarına ve yatırımlara başladık. 2011 yılında premium bebek beslenme ve bakım markası olarak Mamajoo markasını yarattık. Kuruluşumuzun hemen ardından bebekler beslenirken gaz oluşumunu engelleyen Türkiye’nin ilk anti-kolik valf sistemli biberonunu üretmeye başladık.  

Bir süre bebek ürünleri sektöründe ithalatçı olarak faaliyet gösterdikten sonra üretici ve hatta ihracatçı olmaya karar verdiniz… Bu kararı almanızı sağlayan süreçten bahsedebilir misiniz?

İthalatçı olarak uzun yıllar faaliyet gösterdikten sonra üretim yapmaya karar verdim çünkü zaten aklımda ve hedefimde üretim yapmak vardı. İthal ürünlerin hakim olduğu bebek ürünleri sektöründe kaliteli ürünler üreten bir Türk markasının eksikliğini görüyordum. O yıllarda ithalatçısı olduğumuz bir marka ile iş birliğimiz sona erince de yeni bir markanın ürünlerini ithal etmek yerine kendi markamı yaratıp üretim yapmaya karar verdim. 

İthalatçı ve distribütör olarak edindiğim tecrübe ile sektör ve ürün bilgisini kendi markamı yaratıp üretimle sürdürmek için harekete geçtim. Türkiye’de ilk kez ithal markalarla rekabet edecek kalitede ürünler üreten premium bir bebek beslenme markası yaratmak için çalışmalara başladım. 

Diğer markalarda gördüğümüz eksiklikleri nasıl kapatabiliriz, tüketicinin ihtiyacını karşılayacak, kolaylık sağlayacak en doğru ürünleri nasıl üretebiliriz diye uzun süreli ar-ge ve tasarım süreçlerinden sonra da Mamajoo markasını yarattık. 

Tabii ki başlarda çok zorlandık… Diğer markaların geniş ürün gamıyla kapladıkları reyonlarda biz iki biberon ve dört biberon emziği ile çok zayıf kalıyorduk. Tüketiciler bizi tanıdıkça, ürünlerimizin kalitesini anladıkça satışlarımız artmaya başladı ve ürün gamımızı genişletmemiz daha kolaylaştı. 

“Her zaman yapılmayan ne yapabiliriz diye düşünerek adım attık.”

Mamajoo markası altında yalnızca piyasada halihazırda var olan ürünleri üretmekle kalmıyor aynı zamanda bu alanda inovatif çalışmalar da gerçekleştiriyorsunuz. Sizce yenilikçi yaklaşım, bir girişimin başarıya ulaşmasında ne kadar etkili?

Bir marka olarak başarıya ulaşmak için benzer ürünlerin arasından sıyrılıp, farklı olmak ve yenilikleri takip etmek zorundasınız. Çünkü ancak o zaman taklitçi değil yenilikçi bir marka olabilirsiniz. 

Biz, hiçbir zaman başka markalarda gördüğümüz ürünleri bizde de olsun diye düşünüp üretmedik. Her zaman o ürünümüzle tüketiciye nasıl fayda sağlayabiliriz, hayatlarını nasıl daha kolaylaştırabiliriz ve farklı, yapılmayan ne yapabiliriz diye düşünerek adım attık. 

Tüketici dostu yüksek kaliteli ürünler ve çevre dostu üretim teknolojisi hem müşterilerimizin hem de tüketicilerimizin güvenini sağlamamızda etkili olduğuna inanıyorum. Bence “Mamajoo üretmişse kalitelidir.” güvenine ve başarıya ulaşmamızda en büyük etkenler bunlar.  

Bebek ürünleri özelinde değerlendirirsek Türkiye’de ve dünyada sürdürülebilirlik ne durumda?

Sürdürülebilirlik, her sektörde olduğu gibi bebek ürünlerinde de dünyada her geçen gün daha fazla dikkate alınan bir yaklaşım. Türkiye’de ise ancak dünyayı takip edebilen vizyon sahibi markaların dikkat ettiği bir konu. 

Mamajoo markası olarak biz, kurulduğumuz yıldan itibaren tüm üretim süreçleri ve ambalaj çözümlerimizde sürdürülebilirlik konusunu ön planda tuttuk. Örnekler vermem gerekirse; yıllar önce henüz ilk ürünümüz olan biberon emziklerimizi sektörümüzde bir ilk olarak sıfır atık ham madde üretim teknolojisi ile ürettik. Yine ürünlerimizi saklama kutularında ambalajlayarak çöpe atılacak ambalajlar yerine çevre ve tüketici dostu ambalaj çözümü sunduk. Zaten tüm ambalajlarımızda geri dönüşümlü malzemeler kullanarak doğaya zarar verilmesini önlemeye çalışıyoruz. 

Yine Türkiye’de üretilen ilk ve tek elektronik göğüs pompası olan göğüs pompalarımızı doğaya zarar veren piller kullanmadan USB ile de çalışabilir olarak ürettik. Ayrıca pompalarımızda disposable (tek kullanımlık) poşetler yerine çok kullanımlı anne sütü saklama kapları kullanarak tüketicilerimizi de bilinçlendirmeye çalışıyoruz. 

Bunların yanı sıra yeşil enerji konusunda araştırmalarımızı başlattık ve uygulamaya geçmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz.

“Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması, Oscar ödülü değerinde…”

Garanti BBVA’nın 16 yıldır düzenlediği Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’nda büyük ödülü kazandınız. Birbirinden değerli girişimlerin yarıştığı bir platformda bu ödüle uzanmak nasıl bir duygu? Yarışma süreci size neler kattı?

Kadın girişimciler için Oscar ödülü değerinde olduğunu düşündüğüm bu yarışmaya daha önce de üç kez katılmış ve finale kalmıştım; ancak çok değerli işler yapan ve kazanmayı çok hak eden isimler ödülün sahibi olmuştu. Hem yarışmacılar hem de jüride çok değerli isimler vardı. Onları tanımak ve onların beni tanıması bence çok büyük bir kazanç. 

Bu yıl ödüle layık görülmek benim için çok daha anlamlı ve değerli oldu. Çok mücadeleci, sabırlı ve çalışkan bir insanım. Bu özelliklerimin şu an bulunduğum yerde olmamın en önemli nedeni olduğunu düşünüyorum. Kazanamadığımda vazgeçebilirdim ama yılmadım, başarmak için de bu gerekli. Sonunda bu hayalim gerçekleştiği için çok mutlu ve gururluyum.

Mamajoo’nun gelecek hedefi nedir?

Ben her zaman tüm Türkiye’nin gurur duyacağı işler yapıp buna uygun ürünler üretmek isterim çünkü aynı zamanda ülkemizi de temsil ettiğimizi düşünüyorum. Bunu gerçekleştirdikçe hem ülkeme hizmet etmenin gururunu yaşıyorum hem de kişisel olarak mutluluğum artıyor.

Mamajoo markası ve ürünlerinin hem ülkemizde hem de dünyada kalitesi ile daha çok tanınarak en çok tercih edilen marka olduğunu görmek en büyük hayalim… Gerek vizyonumuz ve bilgimiz, gerekse üretim kapasitemiz ve teknolojimiz, bu hedef için hiçbir global markadan eksik değil. Özellikle son iki yıldır bir yandan daha fazla tanıtıma ve ihracata ağırlık verirken bir yandan da şirket organizasyonunu buna göre geliştiriyorum. 

Önümüzdeki süreçte de farklı ve yenilikçi ürünler tasarlamaya devam etmek, üretimde makine ve teknolojinin yanında çoğunluğu kadın olan çalışanlarımın sayısını da artırarak hem istihdam hem de ekonomik anlamda değer katmaya devam etmek istiyorum. Bu şekilde hedeflerimize ve daha büyük başarılara da ulaşacağımıza eminim…