Güncelleme Tarihi: 2 Haziran 2022
Bugün sizleri yakın siyasi tarihimizin en önemli olaylarından birine şahitlik etmiş bir yere götürmek istiyorum. Yakın zamanda tartışmalı bir şekilde ziyarete açılan yepyeni görünümü ve ismiyle ‘’Demokrasi ve Özgürlükler Adası’’. Yahut daha aşina olduğumuz şekliyle söylemek gerekirse Yassıada…
Yassıada’nın Tarihçesi
İstanbul’un güneydoğusunda adeta şehrin boynuna iliştirilmiş bir gerdanlık gibi sıralanan Prens Adaları’ndan biri olan Yassıada, dördüncü jeolojik zamanın başlarında bir çöküntü ile Kocaeli Yarımadası’ndan kopan kara parçalarından biri.
Yaklaşık bir milyon yıl orada sessiz sedasız ve isimsiz bir şekilde duran adaya, ilk olarak Antik Çağ metinlerinde rastlıyoruz. Fakat ne yazık ki arkeolojik çalışmaların yetersizliği yüzünden Hristiyanlık öncesi dönemle ilgili herhangi bir kalıntıya sahip değiliz. 9. yüzyılda Aziz Ignatius’un inşa ettirdiği manastırla beraber ada, yeniden tarih sahnesine dönüyor. 12. yüzyılda kayda geçen belgelere dayanarak bu dönemde de adadaki manastır ve kilisenin aktif olarak kullanıldığını biliyoruz. İstanbul’un fethiyle üzerindeki ilgiyi kaybedecek olan ada, bu zamana kadar bir inziva ve sürgün yeri olarak kullanılmaya devam ediyor. Daha sonra ise 1857 yılında İngiliz elçisi Sir Henry Bulwer tarafından satın alınıyor ve üzerine bugün de hala adada olan bir şato inşa ediliyor. Düzenlenen eğlencelerle beraber ömrünün en şaşaalı yıllarını yaşayan Yassıada; önce Mısır Hidivi İsmail Paşa, daha sonra ise 1947 yılında Deniz Kuvvetleri tarafından satın alınıyor.
1993’te kısa bir süreliğine İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesine devredilen ada, 1995’ten beri yalnız başına orada duruyordu.
Ta ki 2015’e kadar…
“Yaslı”ada
27 Mayıs 1960 darbesinden sonra dönemin cumhurbaşkanı Celal Bayar ve başbakanı Adnan Menderes ile beraber tutuklanan Demokrat Parti yetkilileri, davaların da görüleceği Yassıada’ya hapsediliyor. Demokrasi tarihimizde bir leke olarak duran bu olay neticesinde ada, halk arasında ‘’Yaslıada’’ olarak da anılmaya başlıyor.
Cunta mahkemesince çok hızlı ve pek de hukuki olmayan yargılamalar sonucu, bugün hala tartışılan oldukça ilginç davalardan suçlu bulunan Adnan Menderes, Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu, İmralı Adası’nda idam ediliyorlar.
Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu’nun idamı, bu yazının yayınlanacağı gün olan 16 Eylül 1961 tarihinde, eski başbakan Adnan Menderes’in idamı ise yarın 60. yıl dönümü idrak edilecek olan 17 Eylül 1961 tarihinde gerçekleşiyor.
Demokrasi ve Özgürlükler Adası
Fotoğraf: Selma Sabanoğlu
2015 yılında temel atma töreni gerçekleştirilen Demokrasi ve Özgürlükler Adası, turistik bir cazibe merkezi olma iddiasıyla yakın zamanda ziyarete açıldı. Fakat ne yazık ki tüm bunlar bir dizi tartışmanın gölgesinde gerçekleşti. Çünkü adanın bu yeni statüsüne pek çok farklı sebeple karşı çıkan insanlar da mevcut.
Adanın sahip olduğu tarihi ve arkeolojik değerlerin fiziki yapılaşmayla tahrip edildiğini düşünenlerin yanı sıra kesinlikle ıssız kalmasını ve bu şekilde adanın sahip olduğu fazlasıyla kıymetli ekolojik yapının korunmasını isteyenler de var. Adnan Menderes’in hatırasının turistik bir imaja indirgenmesinden rahatsız olanlar da cabası.
Bir dönem, NTV’de Oğuz Haksever’in haberi sunduğu sırada mikrofonunun açık olduğunu unutarak ‘’Neresi yaslı be, canına okumuşsun!’’ sözleriyle eleştirmesi ile de gündeme gelen adanın, maliyetinden tutun adadaki otelin oda fiyatlarına kadar her şey tartışmalara sebep oldu. Fakat öyle ya da böyle ada nihayetinde tamamlandı.
Adanın bu yeni düzeninde iki adet müze, açık hava sergi alanı, kongre merkezi, cami, meydan ve otelin yanı sıra çeşitli anıtlar ve heykeller yer alıyor. Müzelerin oldukça bilgilendirici ve güzel olduğunu da belirtmek isterim. Aynı zamanda adanın %60’ının peyzaj alanı olarak ayrıldığı ve 40.000’e yakın yeni ağaç ve bitki dikilirken adadaki mevcut nitelikli ağaçların ve tescilli yapıların da korunduğu iddia ediliyor. Artık buna inanıp inanmamak da size kalmış.
Her sabah Kadıköy’deki İDO iskelesinden saat 10.00’da kalkan tekne, akşam 16.00’da adadan ayrılıyor. Bilet fiyatları ise yetişkinler için 50 TL, 65 yaş üstü ziyaretçiler ve öğrenciler için ise 25 TL olarak belirlenmiş.
Kapak Fotoğrafı: Selma Sabanoğlu