Home by Omar Baban kategorisinde sürdürdüğümüz Evlerinize İyi Bakın serisinde bu hafta, Gaye Çevikel’in evine konuk oluyoruz. Çevikel’e ev kavramının onun için ne ifade ettiğini, kendi evinin dekorasyonunda nelere dikkat ettiğini ve çok daha fazlasını sorduk.
Kurduğu Gaia&Gino markası ile Türkiye’den çıkan ilk global tasarım markasının kurucusu unvanına sahip olan Gaye Çevikel’in evinde ilk göz çarpan, duvar rengi gibi mekansal detayların ve mobilyaların evdeki objeleri ön plana çıkaracak şekilde düşünülmüş olması.
Gaia&Gino’nun imzası olan nazar boncuklu ve renkli cam tasarımların yanı sıra markanın kimliğinde olan renkli tasarımlar da minimal mimari dokunun içinde baharda açan çiçekler gibi insanın ruhunu okşuyor.
Senin için ev ne ifade ediyor?
Ev bir yere ait olma duygusunu veriyor bana. Nerede bir ev kurarsam oraya ait hissediyorum.
Küçüklüğünden beri kaç ev değiştirdin?
17 ev değiştirdim.
Yaşam alanlarının ruh dünyamızla, modumuzla ilişkisi hakkında ne düşünyorsun?
Yaşam alanlarının düzenli olması, benim ruhumun da huzur içinde olması demek. Eğer düzen yoksa ve çok fazla eşya varsa ben sinirli ve çekilmez biri haline geliyorum. Benim için az eşya ve full düzen olmak zorunda.
Anne ve babanın eve bakışları nasıldı?
Babam mimar oldugu için biz evlerimize hep mimari açıdan baktık. Annem çok eşya sever, babam az eşya severdi. İkisi arasında kalarak büyüdük. Ancak babamın görüşü ve zevki bana yansıdı.
Peki onları ifade eden mobilya, obje ve ya da bitkiler hangileri senin için?
Babamın çizim kağıtları, cetveli, çizim kalemleri, kendi yaptığı yağlı boya tablolar ve bahçedeki tüm çiçek ve bitkileri- özellikle büyük çam ağacı – onu bana hatırlatır. Anneminse kıymetli Herend takımları, bibloları, bir türlü atamadığı eskiyen tencereleri… Bitki olarak da annemin asma ağacı çok önemlidir.
Renkler ve ışık konusunda ne düşünüyorsun?
Renk, benim için çok önemli. Ancak evde tek rengin hakim olmasını isterim. Ev, aydınlık olmalı; onun için ben her yeri beyaz yaparım, koyu renge tahammülüm yok. Gri, kahverengi ve bej hiç kullanmadığım renkler. Accent olarak rengarenk objeleri çok severim.
Işık ise mutlaka gün ışığı olmalı, beyaz ışığa tahammülüm yok. Evlerimin hepsinde camlar yerden tavana kadar olmak zorunda ve gün ışığı evin her tarafina girmeli. Gece ise çok parlak, aydınlık ışıkları sevmem; hepsi dimmed ve noktasal olmalı. Aslında en sevdiğim mum ışığı ile birleşmesi.
Bitkiler ve çiçekler senin için ne ifade ediyor?
Bitkilere bakamıyorum çünkü sürekli seyahat ediyorum; onun için bitkim çok azdır. Ama bu onları sevmediğim anlamına gelmez. Çiçeklerden; kala, dahlia, lale, şakayık ve ortanca hep olmalı. Çiçek düzenlemesini, kır çiçekleri ile karışmış şekilde ve bir renk uyumu olmadan seviyorum
Asla ayrılamam dediğin bir mobilyan var mı?
Hayır yok. Benim eşyalara bağımlılığım yoktur.
Evinde her gördüğünde iyi ki almışım, iyi ki yapmışım dediğin ne var?
Cam heykel koleksiyonum.
Evine baktığında atamadığın, satamadığın ve onunla ne yapacağını bilemediğin mobilya ya da aksesuarların var mı?
Hayır hiç yok, çünkü az eşya seviyorum ve zamanı dolanı da atarım.
Evinin dekorasyonu mu yoksa kendi giyim kuşamın mı ağır basıyor?
Her ikisi de çok ağır basıyor. Evim ve giyimim beni yansıtıyor sonuçta
