İncilay ve Murat çifti, iki yüksek yaratıcı enerjinin bir araya geldiğinde ortaya çıkacak şahane bir tablonun özel nesneleri adeta. İkisi de son derece ilham verici işlere ve kişiliklere sahip olan bu ikilinin, oğulları ile yaşadıkları evleri de doğal olarak son derece zevkli ve yaratıcı detaylara sahip.
Home by Omar Baban kategorisindeki Evlerinize İyi Bakın serimizde bu hafta, İncilay Işık’a sorularımızı yöneltiyoruz.
Senin için ev ne ifade ediyor?
Oz Büyücüsü’ndeki Dorothy’nin söylediği gibi benim için de “ev gibisi yok”. Dünyanın neresinde olursam olayım, ne yaparsam yapayım hep özlediğim koşarak geri döndüğüm sığınağımdır evim. Eşim, oğlum, köpeğim, kedilerim, bitkilerim ve elbette dostlarımla dolu cennetim.
Küçüklüğünden beri kaç ev değiştirdin?
Çok. Yeni bir yaşam alanı kurma fikri hep çok cazip geldi bana. Tebdil-i mekanda ferahlık olduğunu bizzat deneyimledim. Anne baba evinden çıktıktan sonra önce Paris’te 2 ayrı evde yaşadım. İstanbul’a döndükten sonra Maçka ve Cihangir’de küçücük evlerim oldu. 2001’de eşimle evlendikten sonra ise sırasıyla Nişantaşı, Bağdat Caddesi, Anadolu Hisarı, Yeniköy, İstinye ve Kemerburgaz’da yaşadıktan sonra şimdi Zekeriyaköy’deyiz ama tası tarağı toplayıp Kaş’a yerleşme kararını aldık bile.
Yaşam alanlarının ruh dünyamızla, modumuzla ilişkisi hakkında ne düşünyorsun?
Mekanların da bir ruhu, rengi ve rayihası olduğuna inanırım ben. Yaşadığım mekanları da hep döneminin duygusu ve ihtiyaçlarına göre şekillendirdim. Erken yaşlarımın evleri çok renkli, kalabalık ve gürültülü evlerdi. Oğlum büyürken konforlu ve doğa ile iç içe evler yaptım kendime. Bugün ise dingin, sevdiğim obje ve sanat eserleri ile tamamlanmış mekanların peşindeyim.
Anne ve babanın eve bakışları nasıldı?
Onlar da yaşadıkları evleri çok önemserlerdi. Artık hastalık derecesine vardı diyebileceğimiz düzen ve simetri merakım, annemden miras mesela. Bitkilerimle olan ilişkimi de ona borçluyum. Evle ilgili bir sürü işi kendi kendime yapma (ya da isteyip de yapamama) merakımdan ise babam sorumlu.
Peki onları ifade eden mobilya, obje ve ya da bitkiler hangileri senin için?
Tüm bitkilerde annem var. Büyük ahşap yemek masam ise yemekli misafir ağırlamaya bayılan ve yaşadığı evlerin küçük ya da büyük olmasına aldırmadan 12 kişilik yemek masasından vazgeçmeyen babamı hatırlatır bana.
Renkler ve ışık konusunda ne düşünüyorsun?
Çok yeni ev kurdum ve her yeni evde baktığım ilk şey hep evin ışığı oldu. Gün ışığından bahsediyorum elbette. Bir evin ruhu, ışığından gelir. Ama renk mevzusu öyle değil. Benim için renkler, evin bulunduğu coğrafya, mimari çizgiler ve tabii hikayesine göre değişiklik gösterdi hep.
Bitkiler ve çiçekler senin için ne ifade ediyor?
Bütün evlerimin vazgeçilmezi oldu bitkiler ve tabii ki bitkilerin istediği yaşam koşulları öncelikli oldu seçimlerimde. Son 25 yıldır İstanbul’da yaşadığım için bu şehre has kokuların peşinden gittim. Şu anda bahçemde; erguvan, manolya, mor salkım (Halide Edip Adıvar’ın “Mor Salkımlı Ev”ini okuduğumdan beri aklımdaydı) ve yasemin yetiştiriyorum. İstanbul ile ilgisi olmasa da bir de kaktüs merakı hasıl oldu bende. Birkaç tane kaktüsü istediğim gibi büyüttüm şükür.
Asla ayrılamam dediğin bir mobilyan var mı?
Yemek masamı çok seviyorum ama asla ayrılmam biraz fazla iddialı bir cümle benim için. Değiştirip dönüştürmeyi severim. Vaktiyle yemek masası olan bir mobilya, bizimle geçirdiği ömrünün bir kısmını orta sehpa olarak sürdürdü. Sonra eşim tuvale çevirdi masayı. Şimdi bu evdeki en sevdiğim sanat eseri (Vampire Mickey Mouse) olarak hayatına devam ediyor. Şu anki yemek masasının başına da ilerde ne gelir bilemiyorum.
Evinde her gördüğünde iyi ki almışım, iyi ki yapmışım dediğin ne var?
Yıllar içinde biriktirdiğimiz sanat eserleri… Burhan Uygur’un, Ayla Turan’ın, Mehmet Sinan Kuran’ın, Cawian’ın ve tabii Murat Işık’ın işleri gibi…
Evine baktığında atamadığın, satamadığın ve onunla ne yapacağını bilemediğin mobilya ya da aksesuarların var mı?
Yok, daha önce de söylediğim gibi bizde her şey değişir dönüşür.
Evinin dekorasyonu mu yoksa kendi giyim kuşamın mı ağır basıyor?
Bugün bu soruya cevabım evimin dekorasyonu olacak. Ama 15 yıl önce sorsaydınız bu soruyu giyim kuşam diye cevap verirdim. Sürdürülebilirlik endişesi keşke daha önce girseymiş hayatımıza.
