Ramazan Can’dan Ne Yerdeyim Ne Gökte Sergisi

Ramazan Can’dan Ne Yerdeyim Ne Gökte Sergisi

Güncelleme Tarihi: 12 Eylül 2021

Ramazan Can’ın ‘’Ne Yerdeyim Ne Gökte’’ adlı kişisel sergisi, 9 Eylül – 18 Kasım 2021 tarihleri arasında Anna Laudel’in Kazancı Yokuşu’ndaki yeni mekanında seyircisiyle buluşacak.

Sanatçının son 7 yıl içerisindeki üretimine odaklanan ve Anna Laudel’in iki katına yayılmış olan sergi, 2018 yılında gerçekleşen ‘’Evvel Zaman İşi’’ sergisinin devamı niteliğinde. Fakat Ramazan Can’ın oldukça tanıdık dünyası, aşina olunabilecek gibi de değil.

1988’de Manisa’da doğan sanatçı, Karakeçili yörüklerinden bir aileye mensup. Eserleri de hem kendi belleğinin hem de kimliksel aidiyet hissettiği kültürün kolektif belleğinin bir tezahürü niteliğinde. Haliyle bütün eserlerinde yörüklük, göç kültürü, Şamanizm gibi ögelerin baskın izlerine şahit oluyoruz. Öyle ki bir çeşit ikona hüviyetinde olan Adem ile Havva çiziminde eşeklere ve otoportrelerinde Nesimi’nin hayatından göndermelere rastlayabiliyoruz. Sanatı çok büyük ölçüde bir ifade yöntemi olarak kabul eden sanatçı, Şamanizm’i ve göçebeliği, sadece tarihsel serüveni içerisinde basit bir fantezi olarak ele almıyor. Bilakis modern insanın güncel problemlerine de politik bakış açıları geliştiriyor.

Gazi Eğitim Enstitüsünde aldığı resmi sanat eğitiminin öğretileri ile bireysel sanat yolculuğunun kazandırdıkları arasında bir tercih yapmaktan kaçınan sanatçı, bir adım daha ileriye giderek bu iki kanalı tek potada eritiyor ve sanatsal üretimine büyük bir ustalıkla yansıtıyor. Bu sayede farklı kaygıları, farklı metot ve materyallerle ifade eden Ramazan Can’ın zihninin içinde bizi kabul ettiği ölçüde seyahat ediyoruz.

Bu seyahat içerisinde Ramazan Can’ın; betonun düşmanca nüfuz ettiği halılarından yüklüklerine, Şaman öğretilerindeki cinlerinden kendi derisinden kurtulursa neye benzeyeceğini tasavvur ettiği otoportrelerine, çizimlerindeki koruyucu ruhları temsil eden hayvan figürlerinden büstlerine kadar pek çok farklı esere rastlıyoruz.

Ramazan Can Ne Yerdeyim Ne Gökte
Ramazan Can’dan Ne Yerdeyim Ne Gökte Sergisi: Evinde Hissetmek X

Disiplinler arası çalışan sanatçının farklı kültürel unsurları heterojen eklentiler halinde bir araya getirdiği işlerinde neon ışıklar da fazlasıyla önemli bir yer tutuyor. Özellikle hazır nesne olan halılarla neon desenler arasındaki geçişler oldukça göz alıcı ve üzerinde tarihsel bir sıçrama imajı taşıyor. Sanırım bu da Ramazan Can’ın işlerindeki dinamizmin asıl kaynağı.

“Ne Yerdeyim Ne Gökte” sergisini gezerken Ramazan Can ile sohbet etme şansı da bulduk. İlginç eserleriyle ön plana çıkan sanatçıya merak ettiklerimizi sorduk…

Ramazan Can’dan Ne Yerdeyim Ne Gökte Sergisi
Ramazan Can ve Bihter Ayyıldız

“Derdi Olmayan Da Sanat Yapabilir…”

İlham kaynaklarınız hep kendi kökünüzden geliyor ve sanatınızda derdinizi anlatıyorsunuz. Şu an sanatın fazlasıyla sorgulandığı bir dönemde yaşıyoruz. Sizce derdi olmayan biri sanat yapabilir mi?

Bence derdi olmayan biri de sanat yapabilir. Herkes benim seçtiğim yolu seçmek zorunda değil. Ben basit olanı tercih ettim. Çünkü kendimle ilgili çalışıyorum. Benim, sizinle ilgili veya hiç görmediğim bir şehir hakkında üretim yapmam çok zor. Mesela Kızılderililer ile ilgili bir üretim yapamam. Çünkü daha önce hiç görmedim. Bence kişilerü kendi hikayelerinden yola çıkarsa daha samimi olur. Bu benim tercihim. Başkalarının ne tercih ettiği çok fazla önemli değil. Onlara bu yolu izlemedikleri için kötü sanatçı demek de yanlış olur. 

Ramazan Can’dan Ne Yerdeyim Ne Gökte Sergisi
Ramazan Can’dan Ne Yerdeyim Ne Gökte Sergisi

Eserlerinizde derisi soyulan insanları, bir geyiğin röntgenini yansıtmışsınız. Aslında bunu biraz fazla duyarlı insanların, karşısındakilerin “içlerini” görerek etraflarında ne olup bittiğinin farkına varıp bu yükle yaşamaktan kurtulma çabası gibi görebilir miyiz?

Çok mantıklı bir yaklaşım. İnsanlar deriden kurtulduğunda, üç aşağı beş yukarı aynı güzellikte ya da aynı çirkinlikte olacak. Kimse “Çok güzel kanlı bir suratı var” cümlesini kurmaz. Herkes temelde aynıdır. 

Ama bazılarına göre asil kan diye bir şey var. Gerçi o bile fiziksel ve metalaştırılmış bir değer. Bu konu hakkında görüşünüz nedir?

Olabilir. Ama o gözle görülebilir mi bilmiyorum. İnsanoğlu sınıflandırmak istiyorsa her şekilde sınıflandırır. 

Ramazan Can'dan Ne Yerdeyim Ne Gökte
Ramazan Can’dan Ne Yerdeyim Ne Gökte Sergisi

Başladığınız noktadan, yani yörük çadırı ve kilimlerden böyle bir yere ulaşmanız, arada geçen zamanda dünyanın gittiği yönle mi alakalı?

Aslında benim ilk derdim Osmanlı’yla başladı. Ben Osmanlı’nın bu topraklara çok büyük zararlar verdiğini düşünüyorum. 500 yıllık bir boşluk gibi. Baktığımız zaman Osmanlı’nın İstanbul, Bursa, Manisa gibi kentler dışında inşa ettiği başka yapılar bulunmuyor. Anadolu’yu gezdiğimiz zaman ise sıklıkla Selçuklu mimarisine rastlıyoruz. Osmanlı’da cellatlar kafaları kestikleri zaman sıraya dizip poz veriyorlar. Bu günümüzde hala var. Oradan bir çağrışım yakaladım.

Ayrıca yedi büyük Alevi ozanından biri olan Nesimi, derisi yüzülerek idam ediliyor. Alevi mitolojisindeki bir inanışa göre Nesimi’nin derisi yüzüldükten sonra derisini sırtına alıp şehrin yedi kapısından geçtiği rivayet ediliyor. Bu gibi sebeplerle idam meselesini kafaya takmış durumdayım. Aslında yapmaya çalıştığım şey, büyük bir giyotin yapıp, onun çevresine kelleleri yerleştirmekti.

Ramazan Can’dan Ne Yerdeyim Ne Gökte Sergisi
Ramazan Can’dan Ne Yerdeyim Ne Gökte Sergisi

Çok haklısınız. Şu anda fiziksel olarak olmasa da fikirsel olarak idamlara şahit oluyoruz. Sanatınızda okumaya fazlasıyla açık eserler ortaya koyuyorsunuz. Her birey, eserlerinizden farklı çıkarımlar yapabiliyor. Artık televizyon bizi hissizleştirse de sanat işin içine girdiği zaman insan irkilebiliyor. 

Ramazan Can'dan Ne Yerdeyim Ne Gökte Sergisi
Ramazan Can’dan Ne Yerdeyim Ne Gökte Sergisi

Son olarak Abdülcambaz ile ilgili konuşmak istiyorum. “Aslında iki kişi var, o ben değil” diyorsunuz. Fight Club filmindeki gibi aynı bedene hapsolmuş iki zıt kişiliğin kavgası gibi görünüyor. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Evet, çok doğru. O sensin aslında ama kabullenemiyorsun, yine de üretiyorsun. Graffitiye gelecek olursak, yapmak istemesem kesinlikle yapmazdım. Fakat aldığım eğitime bir bağlılığım var. Bir taraftan da daha önce yaptığım eylemler başımı derde sokmuş… Uzun süre boyunca graffiti yapmamakta kararlıydım. Tabii yine bir şekilde çıktık sokağa. Bunda da beraber vakit geçirdiğim arkadaşlarım yanımdaydı. Onlar sadece sokak sanatıyla ilgileniyor. Yani arkadaşlarımın da bu çalışmada etkisi çok büyük. 

 

Röportaj: Bihter Ayyıldız

 

Kapak Fotoğrafı: “Ne Yerdeyim Ne Gökte’’, Ramazan Can.