20. yüzyılın en önemli sanat akımlarından biri olan kübizm, başta resim ve edebiyat olmak üzere çeşitli sanat dallarında büyük etkiler bıraktı. Sıklıkla yaratıcıları arasında olan Pablo Picasso ile birlikte anılan kübizm, emprisyonizme karşı olan duruşu ve özgün tarzı ile modern sanatın ortaya çıkışındaki önemli mihenk taşlarından biri olarak kabul ediliyor. Gelin birlikte 20. yüzyılın başlarına doğru bir yolculuğa çıkalım ve kübizmin doğuşuna tanıklık edelim!
Kübizm Nedir?
Kübizm, 20. yüzyılın başlarında empresyonizme karşı olarak doğan sanat akımıdır. Kübizmin temelleri 1900’lü yılların başında ünlü İspanyol ressam Pablo Picasso ve meslektaşı George Braque tarafından ortaya atıldı. Bu iki isim, kübizmin en büyük temsilcileri arasında gösterilir. Picasso ve Braque ile birlikte zaman geçiren ve Paris’in sanat çevrelerinde adı sıklıkla anılan bir diğer sanatçı olan şair Guillaume Apollinaire, kübizmin resim ile sınırlandırılmaması gerektiğini düşündü ve şiirlerine kübizmi yansıttı. Kübizm, bu sanatçıların çabaları sayesinde kısa sürede başta Fransa olmak üzere diğer ülkelere yayıldı ve 20. yüzyılın önemli sanat akımlarından biri haline geldi. Resim ve edebiyatın dışında mimari, mobilya tasarımı ve heykel gibi diğer sanat alanlarında da kübizm akımı tercih edildi.
Empresyonizm akımının aksine kübizm, duyumlar gibi geçici şeyler yerine kalıcı şeylerin sanat eserlerine aktarılması gerektiğini savunur. Buna göre bir insanın dış görünüşünü tasvir etmek yerine, onun kafasındaki düşünceleri resme yansıtmak gerekir. Kübizm, gerçek dünyanın oldukça karmaşık olmasına dikkat çeker. Gerçek dünyayı eserimize yansıtmak istiyorsak, aynı gündelik yaşantımızda yaptığımız gibi olayları parçalara bölmemiz gerekir. Parçalanan olayları birleştirmek ve bir kurgu ortaya çıkarmak ise, sanatçının duygularına kalır. Analiz-sentez metodu olarak adlandırılan bu yöntemde parçalar, genellikle geometrik şekillerle ifade edilir. Kübizm isminin doğuşu da buradan gelir.
Kübizm Akımı Nasıl Ortaya Çıktı?
“Kübizm ne demek?” sorusuna cevap verebilmek için empresyonizme karşı gelişen tepkiye dikkat çekilmesi gerekir. 19 ve 20. yüzyıl resim dünyasında yaygın sanat akımı haline gelen empresyonizm, doğadaki unsurların sanatçının nezdinde duygusal olarak eserine aktarmasını içerir. Ancak kübizm, gelip geçici duygulara odaklanılmaması gerektiğini savunur. Bunun başlıca nedenleri arasında 20. yüzyılın getirdiği savaşlar ve salgın hastalıkların sanatçıları daha protest ve toplumcu bir bakış açısına yönlendirmesi gösterilebilir.
Kübizmin kurucuları İspanyol ressam Pablo Picasso ve Georges Braque olarak gösterilir. İkili, Paris’te gerçekleştirdikleri sohbetlerde empresyonizme direkt olarak tepki haline gelen bir düşünce üzerinde uzun süre tartışır ve bu düşüncelerini sanatlarına yansıtmaya başlar. Montmartre’da yer alan “Çamaşırhane-Gemi” isimli bir binada şair Apollinaire’in de kendilerine katılmasıyla birlikte yarattıkları akımı sanat çevrelerine yaymaları gerektiğini düşünen üçlü, kısa sürede kübizmin yükselişine şahit olur. Picasso ve Braque gibi isimler için kübizm çizimleri, uzun süre boyunca sanatlarının odak noktası haline gelir.
Bu ünlü sanatçıların yanı sıra şair Max Jacob, Derain, Juan Gris, Van Dongen gibi isimler de kübizm akımından etkilenir ve eserlerine yansıtmaya başlar. Gününün oldukça özgün ve radikal tarzlarından birine sahip olan kübizm, başlangıçta birçok kişi tarafından anlaşılmaz hatta empresyonizme benzer bir şekilde alaya alınır. Hatta kübizm isminin, eserlerde geometrik şekillerin sıklıkla yer alması nedeniyle alaycı bir amaçla takıldığı söylenir. Daha sonraları sanatçıların da bu ismi kabullenmesiyle birlikte kübizm akımı ismi ve teorisiyle birlikte tam anlamıyla doğmuş olur.
Kübizm Akımı Özellikleri
Kısa sürede popüler hale gelen fakat yükselişi gibi bir o kadar da hızlı bir şekilde popülerliğini kaybeden kübizm, teorisi ve anlayışı ile günümüzdeki çoğu modern sanat akımı için temel taşı konumundadır. Kübizmin öğretileri, farklı şekillerde birçok sanatçı tarafından hala takip edilir. Kübizm özellikleri şu şekilde sıralanabilir:
- Geometrik Şekiller: Kübizm, nesneleri geometrik şekillere, özellikle de küplere, küre ve konilere indirgeyerek tasvir etme eğilimindedir. Bu, nesnelerin birçok farklı açıdan görünümlerini bir araya getirerek anlatımı bozar.
- Çoklu Bakış Açıları: Sanatçılar, nesneleri birçok farklı açıdan göstermeyi tercih ederler. Bir tablo veya heykel, aynı anda farklı perspektiflerden izlenen unsurları içerebilir.
- Renk Kullanımı: Kübizm sanat eserleri söz konusu olduğunda genellikle canlı renkler kullanılır, ancak renkler genellikle nesnenin doğal renkleriyle değil, sanatçının duygusal ifadesi veya kompozisyonun güçlendirilmesi amacıyla seçilir.
- Kolaj Teknikleri: Bazı kübizm çizimleri için kolaj tekniklerinin kullanıldığına rastlanabilir. Sanatçılar, farklı malzemeleri bir araya getirerek yeni bir bütün oluştururlar.
- Anlamın Parçalanması: Kübist eserlerde nesnelerin anlamı ve yapısı parçalanır, ardından bu parçalar farklı bir düzenle birleştirilir. Böylece nesnenin iç yapısı ve çeşitli perspektifleri ortaya çıkar.
- Pürizm ve Analitik Kübizm: Kübizm, genellikle iki ana kola ayrılır. Analitik kübizm, nesneleri analiz ederek parçalara ayırırken, pürizm daha sade ve geometrik bir yaklaşımı benimser.
- Resim Alanı: Kübist eserlerde geleneksel perspektif yerine resim alanı ön plandadır. Nesneler, düzlem üzerinde farklı katmanlarda düzenlenir.
Kübizmin temelinde bir meta olarak eşyayı farklı açılardan göstermek, onu parçalara ayırmak ve yeniden birleştirmek yatar. Empresyonizm, genellikle form ve şekle önem vermeyen, duyguları bir “akış” ile yansıtmayı tercih eden bir tarz iken kübizm için önemli olan şey eşyanın geometrik yapısıdır. Bu amaç doğrultusunda yapılması gereken şey ise onu geri plana atmak değil, tam aksine görünen şeklini çok daha fazla parçaya bölmek ve sanatçının anlayışı çerçevesinde yeniden birleştirmektir. Çünkü önemli olan şey öznenin canlandırdığı geçici duygular değil, nesnel ve kalıcı olan kavramların kendisidir.
Kübizm eserleri, klasik akımların aksine çok daha radikal bir yöntem benimsemiş olsa da soyut hale gelmez ve gerçek dünyadan tamamen kendini kesmez. Fakat normal biçimleri farklı bir yorumlama ile parçalar ve her eserde değişen bir doğa ve tema ile yansıtır. Empresyonizmde canlı renklerin kullanılması ve renk geçişleri yaygınken kübizm, her renge yer verir ve keskin biçimler ile öne çıkar. Kübizm, balkonda oturan bir insanı tabloya aktarmaya çalışırken yalnızca insanın dış görünüşünün değil aynı zamanda içinde olup bitenlerin de yansıtılması gerektiğini savunur. İzleyicinin görmediği yerde, balkonun karşısında yaşanan olaylar da resimde yer alabilir. Bacasından dumanlar tüten bir fabrika, sokakta yavaş yavaş yürüyen güzel bir kadın, nefis kokularıyla insanı kendine çeken bir fırın ve çok daha fazlası… Balkondaki insan, seyrettiklerinden ve düşündüklerinden ayrı olarak yansıtılamaz.
Kübizm Örnekleri
Kübizm resimleri ve şiirleri ile öne çıkan bir akımdır. Resim tarafında gitar, mandolin, pipo, palyaçolar, yemiş veya yemişlik gibi birbirinden farklı öznelerin geometrik şekiller ve üç boyutlu bakış açısı ile yansıtıldığı görülebilir. Öte yandan soyut kavramların da nesneleştirilerek heykel veya resim olarak anlatıldığına rastlanabilir. Picasso kübizm resmi için en önemli isimdir. Edebiyatta Apollinaire ve heykelde ise Alexander Archipenko öne çıkar. Kübizm sanatçıları, yalnızca belirli bir metoda bağlı kalmayarak aynı zamanda diğer akımları da eserlerine yansıtmaları ile bilinir.
Les Demoiselles d’Avignon
Kübizm dendiğinde ilk akla gelen tablolardan biridir. Türkçe ismi Avignonlu Kızlar anlamına gelen tablo, Barselona’daki bir genelevdeki beş kadını temsil eder. Eser, daha kübizmin adı dahi koyulmadan önce tabloya aktarılmıştır. Bu yönüyle ilk kübist eserlerden biri olarak kabul edilir. Pablo Picasso’nun bu resmi yapabilmek için yüzlerce eskiz çalışması yaptığı söylenir.
Mandora
Kübizmin bir diğer önemli temsilcisi olan Georges Braque tarafından 1909-1910 yılları arasında tabloya aktarılan eser, ünlü ressamın en iyi çalışmalarından biri olarak gösterilir. Almanya’nın yerel enstrümanlarından Mandora’nın resmedildiği tablo, nesnenin parçalara ayrılarak ressamın zihninde yeniden birleştirilmesi ve yoğun geometrik şekil kullanımı yönüyle kübizmi anlamak için iyi bir örnektir.
Kapak Fotoğrafı: Public Domain Pictures