İstanbul’da Bu Ne Bizantinizm! ve Kültürel Sürdürülebilirlik

İstanbul’da Bu Ne Bizantinizm! ve Kültürel Sürdürülebilirlik

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün Emir Alışık küratörlüğünde hazırladığı İstanbul’da Bu Ne Bizantinizm: Popüler Kültürde Bizans başlıklı sergi, geçtiğimiz yıl 23 Kasım gününde başladı ve 6 Mart 2022 tarihine kadar Pera Müzesi’nde görülebilecek.

İsmini Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun kaleme aldığı romanı Panorama I – II’de geçen bir alıntıdan alan sergi, Bizans mirasının popüler kültür üzerindeki yansımalarına odaklanıyor. Tabii buradaki serzenişin anlamsal katmanlarına yazının devamında tekrar değineceğiz.

Serginin detaylarına geçmeden önce “Bizans” olgusunun belki bir bağlamda ne ifade etmesi gerektiği hakkında olan bir bölüm için sizlere hitap etmek istiyorum;

Romalılar!

Hepimiz; senatoda, kolezyumda veya savaş alanında bir adamın epik bir konuşmadan önce halka hitap etmek için bu şekilde seslendiği o ikonik sahnelere filmlerden alışkınızdır. Sinematografik imge olarak filmde önemli bir yer tutan bu nidayı ayrıca üzerinize alınmanızda aslında tarihsel açıdan hiçbir beis yok!

Roma İmparatorluğu, Augustus’un idari meseleleri belirleyen anayasal reformlarıyla kurulmuş oldu. Yaklaşık üç asır akdeniz bölgesinde hüküm süren imparatorluk, Hristiyanlığı resmi din yapan I. Theodosius’un ölüm tarihi olan M.S. 395 senesinde Doğu ve Batı olarak ikiye ayrıldı. Bu olaydan 75 yıl kadar sonra Batı Roma’nın son imparatoru Romulus Augustus, İtalya’yı yağmalayan Ostrogotlar tarafından tahttan indirilecekti. Batı Roma yanarken bugün Bizans diye anmaya alışkın olduğumuz Doğu Roma İmparatorluğu hüküm sürmeye devam etti. Ta ki 1453 yılına kadar… Tabii burada Bizans isminin Rönesans Avrupası’nın yakıştırdığı bir unvan olduğunun altını çizmekte fayda var. Yani aslında o dönemlerde yaşamış bir vatandaş kendini Bizanslı değil, Romalı olarak tanımlıyordu.

İstanbul’un fethiyle beraber Roma ilhak olmadı. Yalnızca İstanbul’la beraber Türklerin eline geçmiş oldu. Bu, pek çok kıymetli tarihçi için 3. Roma olarak anılan bir dönemin başlangıcıdır. Yani müslüman Roma…

Fatih Sultan Mehmed, tüm dünyada dönemin en önemli aydınlarından biriydi. Klasik Yunancaya son derece hakim ve İtalyanca konuşabiliyordu. Doğu’nun ve Batı’nın ortak münevveri olduğu konusunda kanaat birliği edilen Sultan, pek çok açıdan çok önemli bir entelektüeldi. İstanbul’un fethinden sonra Roma İmparatoru unvanını da kullanmaya başladı. Bu sadece bir unvan eklentisiyle kalmadı elbet.

Kayser-i Rum Sultan Mehmed, Roma hukuk nizamının yaşatılmasını sağladı. Çok kısa bir sürede Roma başkentini imar etti. Osmanlı İmparatorluğu, Roma’nın müesseselerini devralarak kendisini tarihsel bir gerçek olarak Roma İmparatorluğu’nun varisi kıldı.

Kültürel Sürdürülebilirlik

İstanbul’da Bu Ne Bizantinizm! ve Kültürel Sürdürülebilirlik
İstanbul’da Bu Ne Bizantinizm: Popüler Kültürde Bizans

Aslında tüm bunları Bizans’ın bir “öteki” olmadığını göstermek için anlattım diyebilirim. Fakat bizler, gündelik hayatımızda bunun tam tersini öylesine hissederiz ki; Bizans’a karşı bizler… Bizlere karşı onlar… Lakin gerçekler böyle değil. Ayasofya’nın önünden geçerken “Bu, onların.” demeyiz. Çünkü esasen “bizim” de değildir. Sadece orada ve güzeldir. 

Doğu Roma İmparatorluğu, üzerinde yaşadığımız toprakların büyük bir çoğunluğuna hakim olmuş. Yani bu sadece İstanbul’dan ibaret lokal bir mesele değil. Karadeniz’de de Ankara’da da Roma’nın izlerine rastlarız. Bizans, bizi biz yapan öteki değil. Bilakis “biz”’in bir parçası ve hatta ta kendisi. Nitekim biz olmak için bir ötekine de ihtiyacımız yok. Bu tarz zihniyetlerin ortak zihniyetmişçesine yaygınlaşması, bir lokasyondaki kültürel sürdürülebilirliğin önüne ket vuran başlıca sebeplerden biri olarak karşımızda duruyor. Bu köhne bakış yüzünden kültürel varlığımız kesik kesik manzaralardan ibaret.

İstanbul’da Bu Ne Bizantinizm sergisi popüler kültürdeki yansımalarıyla var olan bu potansiyelin bütün baskılamalara rağmen orada bir şekilde kıpırdamaya devam ettiğinin bir kanıtı gibi adeta. Bir kabullenişin, bütünlenişin ve zenginliğin uyanışının önemli bir kilometre taşı olacağını düşündüğüm bu serginin herkesçe görülmesini umuyorum.

Kapak Fotoğrafı: İstanbul’da Bu Ne Bizantinizm Sergisi