İstanbul’un En Görkemli 5 Kasri

İstanbul’un En Görkemli 5 Kasrı

Dünyada tarihi ve kültürel zenginlik denildiğinde belki de çoğu insanın örnek gösterdiği şehirlerden biridir İstanbul… Peki, kaçımız bu şehrin içerisinde geçmişe yolculuk yaptık? Birbirinden etkileyici yapılarla adeta bir açık hava müzesini andıran İstanbul’un görkemli kasırları, şehrin tarihini yansıtıyor. 

İstanbul’daki kasırlar, tarih boyunca farklı dönemlerin izlerini taşıyan ve şehrin sosyal hayatına dair birçok ipucu sunan önemli yapılar olarak günümüze kadar ulaşıyor. Bu yazıda, yapıların tarihi, mimari özellikleri ve kültürel değerleri üzerine bir keşif yapacak ve şehre kattıkları değeri hep birlikte inceleyeceğiz.

Anadolu Yakası’nda Bulunan Kasırlar

İstanbul’un En Görkemli 5 Kasri
Fotoğraf: Tuba Nil Dengiz

Kasırlar hünkârların malı sayılan ve sarayların haricinde inşa edilen, köşkten büyük binalar olarak geçiyor. Biz de sizlere Anadolu Yakasında bulunan birbirinden görkemli iki kasrı paylaşıyoruz. Hazırsanız başlayalım!

Küçüksu Kasrı

İstanbul’un En Görkemli 5 Kasr
Fotoğraf: Tuba Nil Dengiz

Boğaziçi’nde yer alan Küçüksu Kasrı  padişahların biniş kasrı olarak kullanılmış. 

Yapı, 1856 yılında Sultan Abdülmecit tarafından Nigoğos Balyan’a yaptırılmış. 

Bodrumu ile birlikte üç katlı olan yapının bodrum katı mutfak, kiler ve hizmetçi odalarına ayrılmış. Diğer katlarda yer alan her oda da hem hole hem de arkasındaki diğer bir odaya açılacak şekilde tasarlanmış. Bu yapı, diğer kasırlardan farklı olarak yüksek duvarlarla değil, dört yönde kapısı olan ve döküm tekniğiyle yapılmış zarif demir parmaklıklarla çevrilmiş.

Küçüksu Kasrı’nın tavanlarında alçı kabartma ve kalem işi süslemeler kullanılmış. Birbirinden farklı renk ve biçimde, değerli İtalyan mermerleriyle yapılmış şömineler oldukça dikkat çekici bir yapıya sahip. Ayrıca Küçüksu Kasrı; her bir odada ince işçilikli parkeleri, Avrupai tarzdaki mobilyaları, halı ve tablolarıyla eşsiz bir sanat müzesi niteliğinde. Bu yapıda padişahların yanı sıra Atatürk de konaklamış. 

Mecidiye Kasrı

İstanbul’un En Görkemli 5 Kasrı
Fotoğraf: Tuba Nil Dengiz

Batılılaşma döneminin en güzel örneklerinden birisi mermer köşk: Beykoz Mecidiye Kasrı. Öyle ki kasır; denizden başlayarak teraslar halinde yükselen bir peyzajın tepe noktasında ağaçlar arasında konumlandırılmış. Eşsiz bir bahçesi ve boğaz manzarasına sahip… Bahçesinde iç duvarları istiridye kabukları ile bezenmiş “dağ hamamı” olarak anılan küçük bir dinlenme köşkü mevcut. 

Osmanlı’da serdab köşkü geleneği varmış. Meciye Kasrı’da bu geleneğin bir parçası ve 19. yüzyıldaki bir uygulaması niteliğinde… Kasır, ilk yıllarında, sultan tarafından biniş kasrı olarak kullanılsa da sonraki dönemlerde yabancı devlet erkânı ve elçi kabulünde kullanılmış. Geçmişte birçok farklı amaçla kullanılan bu görkemli kasır 2017 yılında müze olarak kullanılmaya başlanmış.

Avrupa Yakası’nda Bulunan Kasırlar

İstanbul’un En Görkemli 5 Kasrı
Fotoğraf: Tuba Nil Dengiz

Tarihteki yerleri ve hikayeleriyle kendisine hayran bırakan kasırlar eşsiz bir peyzaja da sahipler. Şimdi hazırsanız Avrupa Yakası’nda bulunan ve kendisine hayran bırakan bir birinden güzel kasırları geziyoruz. İşte o görkemli yapılar…

Ihlamur Kasrı

İstanbul’un En Görkemli 5 Kasrı
Fotoğraf: Tuba Nil Dengiz

Güzeller güzeli Hasbahçe… Sultan Abdulmecit Nigoğos Balyan’a Ihlamur Mesire’sinde “Merasim Köşkü” ile “Maiyet Köşkü” olarak adlandırılan iki kasır yaptırmış. Bunlardan Merasim Köşkü şu an Ihlamur Kasrı olarak geçen köşk. 

Bu yapı, dikdörtgen ve keşme taştan inşa edilmiş. İçi tasarlanırken şık tavan süslemeleri kullanılmış. İngiltere’den ithal edilmiş porselen şömineler ve çivit renkli cam kapı panelleri sultan ve misafirlerinin kullanımına sunulmuş.

Merasim Köşkü’nün biraz ilerisinde yer alan Maiyet Köşkü ise daha sade olarak tasarlanmış. İki katı olan bu yapıda, giriş cephesinde iki kollu bir merdiven ve girişin ortasında bir hol ve merdivenler ile köşelerde dört adet oda olacak şekilde tasarlanmış.

Şimdilerde ana bina Merasim Köşkü geziliyor. Maiyet Köşkü ise kafe olarak kullanılıyor.

Maslak Kasrı

İstanbul’un En Görkemli 5 Kasrı
Fotoğraf: Tuba Nil Dengiz

Maslak Kasırları; adını, “Maslak” denilen su dağıtım haznelerinden almış. Padişahın yeğeni Şehzade Abdülhamid Efendi, at yetiştiriciliği ve hayvan besiciliği yapıyormuş. Geçen yıllar boyunca çevre arazileri de satın alarak burayı geniş bir çiftlik hâline getirmiş. Bu çiftlik, o dönemde Maslak Çiftlikât-ı Hümâyûnu olarak anılmış. Cumhuriyet döneminde, askerî prevantoryum olarak kullanılmış olan kasırlar, 1984 yılında geçirdiği restorasyonun ardından müze olarak hizmet vermeye başlamış.

Maslak Parkı’nın içinde Sultan II. Mahmud döneminde yapıldığı düşünülen kasırlardan Kasr-ı Hümayun, Mabeyn-i Hümayun, Limonluk, Çadır Köşkü ve Paşalar Dairesi günümüze ulaşmış. Ayrıca birbirinden farklı bitki çeşidinin olduğu büyük bahçesi ve içinde ender tropik bitkilerin yetiştiği serası günümüzde ziyaret edilebilen alanlardan.

Aynalıkavak Kasrı

İstanbul’un En Görkemli 5 Kasrı
Fotoğraf: @istanbul.gezisi

“Lâle Devri” olarak anılan dönemin yaşantısını hatırlatan ve yaklaşık üç yüz yıldır Haliç kıyılarını süsleyen Aynalıkavak Kasrı; Osmanlı Devleti’nin İstanbul’daki dördüncü büyük sarayı ve Sahil Sara’yından günümüze ulaşan tek yapısı. 

Aynalıkavak Kasrı, Bizans döneminde imparatorlara ait bir gezinti ve dinlenme yeriymiş. Bu büyük koruluk, bölgede kurulan Osmanlı tersanesinden dolayı, bahçeleriyle birlikte “Tersane Hasbahçesi” adıyla anılmış. Buradaki ilk yapı çok iyi bir okçu olan ayrıca Hasköy’ün tepesindeki Okmeydanı’nda okçuluk çalışmaları yapan Sultan I. Ahmed için yaptırılmış.

Kasır, eğimli bir zemin üzerinde kara tarafındaki cephesi tek, deniz tarafındaki cephesi iki katlı planlanmış. Yapı, sultanın önemli konuklarını kabul ettiği Dîvanhâne ile üç oda, diğer tarafında giriş sofası ile iki odaya sahip. Dış cephedeki Arz Odası’nın tavan eteğinde Sultan III. Selim’in altın yaldızlı tuğrasına yer verilmiş. 

Pencerelerin üzerinde Yesârîzâde Efendi’nin ta’lîk hat ile yazdığı, Enderûnî Fâzıl Efendi’nin Aynalıkavak Kasrı’nı öven 54 beyiti yerleştirilmiş. Kasırda bulunan Hasoda’da III. Selim’in lirik ve akıcı bestelerini yaptığı sanılıyormuş. Buradaki pencereler üzerinde ise Yesârîzâde’nin ta’lîk hatla yazdığı, Şeyh Galib’in III. Selim’i öven 36 beyitlik şiirine yer verilmiş. 

Aynalıkavak Kasrı, 1975 yılında Millî Saraylar yönetimine geçmiş ve 1984’te müze-saray olarak ziyarete açılmış.

Kapak Fotoğrafı: Tuba Nil Dengiz