Bir An İçin, Gerisin Geri | Kairos Gallery

Bir An İçin, Gerisin Geri | Kairos Gallery

Kairos Gallery, Gülnihal Yıldız’ın ilk kişisel sergisi olan Bir An İçin, Gerisin Geri başlıklı gösteriye ev sahipliği yapıyor. Sergi, 21 Ekim’e kadar galerinin Beyoğlu’ndaki mekanında görülebilir. Seçkide sanatçıya ait yağlı boya ve toz pastel otuz parça çalışma yer alıyor.

Sanatçı sergisinde tematik olarak hayal ve hatıra mefhumlarıyla örülmüş hafıza kavramı üzerine oldukça kişisel bir yerden yoğunlaşıyor. (Burada bahsettiğim ‘’kişisellik’’ daha sonra da pek çok noktada bizlere yardımcı olacak.) Sergiyi gezerken sanatçının belleğine atılmış belki birkaç saniyelik bir bakışın genişletilmiş bir izdüşümünü deneyimliyoruz. Öyle ki seçkideki işler sinematik bir hareketle birbiri ardına dizilseler, seyircide bir tür Vietnam Flashback estetiği yaratabilirler; kısacık bir göz dalgınlığında bir an için, gerisin geri atılmış bir bakış gibi…

Gülnihal Yıldız’ın resimlerinde bir anın ne kendisine ne de tam olarak bir tasarımına bakıyoruz. Bunlar, sanatçının zihinsel süreçlerinin neticesinde hatıralardan çağrılan yahut kendini yüzeye çıkaran hayaletler… Belleğin doğaçlamasına pay verildiğinde seyrettiğimiz manzaraların ne kadar hatıra ne kadar fantezi olduğuna karar vermek imkansızlaşıyor. Kuvvetli bir şüpheyle resimlerdeki yapı ve biçimler yeniden kendi fıtratlarını merak ettiriyorlar. Sahiden bu manzaraya bir akşamüstü mü bakmıştık? Yoksa sadece biraz hüzünlü müydük? Gözlerimizi biraz ovuştursak bir şeyler biraz daha netleşecek miydi? Yahut bu hatıra bir daha asla kendini tam göstermeyecek kadar eskide mi kaldı? Gerçekten bu koydaki kayalar bu denli büyük müydüler? Yoksa biz mi o zamanlar ufaktık? Daha evvel bahsettiğim ‘’kişisellik’’ burada işimize yarıyor ve anlıyoruz ki merakımızı celbeden bu sorular hiçbir zaman yanıtlanmayacak…

Bir An İçin, Gerisin Geri | Kairos Gallery
Fotoğraf: Henüz Kurulmamıştı Zaman, Gülnihal Yıldız, 2022

Fakat yine de sinsi ve sıcak bir tanışıklık hissi, ‘’temsil’’ edilen hatırayla hiçbir müşterekliğimiz olmasa da resimsel olgu halleriyle bizleri sarıyor. Gayet iyi bildiğimiz hatıralarmış gibi gözlerimizin önünden akıp gitmiyorlar. Lakin kendi gizli tözlerinden ve varoluş biçimlerinden tuhaf bir ‘’tanışıklık’’, Merleau-Ponty’den alıntıyla ‘’üzerimize kanıyor.’’ Bunu biraz deneyimlenen coğrafya, sosyoloji ve insan olmanın kolektif hafızasıyla açıklamak mümkün. Tabii biraz da ressamın yarattığı ambiansın çekiciliğine pay vermek gerek…

Bir An İçin, Gerisin Geri | Kairos Gallery

Ambiansın çekiciliğinden bahsetmek için serginin küratöryel metnini yazan Zeynep Yılmaz’dan bir tespiti alıntılamak istiyorum;

‘’Gülnihal Yıldız gerilim türünden doğrusal olmayan bir hikaye anlatıyor.’’

Burada gerilim ile bir çekişmeden değil, apaçık bir janrdan bahsedildiğini düşünüyorum. Nitekim resimlerde bizde doku uyuşmazlığı intibası uyandıracak hiçbir done yok. Ayrıca Grand-Guignol tarzından bir oyun izliyor değiliz ve birazdan kanlar içinde bir ceset çıkmayacak karşımıza… Öyleyse gerilimi nerede arayacağız?

Bunun için belki de en eski numaralardan birine, kılık değiştirmeye bakabiliriz. Hatıra ve hayal bu denli iç içe geçmişken ve neyin gerçekleştiğini neyin ise (henüz) gerçekleşmediğini bilmiyorken, vahşi köpekleri peşimize takılan kötü adamlardan yada arkada uzanan dağları birgün özlediğimiz birine sarılmaktan nasıl ayırt edebiliriz?  Gülnihal Yıldız, bir yandan seyirciyi ambiansına davet ederken bir yandan da oldukça tanıdık bu yabancılığın tedirginliğini yanımıza kar bırakıyor.