Efsane Yönetmenler Serisi: Gaspar Noe

Güncelleme Tarihi: 7 Ocak 2021

Bir yönetmeni efsane diye nitelendiren nedir? Bu sorunun cevabı elbette ki bir yazıya sığdırılabilecek kadar kısa değil ancak üzerine fikir yürütebileceğimiz birkaç konu olduğuna değinmek gerek. Bugün milyarlarca dolarlık bir endüstri haline gelmiş sinemayı temel iki başlık altında ayırmak gerekirse; ticari amaç güdülerek yapılan ve tüketim malzemesi haline gelen “filmler” bir tarafa, seyirciye estetik bir vaatte bulunan ve günlerce etkisinden kurtulamadığınız “Bu filmi kim çekmiş?” merakını ateşleyen filmler bir tarafa demek yanlış olmayacaktır. Sinema tutkusunu hayata geçirenin belirli yönetmenler olduğunu biliyoruz. Gaspar Noe filmleri de artık sinefil hafızalarında yerini kesinleştirmişken yönetmenin bu seride yer almasının kaçınılmaz hale geldiğini düşünüyoruz.

Gaspar Noe Kimdir?

Kaynak: afcinema.com

Noe’nin estetik anlayışının şekillenmesinde ressam bir babanın oğlu olmasının etkisi olduğu aşikar. 1963 yılında Arjantin’de doğan Gaspar Noe, Fransa’da büyüdü ve sinema anlayışında büyük oranda Fransız toplumunun etkisinde kaldı. Kırmızı ışığıyla toplum yasaklarını yeniden yorumlaması, uyuşturucuya ve sekse yer vermesi Gaspar Noe filmleri arasında ortak noktalar olarak sayılabilir. Cannes’da büyük ses getiren filmlere imza atması ve çoğu filminin sansüre uğraması Gaspar Noe hakkında belirli bir ipucu veriyor. The New York Times tarafından “Provoke Etmek İçin Yaşıyor” gibi manşetlerle gündeme geliyor ve her fırsatta lanetlenen konuları Gaspar Noe filmleri başlığı altında bulmaya devam edeceğiz gibi gözüküyor. 

Seul Contre Tous | IMDB: 7,4

Kaynak: cover.box3.net

Gaspar Noe’nin dikkatleri üzerine çekmeye 1998 yılında ilk uzun metraj filmi Seul Contre Tous’la başladığını söylemek yanlış olmaz. Bir kasabın hikayesini anlattığı bu filmde yer alan ensest unsurlar ve şiddet ögeleri yüzünden kendisi zamanında oldukça tepki çekmiş. Aynı zamanda kullanmayı çok sevdiği kırmızı ışığın temeli de bu filmden geliyor. 

Irreversible | IMDB: 7,4

Kaynak: posteritati.com

Sondan başa bir hikaye izletmek ve bu hikayeye olan merakı canlı tutmak konusunda Gaspar Noe’nin kendini kanıtladığı kesin. Monica Belluci ve Vincent Cassell’la bir barda tanışan Noe bu filmin senaryosundan bahsedince oyuncular bu projeye dahil olmak istiyor, seyirci de Irreversible’ı ikisinin performansıyla izlemek gibi bir şans elde etmiş oluyor. Fazlaca şiddet içeren bir hikaye nasıl filmleştirilir ve bir çiftin hayatı nasıl değişir sorularının cevapları sade ve özgün bir dille sinema ekranlarında yerini bulmuş demek yanlış olmaz.

Enter The Void | IMDB: 7,3

Ailesini kaybettikten sonra ayrı düşen iki kardeşin hayatı nasıl ilerlemiş olabilir? Zaman akışının lineer bir biçimde takip edemediğimiz bu filmle beraber Gaspar Noe’nin sinemasına dair belirli bir çerçeve çizilmiş oluyor. Kardeşlerden birinin Tokyo’da yaşaması ve diğerinin onun yanına taşınmasıyla birlikte geçmiş karelere ve aralarındaki ilişkiye şahit oluyoruz. Uyuşturucu ve cinselliğin bu filmde açıkça kullanılması elbette Noe’nin tekrar okları üzerine çekmesine sebep oluyor ancak kendi röportajlarında da okuduğumuz üzere Gaspar Noe tepki çekmekten rahatsız değil. Tüm bu ögeler ve Tokyo’nun neon ışıkları bu filmde bir araya geliyor ve Gaspar Noe’nin yönetmenliğini sadece çarpıcı senaryolarıyla değerlendirmenin teknik açıdan ne kadar yetenekli olduğunu gölgede bıraktığını fark ediyoruz.

Climax | IMDB: 7,1

Diğer filmlerine kıyasla daha az “provokatif” sayılan filmi Climax’i sinemada izleyenlerin unutulmaz bir deneyim yaşadığı kesin. Uzun plan çekimleri ve ustaca kullanılan ışık oyunları sayesinde kapalı ortamda kalan karakterlerle beraber izleyici de aynı deneyime dahil edildi denebilir. Bir dans grubunun prova yapmak için kapandığı okul, oldukça halisünatif bir uyuşturucunun herkesin içkisine dahil edilmesiyle beraber bir kapan haline geliyor ve maddenin etkisi altındayken yaşanılanlar toplum ve birey bazında birtakım eleştirilere işaret ediyor. Noe dansçılara hayran olduğunu söylemekle beraber bu filmin dans koreografilerini unutulmaz hale getiriyor. Senaryosu 6 sayfa olan ancak etkisi günler süren bu film, Quinzaine tarafından Art Cinema ödülüne layık görüldü.