Eko Anksiyete (Çevresel Kaygı) Nedir?

Eko Anksiyete (Çevresel Kaygı) Nedir?

Güncelleme Tarihi: 1 Aralık 2023


Gün geçtikçe daha fazla insanda karşımıza çıkan ve çokça merak edilen eko anksiyete nedir sorusu, kısaca iklim değişikliği karşısında duyulan kaygı olarak ifade edilebilir. Bildiğiniz gibi anksiyete, günlük hayatımızda yaşadığımız strese veya yoğun kaygıya bağlı olarak vücudumuzun aldığı doğal bir reaksiyondur. Tehdit altında hissetmek veya belirsizlik ile anksiyete; kalp çarpıntısı, hızlı nefes alıp verme, kas ağrıları, uykusuzluk, kafa karışıklığı gibi çok çeşitli fiziksel soruna sebep olabilir. Eko anksiyete veya eko kaygı ise dünyanın ve içinde yaşayan tüm canlıların geleceğinden emin olamama ve yaşanabilecek ekolojik felaketlerden endişe duyma durumudur.

Son yıllarda hayatımıza giren eko anksiyete ya da çevresel kaygı kavramına biraz daha yakından bakalım…

Eko Anksiyete Nedir, Kimlerde Görülür?

Eko Anksiyete
Fotoğraf: Nik Shuliahin

Yapılan araştırmalar, geleceğe karşı bir kaygı durumu olan eko anksiyete belirtilerinin gençler ve genç yetişkinlerde daha sık görüldüğünü ortaya koyuyor. Bu durum, yaşanan çevre ve iklim değişikliklerin artık hissedilir bir seviyeye gelmesinden ve her geçen gün artmasından kaynaklanıyor. Hayatlarının erken bir kısmında iklim değişikliğinin etkisi ile karşılaşan gençler, bilim insanlarının ortaya koyduğu verileri dikkatle takip ediyor ve yaşanacaklar karşısında umutlarını kaybetmeye başlıyor. İsveç’te yaşayan ve duyduğu eko anksiyete nedeniyle okul grevine başlayan Greta Thunberg, kaygı duyan gençler arasında en iyi örneklerden bir tanesi. Onun başlattığı Fridays for Future hareketi ise yeni neslin içinde bulunduğu durumu  bizlere daha net gösteriyor. 

Eko anksiyete etkisi altındaki bir diğer grup ise ekonomik ve coğrafi olarak dezavantajlı olan topluluklar olarak karşımıza çıkıyor. Aşırı kuraklık ve değişen iklim şartları nedeniyle sular altında kalma tehlikesi yaşayan bölgelerde yaşayan kişiler, iklim göçü gerçeği ile karşı karşıya kalıyor. Bu tür bölgelerde yaşayan kişilerin yakın bir gelecekte evlerini bırakmak zorunda kalmaları gerçeği, onların ciddi bir endişe içerisinde olması sonucunu doğuruyor. 

Eko Anksiyete Nasıl Anlaşılır? Çevresel Kaygı İçinde Misiniz?

Çevresel Kaygı
Fotoğraf: Vitolda Klein

İklim değişikliği, özellikle son birkaç yıldır sadece haberlerde gördüğümüz bir olay olmaktan çıkarak günlük hayatımızı etkilemeye başladı. Artık ‘Beni doğrudan etkilemiyor nasıl olsa’ demek için çok geç. Aniden bastıran dolu yağışları, hava kirliliği, neredeyse kasım ayının başına kadar hava sıcaklığının normalin çok üstünde olması, kar ve yağmur yağışının önemli ölçüde azalması iklim değişikliğinin etkilerinden sadece birkaçı. 

Eko Anksiyete Belirtileri

Peki, siz bir çevresel kaygı içerisinde misiniz? Gelin uzmanların belirlediği eko anksiyete belirtileri nelermiş, birlikte bakalım…

  • Eko kaygı için en önemli belirtilerden biri geleceğe karşı umutsuz olma durumu. Özellikle gençlerde fazlasıyla görülen bu his, ilerleyen safhalarda depresyona kadar gidebiliyor.
  • Kızgınlık ve öfke çevresel kaygının bir diğer önemli belirtilerinden. İklim değişikliğine neden olan ve önlemek için gereken adımları atmayan kişilere karşı yoğun bir öfke ortaya çıkıyor. 
  • Eko anksiyete sahibi kişi, bireysel olarak ise suçluluk duyuyor. Kendi karbon ayak izi ile dünyaya zarar verdiğini düşünüyor ve suçluluk duygusu ile birlikte utanç hissediyor. 
  • Çevrenin günden güne tahrip olduğunu düşünen kişi, ciddi bir panik hissine kapılıyor. 
  • Eko anksiyete, eğer önüne geçilmezse ilerleyen seviyelerde kişinin iştah kaybı ve uyku bozukluğu gibi belirtilerle de karşı karşıya kalmasına neden olabiliyor. 

Eko-Anksiyeteyi Azaltmak İçin Neler Yapılabilir?

Eko Anksiyete İçin Neler Yapılmalı?
Fotoğraf: Huy Phan

Eko anksiyete yaşıyorsanız, aslında durumun oldukça farkındasınız demektir. Bu da iklim krizini reddeden veya harekete geçmeyen onca insanın arasında daha bilinçli bir yapıda olduğunuzu gösteriyor. Fakat yaşadığınız kaygı durumunun günlük yaşantınızı etkilememesi önemli. Bunun için çevre dostu bazı uygulamaları hayatınıza entegre edebilir ve böylece yaşadığınız olumsuz duyguların önüne geçebilirsiniz.

  • İhtiyaç dışı alışveriş, ulaşım, sebze ağırlıklı beslenme gibi günlük tercihlerinizi daha sürdürülebilir olanlarla değiştirip karbon ayak izinizi azaltabilirsiniz. 
  • Çevre dernekleri ve organizasyonlarda gönüllü çalışmalara katılıp hem bilgi alabilir hem de daha çok insanın bilinçlendirilmesinde rol alabilirsiniz.
  • Yakın çevrenizle bu endişelerinizi paylaşıp onların da çevreye duyarlı tercihler yapmasına ön ayak olabilirsiniz. 
  • Özellikle ekran başında çok zaman geçirdiğinizi düşünüyorsanız bunun yerine boş zamanlarınızı doğada, sahillerde, parklarda geçirmeyi alışkanlık haline getirebilirsiniz. 
  • Kompost yapımı, geri dönüşüm, gıda atığını azaltma gibi konularda araştırmalar yaparak kendinizi geliştirebilirsiniz.
  • Evinizin yakınlarında geri dönüşüm kutusu bulunmuyorsa belediyenizle iletişime geçip bu konuda bir adım atmasını talep edebilirsiniz veya öncü olabilirsiniz.
  • Çocuk sahibi iseniz çocuğunuzla beraber doğada vakit geçirebilir, çocuğunuza erken yaşta doğa sevgisi aşılayıp sorumlu bir birey olarak büyümesine katkıda bulunabilirsiniz.
  • İmkanınız varsa bahçecilikle uğraşabilir, yoksa balkon bahçeciliği ile çiçek, bitki ve sebze yetiştirebilirsiniz. 

Kapak fotoğrafı: Markus Spiske