Duygusal Tüketim Nedir?

Duygusal Tüketim Nedir?

Dolabınızda büyük bir hevesle satın alıp yalnızca bir kere giydiğiniz kıyafetler var mı? Ya da vitrinde görür görmez almak zorunda hissettiğiniz ama aldıktan sonra evinizin bir köşesinde çürüyen eşyalar… Eğer bu gibi durumları sık yaşıyorsanız, duygusal tüketim yapıyor olabilirsiniz. Harvard profesörü Gerald Zaltman’a göre tüketim yaparken marka, fiyat ya da ürün kalitesi gibi faktörleri değerlendirerek seçim yaptığımızı düşünsek de tüketim kararlarımızın %95’ini dürtü ve duygularımızla veriyoruz. Haliyle markalar ve reklam şirketleri, bu duygu ve dürtülerimizi kullanarak piyasadaki varlıklarını sürdürüyor. 

Duygusal tüketim, dünya üzerinde daha önce kimsenin ihtiyaç duymadığı bir ürün için size onu satın almazsanız yaşamınıza devam edemeyecekmişsiniz hissi verebiliyor. Bu, oldukça tehlikeli bir durum. Aynı gömleğin altı farklı rengini ya da bütçenizi aşan ve hiç tarzınıza uymayan bir çantayı satın almak, hayatınızda kısa vadede çok şey değiştirmiyor gibi görünse de duygusal tüketim modeli, uzun vadede yarattığı duygular ve alışkanlıklarla bireye ve çevreye ciddi zararlar verebilir. 

Peki, bizi duygusal tüketime iten duygular hangileri? Tüketimlerimizi ne kadar duygusal yapıyoruz? En önemlisi; duygusal tüketimimizi nasıl en aza indirebiliriz? 

Duygusal Tüketim ile Sonuçlanabilen Bazı Duygular

Duygusal Tüketim Nedir?

Fotoğraf: Hello I’m Nik

Kıskançlık 

Kıskançlık duygusu ve kendinizi başkalarıyla karşılaştırmak, modaya veya sosyal çevreye ayak uydurmak için tüketim yapmanızla sonuçlanabilir. Elinizdeki ürün sizin için yeterli fakat ürünün piyasaya yeni çıkmış üst modelini çevrenizdeki çoğu insanın elinde görmeye başladınız diyelim. Böyle bir durumda kendinizi o üst modeli satın almaya ikna ediyor musunuz? “Benim neyim eksik?” gibi cümlelerle, başkalarını gölgede bırakma dürtüsüyle yapılan alışverişler, sağlıksız ve duygusal tüketimlerden biri.  

Üzüntü ve Korku

Kasvetli ruh halinden uzaklaşmak için anlık çözümler ararken kendinizi alışveriş yaparken bulmak, korkulan bir görüşme ya da hallolmayan bir iş gibi günlük hayatın endişeleri içinde çevrim içi alışveriş sitelerinden konuyla ilgili tüketim yapmak, duygusal tüketimin en bariz örneklerinden. Korku, endişe, üzüntü gibi duygu durumlarında alışveriş, sizin için bir kaçış ve anlık mutluluk kaynağı ise tüketim bir bağımlılığa dönüşebilir. 

Başarı 

Kendinizi ödüllendirmek, normal şartlarda çok sağlıklı ve gerekliyken bazen aşırıya kaçtığınız oluyor mu? “Ödül” adı altında bütçe zorlayan kutlamalardan ya da gereksiz hediyeler almaktan kendinizi alamamak da duygusal tüketim türlerinden biri. 

Suçluluk

Sadece başarı değil, başarısızlık da bizi duygusal tüketime itebilir. Suçluluk duygusu karşısında teselli bulmaya çalışırken aşırıya kaçıp “Battı balık yan gider…” sözüyle devam edilen kısır tüketim döngüsünden hasarsız çıkmak çok zor. Diğer bütün duygular gibi suçluluk duygusu da tüketimi tetikliyor. 

Duygusal Tüketimi Nasıl En Aza İndirebiliriz? 

Duygusal Tüketim Nedir?
Duygusal tüketim nasıl azaltılır?

Fotoğraf: Content Pixie

Özellikle sosyal medyayla birlikte kendimizi karşılaştırdığımız figürlerin, her geçen gün daha gerçek dışı olan güzellik standartlarıyla harmanlandığı bir dönemde yaşıyoruz. Markaların “Tarzını yarat!” sloganları ve reklam politikaları, “kişilik” kavramını pazarlamacıların bir oyuncağı haline getirdi. Duygusal boşluklarımızdan tutun da kişisel gelişimimiz üzerimizde çalışmak istediğimiz zamanlarda bile tüketimin içindeyiz. Ürünler, madde olmaktan çıkıp giderek sembolleşmekte. İnsan dürtülerinin ve duygularının, her türlü piyasa tarafından bu denli bilinmesinin ve kullanılmasının ise çevre ve insan sağlığı için kötü sonuçlar doğurduğu ortada. 

Duygusal tüketimi en aza indirmek için yapabileceğiniz ilk şey, sizi gereksiz tüketime sürükleyen duygularınızın farkında olmak. Tetikleyici unsurların farkına varmanız, durumu kontrol edebileceğiniz anlamına gelir. Duygularınızın farkına vardıktan sonra sırada bu duyguların sonucunda alışverişle elde edilen geçici tatminin yerine başka bir şey yerleştirmek var.  Duygularınızı geçiştirmek yerine onların üzerinde yapıcı bir şekilde çalışmak, uzun vadeli kişisel tatminin önünü açabilir. 

Mesela suçluluk duygusunun tetiklediği bir tüketim yapmak üzereyken bunu fark ettiğinizde hata olarak adlandırdığınız durumdan çıkmak ve gelişmek için kendinize yeni yollar arayabilir, yeni hedefler koyup bunları bir kâğıda dökebilirsiniz. Herhangi bir ürün alırken bir adım geri gelip durum değerlendirmesi yapmak ve tüketimin arkasındaki motivasyonu araştırmak, duygusal tüketim kavramının “duygusal” kısmını silip, yerine “sorumlu” kelimesini koymamıza yardımcı olacaktır. 

Kapak Fotoğrafı: Artem Beliaiki